Güncelleme Tarihi:
PROJE TERÖR ÖRGÜTLERİ
“İSLAM dünyasını içeriden çökertme operasyonu etnik ve mezhebi farklılıkların körüklenmesiyle yürütülüyor. Bunun için de DEAŞ, PKK, PYD, YPG gibi proje terör örgütleri silah ve mühimmata boğularak palazlandırılıyor. Bu silaha boğma kimi zaman 4 bin TIR’lık sevkıyatlarla göstere göstere kimi zaman da başka örneklerdeki gibi güya kazayla oluyor. Her iki durumda da Suriye halkını katleden, ülkeyi büyük bir enkaz yığınına çeviren silahların menşei değişmiyor. Geçtiğimiz haftalarda Rakka’da sahnelenen kepazelik bu işbirliğinin son örneğidir. DEAŞ’lı teröristler, kimliği herkesçe malum bir elin devreye girmesiyle Rakka’dan ellerini kollarını sallayarak çıkmışlardır.
DEAŞ’A KAÇ, YPG’YE TUT
Suriye’de DEAŞ’a kaç, YPG’ye tut diyen aynı merkezdir. Kendi çıkarları için kullanabildikleri sürece terör örgütlerini tehdit olarak görmezler. Bunu Trump’a söyledim. Biz dedim karada desteği veririz, siz de havadan desteği verin Rakka’yı bitirelim. Ama siz bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle bitirmeyi tercih ettiyseniz buna söyleyecek bir şey bulamıyorum.
Şimdi yeni bir durum ortaya çıktı, Kudüs, Evanjelist, siyonist bir anlayış, ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ediyor ve kendi büyükelçiliklerini de oraya alıyor. 1980 yılı, 478 sayılı BM kararına rağmen bu adımı atanlar, ‘Biz sizi tanımıyoruz. Biz yaptık oldu’ mantığıdır. Öyle mi diyorsunuz, biz de sizi tanımıyoruz.”
EY TRUMP GÖRMEDİN Mİ?
“Emin olun terörün bu kadar meşrulaştırıldığı hatta alenen desteklendiği bir başka dönem yoktur. Şu süreç içerisinde terör devleti İsrail’in askerlerinin neler yaptığını örnekle gösterelim. Şu delikanlı 14 yaşında, Cüneydi, 20 asker terörist, Cüneydi’nin ağzını burnunu kırmışlar, gözlerini o bantla kapatmışlar ve sürükleye sürükleye kafesin içine götürüyorlar. Bu gencin elinde silah yok. Ama bu gencin imanı var. Bu genç gün ola harman ola, hesabını çok ağır soracak.
Ey Amerika, ey Trump, ya sen bunları görmedin mi? Şu kafeslerin içindeki çocukları görmedin mi? Bunları göre göre, ondan sonra dünyanın en güçlü devleti benim, ya senin her yanın güç olsa ne olacak ya? Adalet bu mu adalet? Ülkemizin önünde iki yol var, ya boyun eğeceğiz ya mücadele edeceğiz. Türkiye’de devlet yönetmenin dikensiz bir gül bahçesi olmadığını çok iyi biliyoruz. Milli ve bağımsız politikalar izlediğiniz zaman senelerdir size emir kipiyle yat, kalk, otur diyenlere siz haddini bil dediğiniz için rahatsız oluyorlar.”
KILIÇDAROĞLU’NA ELÇİLİK YANITI
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, konuşmasında “Doğu Kudüs’teki konsolosluğu büyükelçiliğe çevirin” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da şöyle yanıt verdi: “Çıkmış Kemal konuşuyor. “Orası hemen Filistin’in başkenti olarak ilan edilmeli’ diyor. Zaten biz Filistin’in başkenti olarak Kudüs’ü çoktan ilan ettik. Fakat Kudüs şu anda işgal altında olduğu için oraya gidip büyükelçiliğimizi açamıyoruz. Ama bizim şu anda başkonsolosluğumuz bile büyükelçiyle temsil ediliyor. Fiili olarak biz bu işi yapmışız. Ama inşallah o gün de yakın, bizim bizzat resmi olarak da Allah’ın izniyle o günler yakın, büyükelçiliğimizi ayrıca orada açacağız.”
BERABER OLURSAK FİTNE TOHUMLARI BOY VEREMEZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Konya’da düzenlenen Hz. Mevlana’nın 744. Vuslat Yıldönümü Şeb-i Arus programına katıldı. Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Kimi güçler Müslümanların hassasiyetlerini yok sayarak ve hatta özellikle çiğneyerek sabrımızı sınıyor da olabilir. Ama Mevlana Hazretlerinin mesajları bize baskıyla ikbal peşinde koşanların, şiddetle, fitneyle iktidar hayalleri kuranların ne kadar büyük bir gaflet içinde olduklarını çok net biçimde anlatmaktadır. Sıkıntılar karşısında sabreden, birbirine kenetlenen bir milleti ne içerden ne dışardan kimse yıkamaz. Biz bir ve beraber olursak, coğrafyamızda ekilmeye çalışılan fitne tohumları asla boy vermeyecektir.”