Güncelleme Tarihi:
Hatay 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma öncesinde polis ve jandarma geniş güvenlik önlemleri aldı. İskenderun’dan çevik kuvvetin de geldiği adliyede 2 zırhlı polis aracı ile 2 TOMA hazır bekletildi. Adliyenin bahçesi polis barikatlarıyla girişlere kapatıldı.
GAZETECİLER ALINMADI
Olayın üzerinden bir yıl geçtikten sonra görülmesine başlanan davada, mahkeme heyeti, saat 09.00’da başlayan duruşmaya sadece ailenin birinci derece yakınları ve avukatlarının katılmasına izin verdi. Güvenlik gerekçesiyle gazeteciler ve davayı izlemek isteyenlerin alınmadığı duruşmaya CHP Hatay Milletvekilleri Mehmet Ali Ediboğlu, Hasan Akgöl, Refik Eryılmaz, Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert, ağabeyleri Zafer ve Adnan Cömert, avukatları Hatice Can, sanık A.K.’nin avukatı Fatih Maden ile Eskişehir’de Gezi Parkı eylemleri sırasında dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, başta Hatay Barosu olmak üzere ve çevre illerden de avukatlar katıldı. Davada Cömert Ailesi adına Hatice Can ile birlikte toplam 15 avukat temsil etti.
Olası kasıt ile adam öldürmek suçundan 25 yıla kadar hapsi istenen ve önceki ifadesinde gaz fişeğinin ölüme neden olup olmayacağını bilmediğini söyleyen, tutuksuz yargılanan sanık polis A.K. ise duruşmaya katılmadı.
"ABDULLAH’IN HESABI SORULACAK"
Yaklaşık 40 kişilik bir grup duruşma öncesi adliye önünde toplandı. Ellerinde Abdullah Cömert’in fotoğrafları olan grup, ’Abdullah Cömert ölümsüzdür’, ’Abdullah’ın hesabı sorulacak’, Abdullah Cömert onurumuzdur’ sloganları attı. Duruşmaya gelen Cömert Ailesi de adliye önündeki polislere tepki gösterdi.
Duruşmayı izlemeye gelenlerden İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Yurtçiçek içeri girmek isteyince, polisin izin vermemesi üzerine kısa süreli tartışma çıktı. Polis daha sonra Yurtçiçek’in adliye bahçesine girmesine izin verirken duruşmaya alınmadı. Diğer bazı göstericiler de adliyeye girişleri engellendiği için polis barikatlarını tekmeleyip yıktı.
Abdullah Cömert’in avukatları duruşmada sanık polisin tutuklanması isteğinde bulundu. Polis A.K.’nin avukatı da, davanın başka bir ilde görülmesi isteğini tekrarladı.
VALİ SİLAH DEDİ, SAVCI GAZ FİŞEĞİNİ ORTAYA ÇIKARDI
İstanbul’daki Gezi Parkı eylemlerine destek vermek için Hatay’ın merkez Antakya İlçesi’nde 3 Haziran 2013’te düzenlenen eylemlere katılan Abdullah Cömert, saat 23.00 sıralarında başına aldığı darbe sonucu ağır yaralandı. Cömert, kaldırıldığı Antakya Devlet Hastanesi’nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.
VALİ: AÇILAN ATEŞ SONUCU ÖLDÜ
Cömert’in nasıl öldüğüne dair ilk açıklama Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’den geldi. Lekesiz, Abdullah Cömert’in kimliği belirsiz bir kişi tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdiğini belirterek, "Merkeze bağlı Armutlu Mahallesi’nde, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin açtığı ateş sonucu ağır yaralanan vatandaşımız kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmiştir" dedi.
BAŞSAVCILIK: ATEŞLİ SİLAH YOK
Ölümünün ardından yapılan otopside Abdullah Cömert’in ateşli silahla hayatını kaybetmediği belirlendi. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan açıklamada, "Ateşli silaha ait giriş çıkış deliği ve beyin dokusunda trace oluşturmuş herhangi bir lezyon saptanmadığı, ancak yapılan muayenede başının arkasında temporo oxpitalde 3x2,5 santimetre ebatlarında çökme nitelikli parçalı kafatası kırığı ve üzerinde yarım ay şeklinde 4 santimetre çapında kemiğe kadar ulaşan yırtığa rastlandı" denildi.
ADLİ TIP: GAZ FİŞEĞİ
Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, Abdullah Cömert’in kesin ölüm nedeni, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1’inci İhtisas Kurulu’nca yapılan incelemede ortaya çıktı. Raporda, Cömert’in ölüm nedeni şöyle özetlendi:
"Kişinin ölümü gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi sonucu oluşan kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiştir. Kişinin kafasına gelen gaz fişeği çarpması sonucu yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunmuştur."
AKREP’TEN ATEŞ EDİLMİŞ
Adli Tıp’ın bu raporunun ardından yürütülen soruşturmada Abdullah Cömert’in yaralandığı noktayı gören tüm Mobese ve güvenlik kameraları görüntüleri incelendi. Yapılan incelemelerde Cömert’in ölümüne neden olan gaz fişeğinin ’Akrep’ diye tabir edilen polis aracından ve gaz fişeğinin ise Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli 29 yaşındaki polis memuru A.K. tarafından ateşlendiği belirlendi.
İDDİANAMEDEKİ ÖLÜM ŞEKLİ
Olayla ilgili soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı hazırladığı iddianamede A.K.’nın olası kasıtla adam öldürmek suçundan 25 yıla kadar hapsini istedi. İddianamede, A.K.’nın gaz fişeğini ateşlediği yer ile Abdullah Cömert’in bulunduğu mesafenin 36 metre olduğu, gaz fişeğinin özellikleri ve menzili ile gaz fişeğinin atıldığı mesafe birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin gaz fişeğinin birilerine isabet etmesi halinde yaralayıcı veya öldürücü zarar vereceğini öngörmesine rağmen kalabalığa doğru gaz fişeğini ateşleyerek olası kast ile maktulün ölümüne sebebiyet verdiği belirtildi.
SANIK POLİS:GAZ FİŞEĞİNİN ÖLDÜRÜCÜ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM
Tutuksuz yargılanan A.K.’nın iddianamede yer alan ifadesinde olaylara müdahale ederken 31 A 6297 plakalı polis aracından kontrollü bir şekilde gaz fişeği attığını belirterek şunları söyledi:
"Müdahaleler sırasında tam hatırlamamakla birlikte toplamda 20-25 adet gaz fişeği attım. Gaz fişeğinin bir kişiyi hedef alması halinde öldürücü olup olmadığını bilmiyorum. Böyle bir olaya da şahit olmadım. Gaz fişeğinin mesafesi atılan silahtan silaha değişmekle birlikte 100-150 metre arasıdır. Saat 03. 00 sıralarında göstericiler dağıldıktan sonra şubeye döndüm. Olaylar sırasında birisinin yaralandığını ve öldüğünü şubede duydum."
BAKANLIKTAN CEVAP GELMEDİ
Öte yandan sanık polisin Avukatı Fatih Maden, güvenlik gerekçesiyle davanın başka bir ile alınması için 26 Mayıs’ta Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Görüşleri alınan Hatay Valiliği ve İl Emniyet Müdürlüğü’nün onay vermesinin ardından Cumhuriyet Başsavcılığı 27 Mayıs’ta Hatay 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden dosyayı alarak, güvenlik gerekçesiyle davanın başka bir ile taşınması için dosyayı Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Aradan geçen zaman zarfından Bakanlıktan henüz olumlu yada olumsuz bir yanıt gelmedi.
SON MESAJI: BU YOLDA ÖLECEĞİZ
Abdullah Cömert, aktif kullandığı sosyal medyada son mesajını ölmeden 8 saat önce yazmıştı. Cep telefonunda yolladığı mesajda yorgunluğundan söz eden Cömert, şunları yazdı:
"3 günde sadece 5 saat uyudum. Sayısız biber gazı yedim, 3 defa ölüm tehlikesi atlattım. Ve insanlar ne diyor biliyor musunuz? ’Boş ver ülkeyi sen mi kurtaracaksın.’ Evet kurtaramasak da bu yolda öleceğiz. (O kadar yorgunum ki, 3 günde 7 tane enerji içeceği 9 tane ağrı kesici ile ayaktayım. Sesim kısık vaziyette ama gene saat 6’da alanlardayım sadece devrim için)"
DURUŞMA, DOSYA OLMADAN GÖRÜLDÜ
Davanın başka bir ile nakledilmesi için yapılan müracaatla birlikte dava dosyasının Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Adalet Bakanlığı’na gönderilirken, fotokopisinin alınmadığı, duruşmanın dosya olmadan yapıldığı ortaya çıktı. Dosya olmadan başlayan davada mahkeme heyeti, dosyanın içeriğine UYAP’tan bakmaya çalıştı.
İki kez 5 ve 10 dakika ara verilen duruşmada Abdullah Cömert’in avukatının, tutuksuz yargılanan polis memuru Ahmet Kuş’un tutuklanmasını isteği mahkemece kabul edilmedi. Kuş’un avukatı Fatih Maden ise müvekkilinin belinden rahatsız olduğu için duruşmaya katılamadığını belirtip sağlık raporunu mahkemeye sundu.
ANNESİ: ADELET İSTİYORUM
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili TBMM İnsan Hakları Komisyon Üyesi Mahmut Taner, Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Türkiye Barolar Birliği’ni temsilen avukat Erol Yılmaz Aras’ın da izleyici olarak katıldığı duruşmada söz alan Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert, polis memurunun tutuksuz yargılanmasına tepki gösterdi. Hatice Cömert, "Ben adalet istiyorum, adil yargılanma istiyorum. Benim oğlumun hiçbir suçu yoktu, ben onu binbir emekle büyüttüm. Davanın başka bir yere nakledilmesini de istemiyorum" diye konuştu.
Abdullah Cömert’in diğer yakınları, avukatları ve tanıkları da dinleyen mahkeme heyeti duruşma sonunda davayı 15 Eylül’e erteledi.
''BİZİ DEĞİL, KATİLİ DÜŞÜNDÜ''
Duruşma sonunda adliye önünde kendilerini desteklemeye gelen grubun yanına giden anne Hatice Cömert, gençlere dava hakkında bilgi verirken, desteklerinden dolayı da teşekkür etti. Gazetecilere de bir açıklama yapan Cömert, "Bu hakime çok güvenmiştim. Bizim acımızı hiç düşünmedi, katili düşündü. Ben adalet istiyorum" dedi.
Abdullah Cömert’in ağabeyi Adnan Cömert ise davanın başka bir ile nakledilmesine karşı olduklarını belirterek, "Benim annem rahatsız, hasta ve bizim ekonomik durumumuz iyi değil. Başka bir yere nakledildiği takdirde gidip gelmemiz zor olacaktır. Zaten onlarda bizim davayı takip etmememizi istiyorlar. Ama Abdullah Cömert burada öldürülmüştür, burada yargılanmalıdır. Biz, sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız. Çünkü adalet istiyoruz" diye konuştu.
''ADAM ÖLDÜRMEKTEN YARGILANAN KİŞİ GÖREVİNİN BAŞINDA''
Cömert ailesinin avukatı Hatice Can ise duruşmayı değerlendirirken, "Duruşma günü belli, tanıklara da davetiye çıkartılmış. 27 tanık duruşma günü hazır ancak sanık vekili, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçeyle nakil istemiş. Adalet Bakanlığı’na gönderilen dosya Yargıtay 5’inci daireye ulaştırılmış. Yani, dosya kaçırılmıştır" dedi.
Mahkemeden sanık polisin tutuklanmasını istediklerini ancak reddedildiğini belirten Hatice Can, "Adam öldürmekten yargılanan bu kişi, şu anda görevinin başındadır. Bu da düşündürücüdür. Ayrıca emir veren yetkili amirlerin de bu konuda yargılanmasını istemiştik ancak kimlik tespitleri dahi yapılmadan, sorgulamadan takipsizlik kararı verilmiştir. Bu bir hukuk skandalıdır" diye konuştu.
Duruşmaya Türkiye Barolar Birliği’ni temsilen gözlemci olarak katılan avukat Erol Yılmaz Aras ise, yapılanların hukuksuzluk olduğunu belirterek, "Dosya, mahkeme tarafından Adalet Bakanlığı’na gönderilmiş, mahkemenin önünde değildir. Tutuksuz yargılanan polis memurunun güvenlik nedeniyle dosyanın başka bir yere nakledilmesi istemine mahkeme heyeti fotokopisini dahi almadan tamamını Adalet Bakanlığı’na göndermiştir" diye konuştu.