Abdullah Arapoğlu'nun çapraz sorgusu tamamlandı
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2009 17:53
“Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından Abdullah Arapoğlu'nun çapraz sorgusu tamamlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Arapoğlu, savunmasının ardından Cumhuriyet Savıcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularını yanıtladı.
Savcı Pekgüzel, Arapoğlu'nun telefon tapelerinden bazı ifadelere okuyarak, “kurduğun ekip seninle çalışmak istiyor”, “450 kişilik Genelkurmaya bağlı özel kuvvetimiz var”, “o kişi ile paraysa parayla konuşalım, dişe dişse silahla konuşalım” şeklindeki beyanlarını hatırlattı.
Arapoğlu'nun, bu ifadelerin tümünün abartılı olduğunu, telefonda görüştüğü kişilerle şakalaştıklarını belirtmesi üzerin Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, “Konuştuğunuz konular dalga geçilecek şeyler mi? Bunlar Fenerbahçe-Galatasaray maçı değil” diye konuştu.
Abdullah Arapoğlu'nun “Uydurduğum şeyler, kesinlikle gerçek dışı” sözlerine Başkan Şengün, “Hep şakaları aynı konuda yapıyorsunuz, başka konu yok mu şaka yapacak. Dağarcığınızda sadece bunlar mı var?” karşılığını verdi.
MUZAFFER TEKİN
Tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin, “Ergenekon” soruşturması kapsamında ifadelerine başvurulan Engin Bağbars, Osman Yıldırım ve Durmuş Anuçin ile “Ergenekon” davasında tutuksuz yargılanan Ali Yiğit'in iddia makamı tarafından “devşirildiğini” ileri sürdü.
Davanını tutuklu sanıkları Erol Ölmez, Abdullah Arapoğlu ve Vatan Bölükbaşoğlu'na da aleyhte tanıklık yapmaları konusunda baskı yapıldığını öne süren Tekin, “Bu kirli oyuna bilerek veya bilmeyerek iştiraklerinden dolayı iddia makamı hakkında görevi kötüye kullanmaktan kanuni işlem yapılmasını arz ederim” dedi.
Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz, savcıların yargılama sırasında, mahkeme heyetinin ara karar vermek üzere salonu terk ettiği sırada, bazı sanıklarla saatlerce sohbet ettiklerini öne sürdü. Bazı sanıkların da usule aykırı olarak dilekçelerini direkt iddia makamına verdiklerini savunan Kerinçsiz, “Bu kanlı terör örgütünün mensuplarıyla saatlerce savcıların sohbet etmesinin nedeni delil aramalarıdır” iddiasında bulundu.
Tutuklu sanık Zekeriya Öztürk, mahkemeye ulaşan baz istasyonu kayıtlarına göre, Ataşehir toplantısının yapıldığı tarihte cep telefonu sinyallerinin bu yerde çıkmadığının belirtildiğini, bu şekilde iddia edilen Ataşehir toplantısına katılmadığının ortaya çıktığını ileri sürdü. Öztürk, hakkındaki bu iddianın yok sayılmasını talep etti.
MİT'ten gelen yazıda da bu teşkilatta görevli olmadığının bildirildiğini anımsatan Öztürk, Doğu Perinçek ile ilgili bant kaydını MİT'e verdiğine dair bir bilgiye rastlanmadığını, MİT'ten gelen bu yanıtların savunmasına eklenmesini istedi.
SAVCIYLA İNSANİ KONUŞTUK
Tutuklu sanık Hayrettin Ertekin, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in rahatsızlığı nedeniyle “geçmiş olsun” dediğini ifade ederek, “Kerinçsiz'in kastettiği buysa, konuşmamız sağlıkla ilgili insani konuşmadır. Herhangi bir devşirme durumu söz konusu değil” diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Ümit Sayın, zihin kontrolü yaptığına yönelik iddiaların doğru olmadığını anlatarak, “Bu yöntemle insanlara cinayet işletmek mümkün değildir. Ancak insanlar sersemleştirilebilir” dedi.
İddianamenin “paranoid şizofren” olduğunu savunan Sayın, “En ufak şeyden bizi Ergenekon'a bağlıyorlar. Kuvayı Milliye kelimesi örgüt üyesi olmaya neden oluyor. Bu yüzden iddianame paranoiddir. Mantık hataları ile dolu olduğu için de şizofrendir” görüşünü ileri sürdü.
Ümit Sayın, annesinin ölüm döşeğinde olduğunu, onu son bir kez görmek istediğini belirterek, tahliyesini talep etti.
GELEN EVRAKLAR
Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, dosyaya gelen evrakları okudu.
Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen yazıda, “Ulusalcılık”la ilgili bir raporun bulunmadığının belirtildiğini kaydeden Başkan Şengün, aynı kurumun yazısında “Ergenekon” davası sanıklarıyla ilgili herhangi bir ortam dinlemesinin yapılmadığının da bildirildiğini kaydetti.
Başbakanlık'tan gönderilen yazıda “Başbakanlık Tanıtma Fonu”ndan Doğu Perinçek, İşçi Partisi ve Ulusal Kanal'a Ermeni meselesiyle ilgili ödeme yapılmadığının bildirildiğini ifade eden Şengün, Veli Küçük'ün avukatının talebi üzerine gizli tanık 9 olduğu öne sürülen Danıştay davası sanığı Osman Yıldırım'a GATA'da psikiyatri kliniğinden verilen bir raporun olmadığının da kaydedildiğini vurguladı.
Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.
Savcı Pekgüzel, Arapoğlu'nun telefon tapelerinden bazı ifadelere okuyarak, “kurduğun ekip seninle çalışmak istiyor”, “450 kişilik Genelkurmaya bağlı özel kuvvetimiz var”, “o kişi ile paraysa parayla konuşalım, dişe dişse silahla konuşalım” şeklindeki beyanlarını hatırlattı.
Arapoğlu'nun, bu ifadelerin tümünün abartılı olduğunu, telefonda görüştüğü kişilerle şakalaştıklarını belirtmesi üzerin Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, “Konuştuğunuz konular dalga geçilecek şeyler mi? Bunlar Fenerbahçe-Galatasaray maçı değil” diye konuştu.
Abdullah Arapoğlu'nun “Uydurduğum şeyler, kesinlikle gerçek dışı” sözlerine Başkan Şengün, “Hep şakaları aynı konuda yapıyorsunuz, başka konu yok mu şaka yapacak. Dağarcığınızda sadece bunlar mı var?” karşılığını verdi.
MUZAFFER TEKİN
Tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin, “Ergenekon” soruşturması kapsamında ifadelerine başvurulan Engin Bağbars, Osman Yıldırım ve Durmuş Anuçin ile “Ergenekon” davasında tutuksuz yargılanan Ali Yiğit'in iddia makamı tarafından “devşirildiğini” ileri sürdü.
Davanını tutuklu sanıkları Erol Ölmez, Abdullah Arapoğlu ve Vatan Bölükbaşoğlu'na da aleyhte tanıklık yapmaları konusunda baskı yapıldığını öne süren Tekin, “Bu kirli oyuna bilerek veya bilmeyerek iştiraklerinden dolayı iddia makamı hakkında görevi kötüye kullanmaktan kanuni işlem yapılmasını arz ederim” dedi.
Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz, savcıların yargılama sırasında, mahkeme heyetinin ara karar vermek üzere salonu terk ettiği sırada, bazı sanıklarla saatlerce sohbet ettiklerini öne sürdü. Bazı sanıkların da usule aykırı olarak dilekçelerini direkt iddia makamına verdiklerini savunan Kerinçsiz, “Bu kanlı terör örgütünün mensuplarıyla saatlerce savcıların sohbet etmesinin nedeni delil aramalarıdır” iddiasında bulundu.
Tutuklu sanık Zekeriya Öztürk, mahkemeye ulaşan baz istasyonu kayıtlarına göre, Ataşehir toplantısının yapıldığı tarihte cep telefonu sinyallerinin bu yerde çıkmadığının belirtildiğini, bu şekilde iddia edilen Ataşehir toplantısına katılmadığının ortaya çıktığını ileri sürdü. Öztürk, hakkındaki bu iddianın yok sayılmasını talep etti.
MİT'ten gelen yazıda da bu teşkilatta görevli olmadığının bildirildiğini anımsatan Öztürk, Doğu Perinçek ile ilgili bant kaydını MİT'e verdiğine dair bir bilgiye rastlanmadığını, MİT'ten gelen bu yanıtların savunmasına eklenmesini istedi.
SAVCIYLA İNSANİ KONUŞTUK
Tutuklu sanık Hayrettin Ertekin, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in rahatsızlığı nedeniyle “geçmiş olsun” dediğini ifade ederek, “Kerinçsiz'in kastettiği buysa, konuşmamız sağlıkla ilgili insani konuşmadır. Herhangi bir devşirme durumu söz konusu değil” diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Ümit Sayın, zihin kontrolü yaptığına yönelik iddiaların doğru olmadığını anlatarak, “Bu yöntemle insanlara cinayet işletmek mümkün değildir. Ancak insanlar sersemleştirilebilir” dedi.
İddianamenin “paranoid şizofren” olduğunu savunan Sayın, “En ufak şeyden bizi Ergenekon'a bağlıyorlar. Kuvayı Milliye kelimesi örgüt üyesi olmaya neden oluyor. Bu yüzden iddianame paranoiddir. Mantık hataları ile dolu olduğu için de şizofrendir” görüşünü ileri sürdü.
Ümit Sayın, annesinin ölüm döşeğinde olduğunu, onu son bir kez görmek istediğini belirterek, tahliyesini talep etti.
GELEN EVRAKLAR
Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, dosyaya gelen evrakları okudu.
Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen yazıda, “Ulusalcılık”la ilgili bir raporun bulunmadığının belirtildiğini kaydeden Başkan Şengün, aynı kurumun yazısında “Ergenekon” davası sanıklarıyla ilgili herhangi bir ortam dinlemesinin yapılmadığının da bildirildiğini kaydetti.
Başbakanlık'tan gönderilen yazıda “Başbakanlık Tanıtma Fonu”ndan Doğu Perinçek, İşçi Partisi ve Ulusal Kanal'a Ermeni meselesiyle ilgili ödeme yapılmadığının bildirildiğini ifade eden Şengün, Veli Küçük'ün avukatının talebi üzerine gizli tanık 9 olduğu öne sürülen Danıştay davası sanığı Osman Yıldırım'a GATA'da psikiyatri kliniğinden verilen bir raporun olmadığının da kaydedildiğini vurguladı.
Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.