Güncelleme Tarihi:
Bakan Gül, SETA tarafından ATO Congresium'da düzenlenen "Kuruluşundan Bugüne AK Parti Sempozyumu"nda, AK Parti'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türk siyasetinin en güçlü ve prestijli markası olduğunu söyledi.
AK Parti'nin bütün renkleri ve sesleriyle bir Türkiye partisi olduğunu ifade eden Gül, şunları kaydetti:
"AK Parti, dili, mezhebi, etnik kimliği ne olursa olsun 81 milyonun tamamını benzer hayaller ve ortak hedefler doğrultusunda buluşturan bir milli merkezin adıdır. İşte siyasetteki bu milli merkez, 16 yıllık tek başına iktidarı döneminde icraat odaklı politikalarıyla hep öne çıkmıştır. Bu icraatları sadece maddi kalkınma anlamında düşünmek anlamak da elbette hatalı olur. AK Parti bu ülkede tüneller, köprüler yapmadı, aynı zamanda vatandaşıyla asla ama asla kopmayacak gönül köprüleri kurdu. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi, bu siyasi hareket devlet ile millet arasındaki makası birleştirdi, devlet ile milleti bütünleştirdi."
"MİLLET İLK DEFA KENDİSİNİ BİRİNCİ SINIF VATANDAŞ OLARAK HİSSETTİ"
Türkiye'nin AK Parti ile sivilleştiğini, özgürleştiğini ve özgüven kazandığını aktaran Gül, ana dilde savunma, farklı dil ve lehçelerde akademik çalışma ve bu dilleri özgürce öğrenme hayalinin AK Parti sayesinde gerçeğe dönüştüğünü dile getirdi.
Bakan Gül, 16 yılda ülkenin demokrasisinin güçlendiğini ve her alanda özgürlüklerin genişlediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu millet uzun yıllar sonra ilk defa kendisini birinci sınıf vatandaş olarak hissetti. Düşüncesi, yaşam tarzı, etnik aidiyeti ne olursa olsun bu ülkede yaşayan 81 milyonun hepsi AK Parti ile kendisini birinci sınıf vatandaş olarak hissetti. Elbette bunlar kolay olmadı. Pek çok tehdide, antidemokratik birtakım girişimlere rağmen hiçbir zorluğu mazeret görmeksizin, tüm engelleri aştık. 27 Nisan e-muhtırasından Gezi kalkışmasına, 17-25 Aralık'tan, 15 Temmuz darbe girişimine kadar bütün bu saldırılar cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde demokrasinin ve millet iradesinin daha da güçlenmesine sebebiyet vermiştir."
"KUR ÜZERİNDEN SALDIRI BOŞA ÇIKARILACAK"
Türkiye'nin dünyanın 17'nci Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi olduğunun altını çizen Gül, "16 yıllık birikimimiz, güçlü ekonomi yapımızla son günlerde özellikle kur üzerinden yapılan saldırıları da boşa çıkartacağımıza hiçbir şüphemiz yok. Türk milleti bin yıldır, hiçbir gücün boyunduruğu altına girmemiştir, bir gün bile esaret yaşamamıştır, kıyamete kadar da özgür ve bağımsız şekilde yaşamaya devam edecektir. Keza, bin yıllık geçmişimizde hiçbir milleti emperyal duygularla esaret altına alma girişimimiz de asla olmamıştır, bu bizim özümüzden gelen özgürlükçü yaklaşımımızdır." dedi.
Bakan Gül, Türkiye'de uluslararası tahkim hukukunun işlediğine vurgu yaparak, "Mülkiyetin ve haklının teminatı olan hukuk devleti çerçevesini koruyacak ve güçlendirmeye de devam edeceğiz. Hukukun yatırımları kolaylaştıran, yatırımcıyı güven içerisinde hissettiren işlevini korumaya devam edeceğiz. Hukuk güvenliğinden de asla taviz vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"YAPISAL DÖNÜŞÜMÜNDE 16 NİSAN REFERANDUMU EN ÖNEMLİ MİLAT"
Hukuk ve yargı sisteminin insana hizmet eden bir araç olarak işler hale getirmek için çok önemli reformlar yapıldığına dikkati çeken Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Elbette Türkiye'deki hukuk sisteminin yasal ve yapısal dönüşümünde kuşkusuz 16 Nisan Referandumu en önemli milattır. Sadece 16 yılın değil, siyasi tarihimizin bu en büyük reformuyla Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeni bir sistemi, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini milletimizin tercihi ve kararıyla yine hayata geçirdik. AK Parti'nin bu ülkeye yapmış olduğu en büyük siyasi ve hukuki reformların başında 16 Nisan Reformunun geldiğini tarih elbette yazacaktır. Kuvvetler ayrılığı prensibine etkin bir garanti sunamayan, bunun yerine sandıktan çıkan iktidar gücünün vesayet odaklarınca dengelenmesiz ve frenlenmesini amaçlayan kurgu nihayet 16 Nisan Referandumuyla sona erdirilmiştir. Bu tarihi reform, devlet iktidarıyla millet arasındaki gerilimleri ve tarihsel çelişkilerin aşmanın fırsatına dönüşmüştür. Aynı zamanda her üç organın da meşruiyetini güçlendirmiştir."
Abdulhamit Gül, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yargıdan ihraç edilen hakim savcı sayısını son alımlarla birlikte dengelediklerini bildirerek, elektronik tebligat uygulamasıyla 40 milyon adli tebligatın 28 milyonunu elektronik ortamdan yaparak yargının hızlanmasını sağlayacaklarını sözlerine ekledi.