OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 25, 2003 00:00
Musul'un Türkmen Vali Yardımcısı İbrahim Arafat, Yalçın Doğan'a anlatıyor: ‘‘Baskından bir ay önce, Uday ve Kusay'ın vurulduğu evin sahibi Nevvaf'la yemekteydim. Yemekte Saddam' ın oğullarından hiç söz edilmedi. O mu ihbar etti bilmiyorum.’’ABD’nin işi zor, demek ki işimiz zorÖzdemir İNCE yazıyorOĞUZLARIN Avşar boyundan Atabeylerin kenti Musul, 22 Temmuz 2003'ten bu yana Saddam'ın iki oğlu Uday ve Kusay'ın ABD askerleri tarafından öldürüldüğü bir kent olarak tarihe geçti.Şemmeri aşiretinden Nevvaf Mervan El Zeydan'ın seçilmişlerin ve zenginlerin oturduğu Hayıl Masaarif Mahallesi'ndeki görkemli konağı şimdi harabe halinde. Sütunların betonları dökülmüş, demirler tel tel sallanıyor.Evin karşı tarafında elleri tetikte ABD askerleri ile eli sopalı yerel milisler bize çok iyi davranıyorlar. Olay yerinde bizden başka Türk gazeteci yok.İhbarı yapan kim?İhbarı yapanın Nevvaf Mervan El Zeydan olduğu söyleniyor ama, şu anda o da gözaltında.Saddam'ın oğulları Uday ve Kusay'ın öldürülmesiyle ilgili öyküyü Yalçın Doğan'a bırakıp bir başka alana geçiyorum ben.ABD’Yİ İSTEMİŞLERAma bu türden olaylarda olduğu gibi halkın imgelem gücü yine mitosunu yaratmış. Dönüş yolunda yanımdaki Türkmen mihmandar, Uday'ın alnının ortasında bir kurşun deliği bulunduğunu, bunun Uday'ın ABD kurşunlarına hedef olmadan intihar etmiş olduğunu kanıtladığını söylüyor.Etrak (Türkler) arasında, ABD'nin Irak'ta bir batağa saplandığını söyleyenler var. Saplanıp saplanmadığını yakında göreceğiz. Yönetici kesiminden kişilerle, halk önderleriyle yaptığımız görüşmelerden şunu çıkarıyorum:Türkmenler, Kürtler, Süryaniler, muhalif Araplar, hatta Baasçı Araplar ABD'nin Irak'a gelip işlerini düzeltmesini içtenlikle istemişler. Musul vali yardımcısı Türkmen doktor İbrahim Arafat da ABD'nin Irak'ta olumlu ve yararlı işler yapacağına inananlardan biri. Diş hekimi diplomasını İstanbul'dan alan doktor Arafat, ‘‘Amerikalılar bizlere benzemiyorlar. Bizler aceleciyiz. Onlar sakin sakin ilerliyorlar’’ diyor.‘‘Yani şuvaye şuvaye’’ diyorum.PARA VE MALZEMEVali yardımcısına ABD'nin Musul'a ne gibi katkılarda bulunduğunu soruyorum. ‘‘Katkıları para mı malzeme mi?’’ ‘‘Hem para, hem malzeme. Mesela şimdi içinde bulunduğumuz vilayet binasını tamir edip döşediler ve bize teslim ettiler.’’‘‘Peki herhangi bir denetim yapıyorlar mı, parayı nereye harcadınız, malzemeyi ne yaptınız gibi.’’‘‘Hayır böyle bir kontrol yapmıyorlar. Sadece harcamalarla ilgili makbuzlara bakıyorlar. Malzemeleri nerelere kullandığımızı belgelememizi istiyorlar.’’KÖTÜ ÇOCUKLARAma yöneticiler ve halk önderleri arasında ABD'nin yıllarca beklenen müdahalesi öncesinde Irak konusunda yeterli bilgisel hazırlık yapmadığını, örneğin Irak tarihinden habersiz olduğunu düşünenler var. Örneğin Irak Türkmen birliğinin bazı üyeleri ABD'nin Türkmenleri kapının dışında bir yere oturttuklarını söylüyorlar. Ben söze karışıp Türkmenlerin 8. Yüzyıl'dan itibaren Musul-Erbil-Süleymaniye-Kerkük dörtgeninde yaşadıklarını, bu bölgeyi uzun süre büyük Selçuklu Devleti'nin, Karakoyunluların, Musul ve Erbil atabeylerinin yönettiğini bilip bilmediklerini soruyorum. ABD'nin kafasında ‘‘İyi çocuklar’’ ve ‘‘Kötü çocuklar’’ önyargıları var. İyi çocuklar sadece Barzani-Talabani ikilisi. Şimdilik sadece ikisine güveniyorlar. Belki de Türkmenlere, Sunni ve Şii Araplara hiçbir zaman güvenemeyecekler. HUZUR HARAM...Ayrılmadan önce doktor Arafat'a ABD'den ne beklediğini soruyorum. ‘‘Benim değil, Türkmen, Arap, Kürt, Süryani bütün Iraklıların temennisi: Saddam öncesi Irak'ın yeniden yaratılması.’’‘‘Yani etnisitenin, din ve mezhebin öne çıkmadığı, devletin hiçbirini kayırmadığı bir Irak’’ diyorum.‘‘Evet, tam böyle!’’Düşünüyorum ABD böyle uyumlu, bütün ayrımcılıkları aşmış, arınmış bir Irak ister mi? Daha önemlisi Kürtler 1991'den bu yana sahip oldukları ayrıcalıklardan vazgeçerler mi? Uluslararası özel desteği özlemezler mi?Amerika'nın işi zor. Bu yüzden artık bizlere huzur haram... Yalçın DOĞAN yazıyor‘BİR ay kadar önce, Nevvaf ve Mahir ile birlikte yemekteydim...’’ Türkmen asıllı Musul Vali Yardımcısı İbrahim Arafat, Saddam'ın oğullarının vurulduğu geceyi anlatmaya böyle başlıyor. Nevvaf Mervan El Zeydan, Uday ile Kusay'ın vurulduğu evin sahibi. Mahir ise Saddam'ın eski yaveri, ama daha önce görevden alınıyor.Nevvaf nasıl bir kişi, neyi temsil ediyor?- Benim çok eski şahsi arkadaşım. Baas'ın zenginlerindendir. Saddam ile yakın ilişkileri vardı. Çiftçilik ve müteahhitlik yapar. Musul'un zenginlerindendir.O gece yemekte Saddam'ın oğullarından söz edildi mi?..- Hayır, hiçbir biçimde geçmedi. Yaver Mahir, Amerikalıların mutlaka başarıya ulaşması gerektiğini söyledi, ABD'liler ile birlikte olmak gerektiğini belirtti.TESLİM OLMADILAROlay gecesine dönersek...- Vali Bey yoktu. Valiye ben vekálet ediyordum. Polis telefon etti, önemli bir operasyon olduğunu söyledi. Biz önce bilmiyorduk kim olduğunu, sonradan polis bize olay yerinden canlı yayın yaptı. Amerikalılar roket atıyor, içeriden makineli tüfekle cevap veriyorlar. Bir süre böyle gitti. Sonra çok büyük patlamalar duyduk. Polis telsizinden, içeridekilerin teslim olmadığı bildirildi. Birkaç saat böyle devam etti.Ölenlerin kimliğini nasıl öğrendiniz?- Amerikalı general geldi bize, yakalananların kimliğini memnuniyetle söylerim, ama önce DNA testi yapacağız, dedi. DNA testi yapıldı. Dolayısıyla daha sonra çok fazla spekülasyon yapıldı, onlar mı değil mi, diye. Ölenler Saddam'ın oğullarıdır.Farklı iddialar da var...- Evet, iki kardeş pek iyi geçinemezlerdi, birbirlerine düşman gibiydiler. Dolayısıyla birlikte olmalarını hepimiz yadırgadık. Ama DNA testi gerçeği ortaya çıkardı.İhbarı sizce kim yaptı?- Olay gecesi dışarıdan hoparlörle Nevvaf'ın dışarı çıkması istendi. O da oğlunu alarak dışarı çıktı. İlginç bir gözlem, eşini bir gün önce evinden göndermiş. Teslim ol çağrısı üzerine dışarı çıktı ve teslim oldu. Sanki ihbarı kendisi yapmış gibi bir söz var. Ama bunun ne kadarı doğru, ben de bilmiyorum. Kendisi ve oğlu şu anda tutuklu.PARAYLA SAKLANIYOR Saddam ile ilgili bir bilgi var mı?- Saddam aşiretlere para dağıtarak saklanıyor. Bağdat'ın işgalinden önce bankadan bütün parasını yanına almış. Ama parayla ne kadar daha saklanabilir, zor. Halk bir an önce artık onunda yakalanmasını istiyor. Nevvaf uzun süre Saddam'ın akrabası olduğunu söylerdi. Akrabalık bağlantısıyla bu eve de gelmiş olabilirler. Saddam'a gelince, onun hálá Musul'da olma ihtimali var. Bu Amerikalıların tahmini. Ben de, gelen bilgilere göre bu ihtimale ağırlık tanıyorum. ELEKTRİK KESİLMEDİOlayda üç Amerikalının öldüğü söyleniyor...- Hayır, dört Amerikalı yaralandı. El Cezire televizyonu, üç Amerikalı öldü diye
haber verdi, ama bu haber doÄŸru deÄŸil. Eskiden El Cezire'ye çok inanırdık, ÅŸimdi doÄŸru olmayan haberler de verebiliyorlar. Musul üç gündür didik didik aranıyor. Öyle ki, elektrikler uzun süredir hemen her gece kesilirken, üç gündür Musul'da elektrik kesintisi yok!..VALÄ° YARDIMCISIEN tepede Amerikalı general var, David Petereus. Onun altında bir vali, altında bir vali vekili ve vekile baÄŸlı iki vali yardımcısı. Vali Arap asıllı. Amerikalılar getiriyor, çünkü Musul'da halkın çoÄŸunluÄŸu Arap. Vali vekili Kürt. Ä°ki yardımcıdan biri Türkmen, diÄŸeri Süryani. Yardımcılar kendi içinde, kendi topluluklarından seçimle göreve geliyor. Ayrıca 260 kiÅŸiden oluÅŸan, bizdeki il meclisine benzeyen bir il yönetimi var. Çok ilginç, burada sadece bir Türkmen bulunuyor, iki Süryani, dört Kürt, gerisi Arap. Araplar on ayrı aÅŸiretten geliyor. Ä°ki büyük aÅŸiret Cumhuri ile Åžemmeri. Musul'daki bu yönetim ÅŸemasını iÅŸgalden sonra Amerika yapıyor.Â
button