Güncelleme Tarihi:
Referans Gazetesi'nde Cansu Çamlıbel imzasıyla yer alan habere göre Avrupa Birliği (AB) gerek Nabucco doğalgaz boru hattı gibi projelerde transit geçiş ülkesi olması gerekse de müktesebata uyumunun iyi durumda olması nedeniyle Türkiye ile ilişkilerde en sorunsuz meselelerden biri olarak gösterilen enerjide kaygılarını ve isteklerini dile getirmeye başladı. Avrupa Komisyonu, Türkiye ile katılım müzakerelerinde Enerji faslında tarama sonu raporunu hazırladı. Raporda, Türkiye'nin bu başlıkta müktesebata uyum oranının genel hatları ile tatminkar olduğu belirterek, herhangi bir açılış kriteri öngörmedi. Doğalgaz ve elektrik sektörünün özelleştirilmesi ile kömür sektörüne yapılan devlet yardımlarının AB seviyesine çekilmesi ise çözüm bekleyen konular olarak sıralandı.
Ancak Türkiye'nin enerji piyasasıyla ilgili esas talepler, AB yetkililerince bu hafta içinde Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen bir toplantıda dile getirildi. Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen "Aday Ülkeler ve Enerji" konulu toplantıya katılan Komisyon'un Enerjiden Sorumlu Üyesi Andris Piebalgs tarafından da dillendirildi. Piebalgs, enerji faslı için hazırladıkları tarama raporunun Türkiye'nin bu alandaki müktesebata uyumu beklediklerinden daha hızlı sağlayacağını ortaya koyduğunu söyledi.
DOĞALGAZA KAMYONLARCA PARA
Toplantıya Komisyon adına katılan yetkililerden Brendan Devlin, Türkiye'nin enerji için bir kavşak noktası haline gelebileceğini ancak bunun için daha yaratıcı bir stratejiye ihtiyacı olduğunu söyledi. Devlin, Türkiye'nin enerji piyasasındaki kilit sorunun yüksek seviyedeki doğalgaz arzı olduğunu belirtti. Devlin, "Türkiye bunun için milyarlarca para harcıyor. Bu paranın nerden gelip nereye gittiğini bilmiyorum ama ödemeler dengesi açısından hiç de iyi bir durum değil. Türkiye'nin bu iş için her sene bir kamyon parayı sınırlarının dışına göndermesi bizi kaygılandırıyor" dedi.
Türkiye'nin bir an önce elektrik piyasasındaki sorunlara da el atması gerektiğini vurgulayan Devlin, "Ülke içinde bir ödemeler disiplini şart. Ne yazık ki Güneydoğu Avrupa'nın genelinde görüyoruz ki insanlar cep telefonu faturalarını ödemeyi aksatmıyor ancak elektrik faturaları ödenmiyor" diye konuştu.
YILDA 3 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
Şu anda yaşanan elektrik sıkıntılarının kontrolden çıkmış bir düzeyde olmadığını belirten Devlin, 2010-2012 döneminde ise Güneydoğu Avrupa'da yapısal bir elektrik krizi beklediklerini hatırlattı.
Türkiye'nin nükleer enerji santralleri konusunda kendi kararını vereceğini ifade eden Komisyon yetkilisi, "Sadece sunu söyleyebilirim bazı eski teknolojilerin kullanımı çevre ve insan sağlığını tehdit ediyor, nükleer santrallerin emisyon standardını kömür bazlı santrallere göre daha iyi olduğunu biliyoruz" sözleri ile Türkiye'ye yeşil ışık yaktı.
Elektromekanik Sanayiciler Derneği Başkanı (EMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kartal Usluel, yalnızca Güenydoğu Avrupa'da değil Türkiye'de de elektrik üretimi konusunda sıkıntılı bir döneme girileceğini belirterek, "Bunu telafi etmek amacıyla, gerek özel sektör gerekse de kamu aracılığı ile üretim tesisi yapılması gerekliliği ortada. Dünya Enerji Konseyi'nin öngörülerine göre, artan talebi karşılamak için 2020 yılına kadar her yıl ortalama 3 milyar dolar civarında enerji yatırımı yapılması gerekiyor" dedi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi ve nükleer enerji de dahil olmak üzere tüm alternatiflerin değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Usluel, mecliste onaylanarak yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kanunu'nun bu yönde atılmış olumlu adamlardan biri olduğunu vurguladı.
HOLLANDA'DAN KRİTER İTİRAZI
Komisyon raporunda, devlet şirketi Boru Hatları İle Taşıma AŞ'nin (BOTAŞ) ve elektrik dağıtım sektörünün bir an önce yeniden yapılandırılması beklentisine geniş olarak yer verildi. İhracat lisanslarının BOTAŞ'ın takdiri ile verilmesinin yanısıra doğalgaz sektöründeki pazar payının 3'üncü taraflar için yüzde 20 ile sınırlandırılmasının AB müktesebatına ters düştüğü hatırlatıldı.
Doğalgazda iç piyasadaki BOTAŞ hakimiyetinin rekabet açısından sakıncalarına dikkat çekilen tarama raporunda, BOTAŞ ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) arasındaki çıkar çatışmasına yer verildi. Komisyon, BOTAŞ'ın gerçek anlamda denetlenebilmesi için EPDK'nın güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Tarama raporunda Türkiye'nin nükleer santral seçeneğini dışlamadığı tespitine de yer verildi. Komisyon, Türkiye'nin bu niyetini gerçekleştirmeden önce Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK)yetkilerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini bildirdi. Ancak Komisyon'un çizdiği olumlu tablo AB üyesi bazı ülkeler tarafından şüphe ile karşılandı. Komisyon'un tarama raporunda enerji faslı için hiçbir açılış kriteri öngörmemesine ilk itiraz Hollanda'dan geldi. Hollanda, Komisyon'un Türkiye'nin neden Avrupa Enerji Birliği'ne üye olmaktan kaçındığına açıklama getirmesini ve bunun kabul edilebilir olup olmadığına ilişkin görüş bildirmesini talep etti. EPDK'nın tam bağımsızlığının enerji alanındaki müktesebat acısından bir önkoşul olduğunu savunan Hollanda, bu unsuru Türkiye ile enerji müzakerelerinin resmen başlaması için açılış kriteri olarak gördüklerinin sinyalini de verdi.