Güncelleme Tarihi:
Reuters'a konuşan Türkiye'deki iki Batılı diplomat, söz konusu bölgenin Ürdün sınırı yakınlarında oluşturulmasının planlandığını söyledi.
Diplomatlardan biri, "Washington, Esad karşıtlarına yardım edebilmek için uçuşa yasak bölge kurulması fikrini değerlendiriyor" dedi. Batılı diplomat, "zaman ve yer açısından" sınırlı nitelikteki bu bölgenin muhtemelen Ürdün sınırı yakınlarında oluşturulacağını belirtti.
Diplomatlar, oluşturulması planlanan uçuşa yasak bölgenin, muhaliflere gönderilmesi hedeflenen silahların El Kaide bağlantılı örgütlerin eline geçmesinin engellenmesine ve Esad karşıtlarının askeri eğitimine yardımcı olabileceğini ifade etti.
SURİYE'DEN ABD'YE 'KİMYASAL SİLAH' CEVABI
Batılı diplomatların iddiası, Beyaz Saray'ın Suriye'de Esad rejimi tarafından kimyasal silah kullanıldığını açıklamasının ardından geldi.
Şam rejimi ise ABD'nin Suriye'ye müdahale etmek için kimyasal silah yalanına sığındığını iddia etti.
Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Beyaz Saray, Suriye'deki terörist grupların elinde kimyasal silah olduğunu teyit eden çok sayıda açıklama bulunmasına rağmen, Suriye hükümetini bu silahları kullanmakla suçlamak için uydurma bilgilere bel bağlıyor" denildi.
Suriye Dışişleri Başkanlığı, bu tavrın ABD'nin "terörle mücadelede alenen çifte standart uyguladığının" ispatı olduğunu öne sürdü.
GÜL'DEN 'KİMYASAL SİLAH' YORUMU
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya ilişkin, "Bunlar çok önemli değerlendirmelerdir. Doğrusu buna ayaküstü bir açıklama yapmak istemem. Kimyasal silah kullanılması neredeyse küçük bir nükleer silah gibidir. Çok tehlikelidir bunun boyutları. Halepçe'de neler olduğunu biliriz. Unutulmaz, insanların hafızasındadır. O açıdan bunu eminim ki bütün diplomasi, uzmanlar, en iyi şekilde değerlendiriyorlardır. Bu tespit kesin bir şekilde yapılırsa, muhakkak ki her şey başka bir safhaya girer" dedi.
Gül, "Suriye'de şiddetin durması, iç savaşın durması, ateşkesin sağlanması, her şeyden önce komşuları olan bizlerin en çok arzu ettiğimiz bir şeydir. Gözümüzün önünde bir ülkenin kendi kendini tükettiğini görüyoruz diye içimizin yandığını her gün neredeyse söylüyorum. Çok büyük bir acı yaşanıyor tabii ki Suriye'de bunun durması Suriye'nin bütün halkını temsil edebilecek demokratik bir düzene geçebilmesi için ümit ediyorum ki Cenevre'de yapılacak toplantılar, bir dönüş noktası olur" ifadesini kullandı.