Güncelleme Tarihi:
Seçimlerde en çekişmeli geçmesi beklenen ve bu nedenle “salıncak eyalet” diye tabir edilen eyaletlerden biri olan North Carolina'nın Charlotte kentinde üç gün sürecek kurultayın en önemli bölümü, son günde Obama'nın 74 bin kişilik Bank 9f America Stadyumu'nda yapacağı adaylığı kabul konuşması olacak. Bunun dışında kurultayda, “first lady” Michelle Obama, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın yanı sıra, partinin önde gelen isimleri, Demokrat Kongre üyeleri, aktif görevdeki ve eski bazı belediye başkanları, valilerin aralarında olduğu birçok isim kürsüye çıkacak.
Cumhuriyetçilerin geçen haftaki kurultayında verilen mesajlara “cevap verme” fırsatı yaratacak olması bakımından önem taşıyan kurultayda Demokratlar, Cumhuriyetçiler ile aralarındaki “vizyon farklılığına” işaret edecekler ve ülke ekonomisinin hala istenen düzeye gelmemiş olmasına karşın, son 4 yılda başarılan işlere ve bundan sonra da özellikle orta sınıfı güçlendirecek tarzda ilave adımların atılması kararlılıklarına vurgu yapacaklar, başta kararsız ve bağımsızlar olmak üzere Amerikalı seçmen üzerinde olumlu etki yaratmaya çalışacaklar.
CLINTON'IN KONUŞMASI
Bill Clinton, kurultaydaki konuşmacılar arasında öne çıkan isimlerden biri konumunda. Konuşmasında Obama'nın adaylığını resmen ilan edecek olan Clinton'ın 1992-2000 yılları arasındaki başkanlık döneminde halkın yoğun sevgisini kazanmış ve ülkedeki en uzun süren ekonomik büyümeye imza atmış bir isim olması, Obama'nın mesajlarının Amerikalılara benimsetilmesinde kendisinden alınacak desteği kritik bir konuma yerleştiriyor. Bill Clinton'ın, şu anki ABD Dışişleri Bakanı olan eşi Hillary Clinton'ın 2008'deki Demokrat Parti ön seçimlerinde Obama'yla yarışması nedeniyle bir zamanlar Obama'yı en çok eleştiren isimlerden biri olması ise konuşmasının içeriğine dair kamuoyundaki merakı artırıyor.
Obama, 2008 yılında kendisini Beyaz Saray'a taşıyan coşkunun benzerini 2012 seçimlerinde de yaratmayı istiyor, ancak 4 yıl önce “değişim” ve “umut” sloganlarıyla Amerikalı seçmenin kalbini fetheden Başkan'ın bu sefer işi daha zor. ABD'de yüzde 8,3 civarında seyreden işsizlik oranları ve Amerikan ekonomisinin hala düzlüğe çıkamamış olması kafalarda soru işaretleri yaratıyor.
Cumhuriyetçilerin multi milyoner başkan adayı Mitt Romney'nin seçim kampanyasında Obama'dan daha fazla bağış toplaması ve Obama'nın ABD tarihinde görevdeyken rakibinden daha az bağış toplayan ilk Başkan olması tehlikesiyle karşı karşıya kalması, Demokrat çevreleri endişelendiriyor.
CUMHURİYETÇİLERİN KOZU: 4 YIL ÖNCESİNE GÖRE DAHA MI İYİSİNİZ?
Cumhuriyetçiler özellikle son günlerde tonu artan biçimde, Obama cephesini, ABD'de 1980 yılındaki başkanlık seçimlerinde dönemin Cumhuriyetçi başkan adayı Ronald Reagan'ın seçmenlere hitaben, dönemin Demokrat Başkanı Jimmy Carter'ı yenilgiye uğratmasında kritik rol oynadığı düşünülen “Durumunuz 4 yıl öncesine göre daha mı iyi?” sorusuyla vurmaya çalışıyor. Obama'nın 6 Kasım'da yeniden başkan seçilebilmesi, bu soruya halkın gözünde ne kadar ikna edici bir yanıt verip vermemesine, bir dört yıl daha iktidarda kalmasının Amerikan ekonomisi için neden gerekli olduğu hususuna ne kadar net açıklık getirip getirmemesine bağlı olacak gibi duruyor.
Gerçekten de bu yılki seçimlerde Amerikalı seçmenin oy tercihini belirlemesinde esas alacağı en önemli kriter, ülke ekonomisinin durumu olacak gibi görünüyor.
Obama cephesi seçim kampanyasında sık sık, 4 yıl önce, önceki Cumhuriyetçi yönetimden bir “enkaz” aldıkları ve şu anki gelinen noktanın baş sorumlusunun önceki başkan George W. Bush yönetimi olduğu tezini işliyor, Obama'nın başkan olduğu dönemde ekonomik toparlanmanın temellerinin atıldığını ve atılan adımların meyvelerinin toplanabilmesi için daha zamana ihtiyaçları olduğunu savunuyorlar. Nitekim, Obama cephesinin 2012 seçimleri için seçtiği slogan olan “İleri”yle de “Daha yapacak işlerimiz var. İleriye bakalım, başlattığımız değişimi tamamlayalım” mesajı vurgulanmak isteniyor.
'ROMNEY'NİN FİKİRLERİ BİR ÖNCEKİ YÜZYILDAN KALMA'
İşadamı kökenli multi milyoner Cumhuriyetçi başkan adayı Mitt Romney'yi “zenginin dostu” olmak, “sıradan vatandaşın halini anlamamakla” suçlayan ve kafasındaki fikirlerin ekonomiyi ve özellikle orta ve alt sınıfı şu ankinden çok daha kötü bir vaziyete sürükleyeceği görüşünü hemen her seçim konuşmasında dile getiren Obama, Romney'yi Amerikan halkına net bir vizyon ve yol haritası sunmamak ve seçmenlere “bir önceki yüzyıla ait modası geçmiş fikirleri” satmaya çalışmakla eleştiriyor.
Obama yönetiminin göreve ilk geldiğinde hayata geçirdiği ekonomiyi canlandırma, otomotiv, bankacılık ve diğer bazı sektörlerdeki kurtarma paketleri gibi adımların, istihdam ve ekonomik koşulların çok daha kötüleşmesini önlediği görüşünü dillendiren demokrat çevreler, “2008'deki ekonomik krizi yaratmak yıllar aldı ve bunun tam olarak üstesinden gelmek de elbette biraz zaman istiyor” mesajını veriyor.
Ülkedeki seçim gündeminde ekonomi konusu o kadar önemli yer kaplıyor ki, Obama'nın görevi süresindeki en önemli başarıları olarak değerlendirilen El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in öldürülmesi, Irak savaşının sona erdirilmesi gibi dış politika ve ulusal güvenlik alanında kaydedilen başarıların bile ekonomiye kıyasla geri planda kaldığı görülüyor.
EKONOMİYE KARŞI SOSYAL REFORMLAR
Cumhuriyetçiler seçimin tek gündem maddesini ekonomi üzerine kurmaya çalışsalar da Obama'nın, biraz da ekonomik verilerin pek kendi lehinde olmadığı gerçeğinden dikkatleri dağıtma ve seçimin ekonomi odaklı olmasının önüne geçme çabası çerçevesinde, vurguyu sosyal alanda hayata geçirdiği reformlara kaydırmaya çalıştığı gözleniyor. Özellikle orta sınıfa seslenen ve “Sizin temsilciniz benim, Romney ise zenginlerin vergilerini düşürüp, büyük şirketlerin çıkarlarını koruyacak, sizin arkanızda durmayacak” mesajını veren Obama, Beyaz Saray'daki 4 yılı boyunca göçmenlik, eğitim, eşcinsel hakları, sağlık reformu gibi sosyal politika alanlarında hayata geçirdiği icraatlardan sık sık örnekler veriyor.
Obama cephesi özellikle göçmenler, kadınlar, yaşlılar ve bu yılki seçimlerde ilk kez oy kullanacak olan gençlerin desteğini almaya kendisine hedef belirlemiş durumda. Anketlere göre, Obama'nın göçmenler, kadınlar ve gençlerden Romney'ye oranla daha fazla destek aldığı görülürken, Demokratlar bu oranları daha da artırmayı istiyor. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de bağımsızlar ve henüz kararını vermemiş olanlar, seçimlerin kaderini belirlemede önemli rol oynayacak. Obama, hem partisinin kurultayında hem de 6 Kasım'a kadar olan dönemde, bir önceki seçimlerde kendisine oy vermiş, ama bu seçimde kafaları “biraz karışık” olan seçmeni, tekrar kendi lehinde ikna etmeye çalışacak.
HESKES 6 EYLÜL'Ü BEKLİYOR
Bu noktada da ilk sınav, Başkan Obama'nın 6 Eylül'de kurultayda yapacağı adaylığını kabul konuşması olacak. Amerikan kamuoyu, sonraki 4 yıla ilişkin vizyonunu ortaya koyması beklenen Obama'nın özellikle ne mesajlar vereceğini merakla bekliyor. Beyaz Saray yetkilileri, Obama'nın konuşmasında Amerikan halkına ileriye dönük bir ekonomik plan ortaya koyacağını belirtiyor.
Ülkedeki seçim sisteminin, adayların seçimi kazanabilmek için, ülke genelinde aldıkları oyların toplamında üstünlük sağlamaları değil, eyaletlerden kazanacakları delege sayısında rakiplerini geride bırakabilmelerini gerektirdiği gözönüne alındığında, her iki adayın seçimi kazanmak için “salıncak eyaletlerde” rakibine üstünlük sağlamaları şart. Bu nedenle hem Obama hem de Romney'nin seçim kampanyalarında bu eyaletlere ağırlık verdikleri gözleniyor.
ANKETLERE GÖRE BAŞA BAŞ
Obama'nın, seçim kampanyasında kendisi için en önemli haftalardan biri olan kurultay haftasına girdiği bir dönemde, son açıklanan bir kamuoyu yoklaması yarışta iki adayın başa baş gittiği tespitini ortaya koydu.
Reuters/Ipsos işbirliğiyle düzenlenen ankete göre, şu anda Obama ve Romney, Amerikan kamuoyundan yüzde 45'er oranla eşit destek görüyor. Aynı kuruluşların geçen haftaki anketinde ise Obama'nın Romney'ye oranla yüzde 42'ye karşı yüzde 46 üstünlüğü bulunuyor, benzer birçok anket de Obama'yı Romney'nin az üstünde gösteriyordu. Oranların eşitlenmesinde, Cumhuriyetçilerin başarılı olarak değerlendirilen kurultaylarının etkili olmuş olabileceği yorumları yapılıyor.
Gözlemciler, Demokratların bu haftaki kurultayının yaratacağı etkiyle Obama'nın anketlerde tekrar öne geçebileceğini belirtiyorlar.