Güncelleme Tarihi:
Bu sayı, eyaletlerin büyüklüğüne göre değişiyor. Bir eyaletin kurula gönderdiği delege sayısı ise, Temsilciler Meclisi ve Senato'ya gönderdiği parlamenterlerin toplam sayısına eşit.
Belirlenen formül aslında küçük eyaletlere ufak bir avantaj sağlıyor. Çünkü büyüklüğü ne olursa olsun, ABD'nin 50 eyaleti, Senato'ya ikişer üye gönderiyor.
Örneğin California eyaletinin, Seçiciler Kurulu'nda 55 delegesi var. Bu da aşağı yukarı toplam delege sayısının yüzde 10'u demek. Oysa, eyalet nüfusunun, ABD nüfusuna oranı yüzde 12.
Wyoming eyaleti ise kurula üç temsilci gönderiyor. Bu da oran olarak yüzde 0,56'ya eşit. Oysa Wyoming nüfusunun, ABD nüfusuna oranı yüzde 0,18.
Başkanlık seçimlerinde, bir eyalette seçim kazanan parti, o eyaletin Seçiciler Kurulu'na göndereceği tüm delegeleri belirleme hakkı kazanıyor.
Bu nedenle nadir de olsa bazen, ülke çapında daha fazla oy alan bir aday, Seçiciler Kurulu'nda çoğunluğu elde edemediği için, başkanlık seçimini kaybedebiliyor. Tıpkı 2000'deki seçimde olduğu gibi.
Bu seçimde George Bush, Florida eyeletinde seçimleri az farkla kazanmış ve bu eyaletin Seçiciler Kurulu'na gönderdiği tüm delegelerin desteğiyle başkanlık seçimini kazanmıştı.
Oysa seçimlerde ülke çapında daha fazla oy alan aday Demokrat Al Gore'du.
- Geçersiz oy tartışmaları yine gündeme gelecek mi?
2000 yılındaki başkanlık seçimini Cumhuriyetçi aday George Bush kazanırken, özellikle Florida eyaleti, belki de tüm ülkede seçimin kaderini belirledi.
ABD'de seçmenler, delikli kartlarla oy kullanıyor. Oy verme makinalarının çoğu eski olduğu için düzgün delinmeyen bazı oylar geçersiz sayılabiliyor.
Zaten Florida eyaletinde, seçim sonuçlarının uzun süre tartışılması da, geçersiz oyların çokluğundan kaynaklandı. Florida'da yaşanan sorunlar sonrası, yeni oy kullanma yöntemleri geliştirildi.
Ülkede oy makinalarının çoğu dokunmaya duyarlı ekranlarla değiştirildi. Amerikan Kongresi makinaların değişimine yardımcı olmak amacıyla, 4 milyar dolarlık bir bütçeyi onayladı.
Ancak bazı çevreler, yeni elektronik makinaların güvenilir olmadığından şikayetçi. İnsanların nasıl oy kullandıklarının kayıtlarının tutulmadığı belirtiliyor. Çünkü bu bilgileri saklayan bilgisayar kodları, gizli tutuluyor, kamuoyunun bu bilgilere erişim imkanı yok.
Tüm bu tartışmalar nedeniyle, 2000'deki seçimde olduğu gibi bu yılki seçim sonrası da, bazı mahkemelerde davalar açılması gündeme gelebilir. Fakat dokunmaya duyarlı ekranlar aracılığıyla yapılan oy verme işleminin, seçim sonuçlarının çok çabuk alınmasına yardımcı olduğu kesin.
- ABD'de seçim sonucunu neden ülke genelinde verilen toplam oy belirlemiyor?
Amerikan Anayasası 1787'de yazıldığında, ülkeyi oluşturan 13 eyaletin tümü, haklarını savunmakta ısrarcı olmuştu. Zira küçük eyaletler, büyük eyaletlerin etkisi altına girmekten korkuyordu.
Ayrıca o dönemde başkanın halk tarafından doğrudan seçilmesi fikrine ilgi azdı. Bu nedenle başkanı belirleme görevi, Seçiciler Kurulu'na verildi.
Her eyalet meclisine de, kurula göndereceği delegeleri seçme hakkı tanındı. Zamanla bu hak, siyasi partilere devredildi. Bugün de kurul delegelerini partiler belirliyor. Washington'da toplanan delegeler, başkanı seçiyor.
Eğer hiçbir başkan adayı Seçici Kurul'da çoğunluğu sağlayamazsa, başkanı Temsilciler Meclisi seçiyor.
- Adaylar nasıl seçiliyor?
ABD'de eyaletlerin çoğu başkan adayını ön seçimle belirliyor. Az sayıda da olsa bazı eyaletler, adayı, özel bir toplantı ya da kurultayla seçebiliyor. Partilerin yaptıkları ön seçimlerde, ulusal kurultayda eyaleti temsil edecek delegeler seçiliyor. Bu delegelerin çoğunun oyunu alan kişi, partisinin başkanlık seçimindeki adayı oluyor.
Demokrat Parti cephesinde, ön seçim yarışından Massachusetts eyaleti senatörü John Kerry galip ayrılmıştı. Cumhuriyetçi Parti cephesinde ise ön seçimde Başkan George Bush'a rakip çıkmadı.
- Seçimlerde tartışılan ana konular neler?
Başkan George Bush 11 Eylül saldırıları sonrası "teröre karşı açtığı savaşı", kampanyasının merkezine almış durumda. Bush, Amerika'yı daha güvenli bir yer haline getirdiğini iddia ediyor, Irak savaşının meşru olduğunu savunuyor. Ancak gözlemciler Amerikan seçmeninin her zaman öncelik verdiği konunun, ekonomi olduğuna dikkat çekiyor.
Amerikan ekonomisinin ne kadar güçlü olduğu hakkında ise çelişkili yorumlar yapılıyor. George Bush, 1930'lardaki büyük ekonomik kriz sonrası, iktidarı sırasında işsizlik oranı artan ilk başkan. Gerçi son dönemde, bu konuda da yönetimi memnun edebilecek gelişmeler var. Ancak seçmenin Bush'un ekonomiye yönelik performansını nasıl ölçeceğini tahmin etmek zor.
Çünkü özellikle Bush'un bazı vergi indirimi paketleri, toplumun bazı kesimlerince olumlu karşılanmıştı. George Bush, kampanyasına önemli oranda maddi destek sağladı.
Seçim yarışına iktidarda başlaması nedeniyle Bush, bağış toplama konusundaki avantajını ilerleyen günlerde artırabilir. John Kerry ise internet da dahil bağış toplamada yeni yöntemleri de devreye sokarak, aradaki farkı kapatmaya çalışıyor.
Kerry özellikle eski bir Vietnam gazisi olduğu için, başkanın ulusal güvenlik konusundaki avantajını dengeleyebilir.
- Bush ve Kerry dışındaki adayların seçim şansı
Özellikle tüketici haklarına yönelik fikirleriyle tanınan tecrübeli politikacı Ralph Nader, 2000 yılında olduğu gibi yine başkanlık seçiminde aday. Nader dört yıl önce Yeşil Parti'nin başkan adayıydı. Bu kez ise seçime bağımsız adayı olarak katlmayı tercih etti.
Al Gore taraftarlarına göre, dört yıl önce Nader aday olmasaydı, seçimi Bush değil, Gore kazanacaktı.
Ralph Nader ise Cumhuriyetçileri ve Demokratları, kurulu düzenin partileri olarak nitelendiriyor ve bu konuya dikkat çekmek istediğini söylüyor.
Nader'ın Gore taraftarlarına yanıtı ise şu: "Eğer dört yıl önce aday olmasaydım, seçmenlerim Gore'a oy vermezdi. Çünkü bu durumda sandık başına gitmeyeceklerdi."
- 2 Kasım'da sadece başkan mı seçilecek?
2 Kasım'daki seçim öncelikle ABD başkanını belirlemek için yapılıyor. Aynı gün yapılacak seçimlerde ayrıca 100 üyeli senatonun üçte biri ve 450 üyeli Temsilciler Meclisi'nin tamamı yenileniyor.
Ayrıca iki yılda bir düzenlenen eyalet valiliği seçimlerinin bazıları da, yine başkanlık seçimiyle aynı gün yapılıyor.
Halen 50 eyaletin, 27'sinde Cumhuriyetçiler, 23'ünde de Demokratlar iktidarda.
2 Kasım'da valilik seçimi yapılacak eyalet sayısı ise 10.
ABD'de senatörler altı yıllığına seçiliyor. Her seçim döneminde, Senato'nun üçte birinin yenilenmesiyle, yasamanın yürütme üzerindeki kontrolünün istikrarı amaçlanıyor.
Temsilciler Meclisi üyeleri ise iki yıllığına seçildiklerinden, seçmen desteğini daha sık tazelemek zorundalar. Başkan ise en fazla dörder yıl süreli iki dönem görev yapabiliyor. George Bush seçimi kazanırsa, ikinci başkanlık dönemine başlayacak.
Bush, mensubu olduğu Cumhuriyetçi Parti'nin, Temsilciler Meclisi ve Senato'da da çoğunluğu elde etmesini umuyor.
Halen Senato'da Cumhuriyetçilerin 51, Demokratların 48 üyesi var. Bir senatör ise bağımsız.
Temsilciler Meclisi'nde ise Cumhuriyetçilerin 229, Demokratların 205 üyesi var. Meclisin bir üyesi de bağımsız.
(Kaynak: BBC)