Güncelleme Tarihi:
Raporun 13 sayfalık Türkiye bölümü özetle şöyle:
- Hükümetin icraatı, din özgürlüğü hakkının korunması ve buna saygı gösterilmesinin geliştiği yönünde bir eğilimi gösterdi. Dikkate değer bir şekilde, önceki yıllarda dini topluluklara ait vakıfların el konulan mallarının iadesi için bir düzenleme yapıldı.
- Hükümet, ‘laik devlet’ ilkesinin korunması gerekçesiyle, devlet dairelerinde Müslümanların dini ifadesine getirilen sınırlamalar dahil, Müslümanlar ve diğer dini gruplara kısıtlamalara devam etti.
- Hükümet, Heybeliada Ruhban Okulu’nun tekrar açılabilmesini sağlayacak yasal otoriteyi halen netleştirmedi.
- Başörtüsüne yönelik yasak üniversiteler ve bazı iş yerlerinde uygulanmadığı halde yetkililer, devlet daireleri ve devlet ilköğretim okullarında devam etti.
- Bazı dini grupların üyeleri, devlet kurumlarında kariyer olanağından mahrum edildi.
- Alevi, Bahai ve Yezidi gibi dini gruplar, ibadet özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar ile hükümet nezdinde tescil edilme konusunda zorluklarla yüz yüze geldiler. Halbuki 2006’daki düzenleme kişilere, nüfus cüzdanlarında din hanesini boş bırakma ya da değiştirme hakkı tanıyordu.
- Hükümet, Aleviliği bir Müslüman mezhebi olarak görüyor ve inançları çerçevesinde ibadetleri için maddi destek sağlamıyor.
- Dini konuşma ve ikna çabası yasal olduğu halde bazı Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Bahailer kısıtlama ve tacizle karşılaştılar.
- Din, inanç ve ibadet bazında toplumsal suistimaller ve ayrımcılığa dönük haberler yer aldı. Gayrimüslimlere yönelik tehditler bir baskı ve özgürlüklerinde azalmaya neden oldu. Birçok Hıristiyan, Bahai, Yahudi ve Alevi toplumsal şüphe ve güvensizlikle karşılandı.
- Toplumun bazı kesimleri, antisemit duygular dile getirmeye devam etti.
- Müslümanlıktan başka bir dine geçmek isteyenler, bazen akraba ve komşularından taciz ve şiddet gördüler.
- Yehova Şahitleri, inançları gereği askerlik hizmetinde vicdani ret hakkı talep ettiklerinde zorluklar yaşadılar.