ABD Orta Asya'da bir mevzi daha kaybedebilir

Güncelleme Tarihi:

ABD Orta Asyada bir mevzi daha kaybedebilir
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2007 14:09

Kırgızistan Meclis Başkanı Sultanov'un Kırgızistan'ın sınır güvenliğini sağlaması ve ülkede bulunan askerî üssünü genişletmesi için Rusya'ya teklif götürmesi ve karşılığında ABD askerî üssünün ülkeden çıkarılabileceğini ifade etmesi bölgede dengeleri etkileyebilecek bir gelişme.

Haberin Devamı

Bilindiği gibi Kırgızistan bölgede hem Rus hem de Amerikan askerî üssüne ev sahipliği yapan tek Orta Asya cumhuriyeti. Kırgızistan askerî bütçesinin güney sınırlarını korumaya yetmediği ve bu sınırların aynı zamanda Rusya, Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan'ın da üye olduğu ve ortak savunmayı zorunlu kılan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün de sınırları olduğu gerekçesi ile bu çağrıyı yaptı. Orta Asya'da dengelerin Rusya lehine değiştiği şu günlerde, Kırgızistan'dan ABD üssünün çıkarılması ABD'nin Orta Asya politikasını gözden geçirmesi gerekliliğini daha net ortaya koyuyor. Nitekim Özbekistan'dan ABD askerî üssünün çıkarılmasının ardından, Kırgızistan'ın da aynı eğilimde olması dikkat çekici bir gelişme.

Haberin Devamı

Son dönemde Orta Asya'ya ilişkin  gündemin büyük bölümünü ABD ve AB'nin bölge liderlerine yönelik "demokratikleşme sürecinin işletilememesi ve insan hakları ihlallerinin varlığı noktasındaki eleştiriler oluşturuyor. Sovyetler Birliği'nin dramatik şekilde dağılmasının ardından ortaya çıkan yeni tabloda yalnızca Moskova değil diğer küresel güçler de Orta Asya cumhuriyetlerini Rus etki alanı içinde tanımlama eğilimi içinde olmuşlardı. Bu eğilim bölgenin koşulları değerlendirildiğinde pek çok haklı sebebe dayanıyordu. Dağılmanın ardından yaşadığı ekonomik krizler nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçirmiş olması ve ülkede yaşanan siyasi çalkantılar, Moskova'nın Orta Asya cumhuriyetleri konusunda yeterince konsantre olmasına engel teşkil etti. Söz konusu ara dönemde Sovyet mirası bağları ilişkileri nispeten sıcak tutabildi. Diğer taraftan Orta Asya cumhuriyetlerinin Moskova'ya yakın durmayı, güvenlik başta olmak üzere pek çok nedenle, hatta zorunlulukla tercih ettikleri görülüyor.

Öte yandan, 11 Eylül saldırıları bölge için ciddi bir açılım imkanını da beraberinde getirdi. Nitekim saldırı sonrasında düzenlenen Afganistan operasyonu, ABD'ye bölge devletleri ile doğrudan ilişki kurabilme yeteneğini kazandırdı. Dış politikalarını denge ilkesi üzerine kurma gayretinde olan Orta Asya cumhuriyetleri ise kazançlarını azami düzeye getirebileceklerini düşündükleri bu denklemin içine dünyanın süper gücü ABD'nin katılmasını memnuniyetle karşıladılar. Terörizmle mücadeleye destek kapsamında Özbekistan ve Kırgızistan'ın ABD'ye askerî üs tahsis etmesi ABD'nin eski Sovyet mekanında en önemli başarısı olarak değerlendirildi. Askerî operasyonun önemini giderek kaybetmesi ile birlikte gündeme bölgede demokratikleşme sürecinin işlemediği ve insan hakları ihlallerinin varlığı gibi eleştiriler hâkim oldu. Kendilerine karşı gelişebilecek her türlü muhalif hareket karşısında güçlü savunma mekanizmalarını devreye sokma eğiliminde olan Orta Asya liderleri için ABD ile ilişkilerin tekrar gözden geçirilmesi gereksinimi böylelikle ortaya çıktı. Nitekim demokratikleşme ve insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik baskıların artması ile bölgede Moskova-Pekin ittifakının şemsiyesini oluşturan Şanghay İşbirliği Örgütü güç kazanmaya başladı. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'un ülkesindeki Amerikan askerî üssünün boşaltılması kararı ise ABD'nin Orta Asya politikası açısından bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Nitekim bu karar sonrasında Washington ve Avrupa Birliği başkentlerinin ateşli insan hakları ve demokratikleşme savunucusu pozisyonlarını yumuşatma eğilimine girdikleri gözlemleniyor. Gerçekte ABD'nin Orta Asya politikasının temelinde bölge enerji kaynaklarının ihracat rotaları üzerindeki Rus monopolünü kırmak ve çoklu boru hattı rotaları inşa etmek, hızla büyüyen Çin Halk Cumhuriyeti ve İran'ın doğal yayılma alanını kontrol altında tutmak gibi uzun vadeli stratejik planlar yatarken, kısa vadede demokratikleşme ve insan hakları baskıları konusunda tutarsızlığı önemli taktik hatası olarak değerlendirilebilir.

Haberin Devamı

Kırgızistan'daki ABD askerî üssü Afganistan'da yürütülen operasyona destek kapsamında kurulmuş olsa da ülkenin stratejik konumu nedeniyle daha çok Kırgızistan'la sınır paylaşan Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya'ya mesaj verme niyeti olarak algılandı. ABD'nin Kırgızistan'daki askerî üssünün ülkeden çıkarılabileceği konusundaki tartışmaların 16 Ağustos'ta Bişkek'te yapılacak olan Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi öncesine denk getirilmesi de anlamlı. Yaz aylarının Orta Asya'da jeopolitik dengeler açısından önemli gelişmelere  gebe olduğu görülüyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!