Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2004 00:00
Bütün dünya ABD ekonomisinin performansını yakın takibe almış durumda. ABD ekonomisi toparlanabilecek mi? Fed faiz oranlarını yükseltecek mi? Enflasyon tehlikesi var mı? Bu sorular en az Türkiye ekonomisinin geleceği ile ilgili sorular kadar önemli. Çünkü ABD ekonomisi dünya ekonomilerinin temel trendlerini değiştirecek bir etkiye sahip.Cuma günü ABD’de işsizlik verileri açıklandı. Açıklanan rakamlar tüm dünyada derin bir hayal kırıklığı yarattı çünkü ABD işgücü piyasasında 15 bin kişilik bir genişleme bekleniyordu. Oysa artış sadece 1000 kişiyle sınırlı kaldı. Üstelik aynı açıklamada 57 bin kişi olarak açıklanan kasım ayı işgücü piyasası genişleme rakamı da 43 bin olarak düzeltildi. Gerçi ABD çalışma Bakanlığı işsizliğin aralık ayırda yüzde 5.7 seviyesine düştüğünü açıkladı ama bu veri de ekonomistleri tatmin etmedi. Çünkü bir rapora göre aralık ayında 300 bin kişi iş bulma bürolarına yaptığı “iş arıyorum” başvurusunu geri çekti. Bu da ister istemez işsizlik oranı rakamını düşürdü. Yani aslında işsizlik değişmedi. Zaten 1000 kişilik iş gücü piyasası genişlemesi de yüzde 5.7’ye gerilediği belirilen işsizlik rakamının güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olmuştu. Bu hayal kırıkığı ilk etapta etkisini “ABD ekonomisi nihayet büyümeye başladı” umuduyla rekor seviyelere ulaşan ABD borsalarında gösterdi. Son 20 ayın en yüksek seviyesine çıkmış olan New York Borsası Dow Jones endeksi Cuma günü yüzde 1.3 oranında değer yitirerek 10 bin 459 puana, son iki buçuk yılın en yüksek seviyesinde olan Nasdaq da yüzde 0.6 oranında değer kaybı ile 2 bin 87 puana geriledi. Düşüşler sadece ABD ile sınırlı kalmadı Avrupa borsaları da değer kaybetti. Bu veriler, dünyanını önde gelen para birimleri karşısında zaten çok ciddi oranda değer yitirmiş olan dolara yeni bir satış dalgasının gelmesine neden oldu. Euro tehlike sınırı olan 1.30 seviyesine doğru çok net bir hareket eğilimi içine girdi. Bu rakamlar ABD’de Fed’in faiz politikasına ilişkin beklentileri de değişirdi. ABD ekonomisinin ısınmaya başladığını uman ve bu çerçevede bu yıl bir Fed’den bir faiz artırımı geleceğini düşünenler büyük hayal kırıklığına uğradı. Hele bir de 2004 yılında yapılacak
seçimler öncesi Fed’in daha muhafazakar davranabileceği yorumları da hesaba katılınca bırakın faiz artırımını faiz indirimi bile gelebilir tartışmaları yeniden patlak verdi. ABD ekonomi yönetimi ise bu yorumlara karşı açıklamalar yapıyor. Örneğin açıklanan işsizlik rakamlarının ardından ABD Hazine Bakanı John Snow ekonomideki verimlilik artışı nedeniyle işgcü piyasasının büyümedeğini ama yakında bu alanda da büyüme olacağına dair güvenlerinin tam olduğunu söyledi. Snow ABD ekonomisi verimlilik rasyosunun son 20 yılın en yüksek seviyesine çıkarak 2003’ün üçüncü çeyreğinde 9.4 oranına ulaştığını söyledi. Ama piyasalar hala bu verilere çok fazla bel bağlamıyor. En azından Cuma günü de değer yitiren Avrupa borsalarının Pazartesi gününe de değer kaybı ile başlamaları bunun iyi bir kanıtı. ABD ekonomisi neden mi bu kadar önemli. Ona da yarın bakalım dilerseniz...
button