Güncelleme Tarihi:
ABD, Türkiye ile işbirliği yaparak Suriye’deki Alevi, Dürzî, Hıristiyan ve Sünni mezhepler arasında çıkabilecek çatışmalarla nasıl baş edebileceğini değerlendiriyor. Böyle bir çatışma, istikrarın zaten az olduğu bölgede gerilimi iyice artırabilir.
Birçok ülke Şam’daki büyükelçilerini geri çağırırken, Obama yönetimi belli risklere rağmen temsilcisi Robert Ford’u Suriye’de tutmaya devam ediyor. ABD böylece Suriye’deki muhalif liderler ile çok sayıdaki mezhep ve dini grupla bağlantısını korumak istiyor.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ise Suriye’deki muhalif liderlere bir araya gelerek Esad’ı devirmeleri ve yeni bir hükümet kurmaları için baskı yapıyor. Obama yönetimi, Irak işgali sonrasında ortaya çıkan kaosun bir daha yaşanmamasını istiyor.
Suriye konusunun, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) Genel Konseyi öncesinde, Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında bugün TSİ 23.30'da yapılması beklenen görüşmenin gündem maddelerinden biri olacağı kesin.
Obama yönetiminden üst düzey bir yetkili, Esad’ın protestoları bastırmakla uğraşan ordusu gücünü yitirirken, Türkiye, Suudi Arabistan ve Avrupa ülkeleri tarafından terk edilmesinin Suriye liderinin daha da yalnızlaşmasına neden olacağını söyledi.
Bir diğer yetkili ise Suriye’nin petrol ihracatının yüzde 90’ının hedefinin Avrupa olduğuna dikkat çekerek, Avrupa pazarına giden yolun kapatılmasının Suriye ekonomisi ve Esad yönetimi üzerinde büyük etkisi olabileceğini belirtti.
ABD İLE İLİŞKİLER DAHA ÖNEMLİ
Obama yönetimi için geçmişte danışmanlık yapmış olan Ray Takeyh, “Suriye, 1990’larda kredi ve borç istediği zaman ABD’ye başvuramaz, Avrupa’nın kapısını çalardı… Bugün, Avrupa ABD’yle ortak oldu ve Suriye için çok önemli olan petrol sanayisi başta olmak üzere ekonomik alanlarda yaptırımlar uygulamaya başladı” dedi.
Takeyh, Suriye’nin İran’a kıyasla destek bulabileceği çok az müttefiki olduğunu söyledi. Takeyh, “Çinliler ABD’yle olan ilişkilerinin ekonomik alandaki gelişimleri için daha önemli olduğunu biliyor. Avrupa ise Esad veya Libya’da Muammer Kaddafi rejiminin ayakta kalıp kalmamasından çok ABD ile ilişkilerine önem veriyor” ifadesini kullandı.
Ortadoğu, Avrupa ve ABD’deki istihbarat yetkilileri ve diplomatlar arasındaysa, Esad’ın görevinde tutunamayacağına yönelik düşünceler giderek güçleniyor. Obama yönetiminden bir yetkili, “Esad’ın kontrolü yitirdiğine yönelik görüş güçleniyor… İstihbarat servisleri onun eski gücünü tekrar kazanamayacağını belirtiyor” dedi.
ESAD KOLAYCA GİTMEYEBİLİR
Ancak Esad’ın koltuğunu bırakmasını zorlaştıracak birçok faktör bulunuyor. Bunlardan en sıcak olanı, ABD ve Avrupa’da son haftalarda yaşanan ekonomik kriz nedeniyle Suriye üzerindeki dikkatlerin dağılmış olması.
Dahası, Tunus, Mısır, Libya’da yaşanan ve Yemen’de devam eden isyanlar kendi sınırlarını etkilemişken, Suriye’de rejimin devrilmesi sınırların dışında da bir patlamaya neden olabilir. Politik analistler, Esad rejiminin yıkılmasının, İran, Lübnan, Ürdün, İsrail ve hatta Irak’ı etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Özellikle, Irak’ta yaşanan mezhep çatışmasına benzer bir şiddete yönelik uyarıda bulunuyorlar.
Geçmişte Obama yönetiminde danışmanlık görevi yapmış olan Vali Nasr, “Sünniler giderek silahlanıyor… Kutuplaşma giderek artıyor. İran ve Hizbullah Suriye rejimini destekliyor. Esad dönemi sonrası bir Suriye hayalinin mezhepleri dürtmesi, çok çirkin şeylere neden olabilir” dedi.
"YENİ BİR IRAK"A HAYIR
Suriye’de mezhep çatışması olasılığına yönelik endişelerin artması hakkında konuşan Obama yönetiminden bir yetkili, “Kimse yeni bir Irak istemiyor” dedi. Öte yandan, ABD, Suriye’deki durumdan sonuç çıkarmaya çalışıyormuş gibi görünmek istemiyor. Tersine, Washington İran’a duruma müdahale etmesini sağlayacak bir bahane verilmesinin önüne geçmek istiyor.
Bir Obama yönetimi yetkilisi ise, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın bu ay başında Esad’a şiddeti azaltması için yaptığı çağrıyı hatırlattı ve bu açıklamanın İranlı liderlerin de Suriye’deki gelişmelerden endişe duyduğuna işaret ettiğini söyledi.