Güncelleme Tarihi:
Büyükelçi bu onayı NATO ve Türkiye ABD ilişkileri açısından ne anlama geldiğini şöyle anlattı:
“Öncelikle oldukça kapsamlı bir değerlendirme yapmasından dolayı TBMM’yi ve alınan kararın Türkiye’nin güvenliğinin yanı sıra NATO’nun ortak güvenliğinin artırılmasına destek sağlamasından dolayı hükümeti kutluyorum. Geçmişte Kongre üyeliği yaptım ve tıpkı ABD Kongresi gibi TBMM’nin de kendi rolünü ciddiye aldığını biliyorum. Dolayısıyla Meclis’in onay sürecini bu şekilde gerçekleştirmesi memnuniyet verici. Zira Meclis’in alınan kararlara dahil olmasıyla fikir birliğini sağlayan her hükümetin dış politikası büyük ölçüde gelişir ve biz de bunu burada gördük ve ABD Kongresi’nde de aynı sürecin gerçekleştirildiğini görmeyi istiyoruz .Dolayısıyla bu adımı attığınız için sizi tebrik ederim. Bu karar, NATO güvenliği açısından çok şey ifade ediyor.
Dolayısıyla, NATO'nun 32 üyesinin diğer üye devletlerin güvenliğini güvence altına almak için her türlü fedakârlığa hazır olması harika bir şey. NATO uzun yıllardır çok başarılı bir kurum olmuştur ve şimdi daha da güçlüdür. ABD ile ilişkilere gelince, bu konu, ABD'nin NATO'nun güçlendirilmesi konusunda son derece kararlı olduğu bir konu. Dolayısıyla bunun gerçekleşmiş olması harika ve bence daha önce hiç olmadığı kadar başka alanlarda da işbirliği ve ortak çalışmanın önünü açıyor. Dolayısıyla bu harika bir zaman ve yeni bir dönem.”
Hande Fırat: İsveç’in NATO üyeliği ile Türkiye’nin F-16 sürecinin bir şekilde bağlanmış olması, ABD Başkanı Biden’in kongreye yazdığı mektup ile birlikte süreç nasıl işleyecek?
Büyükelçi Flake: TBMM’nin İsveç'in NATO’ya üyelik başvurusunu ciddiye aldığı gibi, ABD Kongresi de dış askeri satışları gözden geçiriyor ve bu süreçte büyük bir rol oynuyor ki bence bu çok iyi bir şey. Dolayısıyla Kongre'nin bu hususu dikkate alması iyi bir şey. Başkan Biden, Kongre'ye bir mektup yazarak, bu konuda ilerleme niyetinde olduğunu bildirdi. Mevcut işleyişi şu şekilde ifade edebiliriz: ABD yönetimi, askeri satış konusunda ilerleme niyetinde olduğunu Kongre'ye bildirir. Kongre itiraz etmezse satış gerçekleşir. Dolayısıyla muhtemelen Kongre'de bir oylama görmeyeceğiz, buna gerek bulunmuyor. Sadece bu konuda bir muhalefet olursa oylama yapılacak. Dolayısıyla geldiğimiz nokta tatmin edici ve Kongre’deki eski arkadaşlarımla da sık sık konuşuyorum. Açıkçası İsveç'in NATO'ya üyeliğine büyük önem atfediyorlar. Geldiğimiz nokta memnun edici, ancak elbette satış ile ilgili durum Kongre'nin yetki alanına giriyor, bu konuyu değerlendirecekler.
Bu bölümde şöyle bir diyalog yaşandı:
Fırat- Umutlu olduğunuzu düşünüyorum.
Flake - Evet, evet, çok umutluyum.
TÜRKİYE – ABD İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR SAYFA
- Hande Fırat: Bu adım iki ülke ilişkilerini nasıl etkileyecek?
Büyükelçi Flake: Bir dizi üst düzey temasımız oldu. Türkiye'nin NATO üyeliği ve bizim de NATO üyeliğimiz dolayısıyla ortak güvenlik ihtiyaçlarımız ve terörle mücadele hedeflerimiz var ve bunlar örtüşüyor. Dolayısıyla evet, bu konuda daha fazla işbirliği ve koordinasyon için büyük bir potansiyel var. F16 satışından bahsediyoruz, büyük bir yabancı askeri satış, ama aynı zamanda savunma, ticaret ve işbirliği de var. Türkiye'den pek çok savunma ürünü satın aldık, bildiğiniz gibi savunma sanayimiz gelişiyor ve bu hem Türkiye'nin ekonomisine hem de ortak güvenliğimize yardımcı oluyor. Dolayısıyla işbirliğini arttırmak için pek çok alan olduğunu söylemeliyim. Ayrıca Türkiye ile Yunanistan arasında gelişen ilişkiler de Capitol Hill'de ve başka yerlerde gerçekten yardımcı oldu. Güvenlik işbirliğini, ticari işbirliğini ve iki ülke arasındaki sıcak ilişkiyi görmek harika oldu ve bu da yardımcı oluyor.
TÜRKİYE’YE YÖNELİK KISITLAMA VE AMBARGOLAR
FLAKE: BİZ KONUŞURKEN ABD’NİN ADIM ATTIĞINI GÖRÜYORUZ
Hande Fırat: Bazı NATO üyelerinin Türkiye'ye yönelik kısıtlama ve ambargoları kalkar mı?
Büyükelçi Flake: Bunu şu an biz konuşurken ABD’nin yaptığını görüyoruz. Diğer ülkelerin, örneğin İsveç’in de bu yönde söz verdiğini görüyoruz ve bu bağlamda bazı adımlar attığını da görüyoruz. Kanada ve diğer ülkeler de Türkiye ile görüşmeler yapıyor. Dolayısıyla bu sürece dair yapılanların takdir edildiğini görüyoruz, ETürk diplomasisini tebrik ediyoruz çünkü İsveç’in anayasasını değiştirmesini sağladılar. İsveç yapılan yasal değişikliklerle NATo üyesi ülkelerin ortak güvenlik ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilecek. Savunma sanayi ve ticaret alanında da NATO ülkelerinin birbirlerine tutmak üzere verdikleri sözler var.
İSVEÇ’İN ÜYELİĞİ NEDEN ÖNEMLİ?
Hande Fırat: Peki İsveç’in NATO Üyeliği neden bu kadar önemli?
Büyükelçi Flake: Önce askeri olarak İsveç’in üyeliği çok önemli. İsveç NATO ittifakına son derece gelişmiş bir ordu ile katılıyor tıpkı Finlandiya gibi. Bunun ortak savunma ve güvenliğe yaptığı katkı önemli. Siyasi olarak da çok önemli. Putin, Ukrayna’yı işgal ettiğinde çok ciddi bir hesap hatası yaptı. 10 yıllardır tarafsız bir pozisyonu olan İsveç ve Finlandiya’nın bu ittifakın bir parçası olacağını düşünemedi. Bu siyasi olarak olması gerektiği zamanda Rusya’ya gönderilen çok önemli bir mesaj niteliğinde. 32 ülkenin madde 5’e dayalı olarak kendini savunma konusunda ittifak yapması da önemli.
NATO’NUN GENİŞLEMESİNE RUSYA’NIN BİR TEPKİSİ OLUR MU?
Hande Fırat: 9. Kez genişleyen NATO’ya Rusya bir tepki verir mi?
Büyükelçi Flake: Beklentim Rusya’nın iki ülkenin daha, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye olduğu ve getirdikleri askeri yetkinlikleri görmesi. Finlandiya’nın Rusya ile çok uzun bir sınırı var. Rusya eğer NATO üyelerine saldırmayı düşünürse bunu birkaç kez düşünmesi gerek. Çünkü bu üyeliklerle NATO’nun kabiliyetleri çok artmıştır. Ve siyasi olarak şu da iyi düşünülmeli. NATO dünyadaki en önemli ve en başarılı çok taraflı askeri ittifaktır.
Hande Fırat: Gelelim Türkiye’nin terörle mücadelesine… Türkiye’nin bu konudaki hassasiyeti ABD politikalarında yer bulacak mı?
Büyükelçi Flake: Evet bekliyorum, öncelikle tekrar hayatını kaybeden Türk askerleri için başsağlığı diliyorum. Türkiye NATO içinde bir terörizm koordinatörü olmasını istedi, bu şimdi gerçekleşti. Daha önce de belirttiğim gibi İsveç anayasasında değişiklikler yaparak Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarına yanıt vermek için yeni yasalar geçirdi. Sadece bu süreçten geçerken dahi, ittifak artık Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını ve hepimizin bir terör örgütü olarak tanımladığı PKK terörü ile mücadelesini daha iyi anlıyor.
Büyükelçi Flake’e PKK’nın yanı sıra YPG sorununu da hatırlattık. Aldığımız yanıt ise çok dikkat çekiciydi;
"Şunun farkındayım her zaman her konuda Türkiye ile aynı fikirde olmayabiliriz. Ama terörizme karşı savaş hedeflerimiz pek çok alanda birbiriyle kesişiyor. Bir görüş ayrılığı olduğunda bir koordinasyon halinde bunu gidermeyi amaçlıyoruz. Benim düşüncem bundan sonra bu süreçlerin daha da iyileştirileceği yönünde.
Daha önce de söylediğim gibi her zaman DAEŞ ile mücadele konusunda aynı fikirde olmayabiliriz ama terörle mücadele ihtiyacımız konusunda son derece önemli başlıklarda aynı noktadayız. Biz DEAŞ'a karşı kurulan koalisyonda Türkiye’nin rolüne çok önem veriyoruz. Aynı alanda aynı hedefe yönelik mücadele ederken fikir ayrılıklarımız olabilir, bu görüş ayrılıklarını gidermeye çalışıyoruz. Benim umudum gelecekte daha iyi iş birliği halinde çalışabileceğimiz yönünde.”
GAZZE KATLİAMI: TÜRKİYE'NİN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM KONUSUNDAKİ GÜÇLÜ DESTEĞİNİ TAKDİR EDİYORUZ
İsrail’in Gazze katliamı, Türkiye’nin iki devletli çözüm önerisi ve ABD’nin izleyeceği politika da gündemdeydi. Büyükelçinin bu konudaki açıklamaları ise şöyle oldu;
“Türkiye’nin iki devletli çözüm konusundaki bu güçlü desteğini takdir ediyoruz. Bizim politikamız İsrail ve Gazze’de sürdürülebilir barış için çözümün iki devletli çözümden geleceği yönünde. O yüzden Türkiye’nin bölgedeki diğer ülkelerle birlikte gösterdiği bu çabaları takdir ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye’nin insani boyuttaki çabalarını da çok takdir ediyoruz. Daha sonra ne olacak konusuna da bakıyoruz. Bu konuda da Türkiye ile koordinasyon ve iş birliği yapacak çok alan var. Liderlerimizin de söylediği gibi İsrail ve Gazze’de sürdürülebilir bir barış olacaksa bu iki devletli bir çözüm ile gelebilir. Bu çözüm de Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler ile birlikte bulunabilir. Ama özellikle Türkiye’nin rehinelerin serbest bırakılması konusundaki çabaları ve sadece Türkiye’nin alabileceği önlemlerin alınmasını da görüyoruz ve takdir ediyoruz."
Büyükelçi ABD ve Türkiye arasındaki temaslara da dikkati çekerek, görüşmelerin devam edeceğini belirterek; “Biz Türkiye’yi sürdürülebilir bir barış sağlanması için iki devletli çözüm getirilmesi konusunda bölgede güçlü bir müttefikimiz olarak görüyoruz." dedi.
EKONOMİK İLİŞKİLER: ŞİMŞEK VURGUSU, BÜYÜK GÜVEN VAR
Son olarak iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri de konuştuk. Büyükelçi önümüzdeki süreç ile ilgili değerlendirmelerde bulundu;
“Türkiye ile ABD arasında güvenlik konusuna çok odaklanılmış durumda. Ama giderek artan ticari ilişkiler konusu bazen geri planda kalabiliyor. 2021 yılında 28 milyar dolar tutarında bir ticaret hacmi vardı iki ülkenin. 2022 yılında bu yüzde 22 oranında bir artış ile 34 milyar dolara çıktı. Türkiye’nin ABD’deki yatırımlarında da ciddi bir artış var. Bir süre önce Washington’daydım bir konferans için ve rekor sayıda Türk firmasının ABD’de yatırım fırsatlarını değerlendirmek üzere bu toplantıya katıldığını gördüm. Enerji çok önemli bir alan.. Ülkenin kurulu gücünün yüzde 54’ü yenilenebilir enerji ve bu çok önemli. Bizim ABD olarak bu orana erişmemiz için daha çok yolumuz var. İstanbul’da bu konuda çok büyük bir konferans yapılacak, bu sembolik olarak da çok önemli. Ayrıca Bakan Şimşek liderliğindeki yeni ekonomi ekibiyle Türkiye ekonomisine ileriye dönük büyük bir güven var. Dolayısıyla ilişkilerimiz bu anlamda iyi. 1 milyon ABD’li 2022 yılında Türkiye’yi ziyaret etti, bu rakam 2023 yılında daha da artacak.”