Güncelleme Tarihi:
Türkiye'yi ve etrafındaki coğrafyayı adeta yerin altından örümcek ağı gibi örmeye hazırlanan çok sayıda boru hattı projesi var. Her biri birer “yap-boz” gibi adeta. Devletlerin çıkarları, finansal sıkıntılar, diplomatik manevralar, artan talep karşısında kısıtlı kaynaklar… Bütün bunlar Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyayı dev bir satranç tahtasına dönüştürüyor.
Bu satrancın en kritik oyuncuları bu hafta içinde İstanbul’da buluştu. Bir söyleşi ya da demeç için aylarca kapısını aşındıracağım birçok isimle İstanbul’daki toplantıda karşılaştım, sohbet ettim, konuşmalarını dinledim.
Cuma günü ise konferansın kapanışının ardından belki de bu kadar katılımcının arasında en kilit isimle biraraya gelme fırsatı buldum. Conrad Oteli'nde çok az sayıda gazetecinin sorularını yanıtlayan isim Richard Morningstar'dı.
TOPLANTIDA SÜRPRİZ İSİM
Morningstar, ABD'nin "enerji çarı" olarak biliniyor. Şu anda ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrasya Enerji Özel Temsilciliği görevini yürütüyor. Yani Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyaya ilişkin ABD'nin enerji politikalarının belirleyicisi.
Morningstar'la görüşmek için odaya girdiğimizde sürpriz bir isimle karşılaştık. Bu isim ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Mark Parris. Emekli büyükelçi, bölgeyi ve özellikle Türkiye'yi çok yakından tanıyor. Parris, sorularımızı yanıtlamadı ama yaklaşık 40 dakika süren görüşmeyi çok dikkatle takip etti.
Az sayıdaki gazeteci Morningstar'ın etrafına dizildikten sonra toplantı başladı. İlk soru, bütün bu konferansın ve ABD'nin enerji politikalarının geleceğinin temelini oluşturan cinstendi. Yani bir diğer deyişle toplantıya adeta "damardan" girdik.
ABD RENGİNİ BELLİ EDİYOR
Morningstar'a Türkiye-Yunanistan-İtalya boru hattı, Nabucco ve Trans Adriyatik Boru Hattı gibi projelerin birbirini tamamlayıcı mı yoksa birbirine rakip mi olduğu soruldu. Bu, uzunca bir süredir enerji çevrelerinde yoğun biçimde tartışılan bir soruydu.
Morningstar, bu soruya diplomatça ama konuyu yakından bilenler için yeterince açık bir şekilde yanıt verdi: "ABD olarak Güney Koridoru'na tam destek veriyoruz. Nabucco boru hattı stratejik ve siyasi açıdan tercih edilebilir bir proje. Güney Koridoru'ndaki projelerin birbirine rakip mi yoksa tamamlayıcı mı olduğunu zaman gösterecek. Tedarikçi ülkelerin hangi hatta gaz vereceği konusu ticari bir karar."
Bu yanıtın üzerine bir başka gazeteci araya girerek, "Bu sözlerinizden Nabucco'nun önceliği olduğunu mu anlamalıyız" sorusunu yöneltti. Morningstar'ın buna da yanıtı diplomasinin inceliklerini çok iyi bildiğini gösterecek nitelikteydi. "Sonuçta kaynaklar kısıtlı. Azerbaycan'daki Şahdeniz-2 projesinin ardından arz da ciddi şekilde artabilir. Ayrıca Irak'tan da gaz gelebilir. Ama önce tek bir boru hattına odaklanmak gerekebilir. Arz artıkça ileride bu hatlar birbirini tamamlayıcı olabilir.”
Morningstar'ın bu sözleri enerji hatları savaşında büyük önem taşıyor. Çünkü masada bu kadar çok boru hattı olmasına karşın arz kaynakları kısıtlı. Üstelik bu hatların tam kapasite ile doldurulması için Azerbaycan ve Irak gibi ülkelerdeki arama ve çıkarma faaliyetlerinin tamamlanması gerekiyor.
ABD'li özel temsilci açıkça "tercihimiz Nabucco" demese de ABD'nin önceliği bu porjeye vermek istediğini hissediyorum. Türkiye'den geçerek, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzernden Avusturya'ya gaz taşıyacak olan bu boru hattı "asrın projesi" olarak gösteriliyor. Yılda 31 milyar metreküp gaz taşıması ve şu andaki hesaplamalara göre 8 milyar euroya mal olması bekleniyor.
Diğer projeler ise Türkiye'den Yunanistan'a oradan da denizin altından İtalya'ya bağlanacak olan ITGI ve yine Yunanistan'dan başlayıp Arnavutluk üzerinden Adriyatik'in altından İtalya'ya bağlanacak olan TAP. ITGI'nin yılda 8, TAP'ın da 10 milyar metreküp gaz taşıması öngörülüyor. Bunlar Batı destekli projeler.
Bir de her ne kadar enerji uzmanları tarafından gerçekleştirilmesi zor görünse de Rusya'nın desteklediği Güney Akım projesi var. Güney Akım'da Türkiye diğerlerinin aksine transit ülke değil ancak hat, Karadeniz'in altından geçeceği için Türkiye'nin de karasuları kullanılacak.
ERMENİSTAN HAMLESİ
Toplantı sırasında boru hatları ve ülke isimleri havada uçuşuyor. Sanki herkesin gözünün önünde bir harita var gibi. Gözümü kapattığımda bütün bu enerji diplomasisi denkleminde dışarıda bırakılan ülkeyi bir kez daha görüyorum haritanın üzerinde: Ermenistan.
İki komşusu Azerbaycan ve Türkiye ile yaşadığı sorunlar nedeniyle bugüne kadar Kafkasya'yı içeren bütün enerji projelerinin dışında kaldı Ermenistan.
Morningstar, uzunca bir süredir aklımda bulunan bir soruyu doğrudan sorabileceğim doğru isim: "Türkiye ile yakınlaşma sürecinin sonuçlanması ve Dağlık Karabağ sorunun çözülmesi durumunda Ermenistan'ın dahil edileceği net bir proje var mı?"
Soru açık. Aynı şekilde aldığım yanıt da bugüne kadar benzer soruyu yönelttiğim ABD'li yetkililerden aldığım en açığı: "Ermenistan'ın bu projelerde yer almaması çok yazık. Sorunların bir şekilde çözülmesinin ardından Ermenistan'ın da bölgedeki enerji ve ekonomik projeler tam bir katılımcı olacağını düşünüyorum. Bu, bütün ülkelerin çıkarınadır."
WASHINGTON'A MESAJ
Morningstar, sohbet sırasında yalnızca Türkiye'ye ve bölge ülkelere değil, kendi ülkesine yani ABD'ye de mesaj gönderdi.
Bu mesaj, ABD'nin enerji politikaları açısından kilit önem taşıyan bölgedeki iki ülke, yani Türkiye ve Azerbaycan'a büyükelçi atamasında yaşanan gecikmelerin enerji politikalarına etkisi üzerine sorulan bir soruya yanıtla geldi.
Morningstar, biraz ülkesindeki iç dengeleri de gözeterek, gecikmelerle ilgili olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapmadı. Aksine bu gecikmenin politikaları etkilemediğini söyledi. Ancak bir ekleme yaptı: "Bu büyükelçilerin atamasının onaylanması büyük önem taşıyor. Her ikisi de çok güçlü ve iyi adaylar. İkisinin de en kısa sürede onaylanmasını umuyorum."
Morningstar'la yapılan görüşmeden kafamdaki birçok soruya da yanıt bularak ayrılıyorum. Ancak yine de yanıtlanması gereken bir o kadar soru var.
ABD, kendi enerji ihtiyacını doğrudan karşılamayacak olsa da enerji satrancının çok önemli bir oyuncusu. Karşısında da Rusya ve geliştirdiği alternatif projeler var. Kaynaklar sınırlı, talep yüksek. Toplantı odasından çıkarken içimden geçen düşünce ise enerji savaşlarını daha çok defalar takip edeceğim yönünde.
Dünya gündeminin nabzı Planet'te atıyor
Planet'i Facebook'ta takip etmek için:
http://www.facebook.com/#!/HurriyetPlanet
Planet'i Twitter'da takip etmek için:
http://twitter.com/HurriyetPlanet