Güncelleme Tarihi:
İÇTEN İÇE ÇÜRÜTMEK İÇİN
“Malazgirt’ten bugüne bu toprakların vatan kılınması için mücadele eden, gerektiğinde canını ortaya koyan tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla yad ediyorum. Ordusu işgal edilmeyen, devşirilmeyen, çökertilmeyen bir ülkenin toprakları da işgal edilemez. Bizim karasıyla, deniziyle, havasıyla, tüm unsurlarıyla yüreği Allah, vatan ve millet sevgisiyle dolu bir ordumuz var. Bu mübarek orduyu yozlaştırmak, tarihi misyonundan uzaklaştırmak, içten içe çürütmek için çok oyunlar sergilendi. Sınırlarımızda, denizlerimizde ve semalarımızda sizlerin sesi, nefesi, yüreği hâkim olduğu müddetçe bu millete yan gözle bakmak, istiklaline ve istikbaline el uzatmak kimsenin haddine değildir.
HAKKANİYETLE YÖNETTİK
Asırlar boyunca adalet, hakkaniyet, vicdan ve ahlakla yönettiğimiz topraklarda hep huzur hâkim oldu. Milli Mücadelemizi zaferle neticelendirip Cumhuriyetimizi kurduğumuzda uzunca süre kendi meselelerimizle uğraşmak mecburiyetinde kaldık, belki de özellikle bırakıldık. Ülkemiz yeniden güçlenmeye başladığında kendisiyle birlikte tüm mazlumların ve mağdurların umudu haline geldi. PKK’dan FETÖ’ye kadar Türkiye’nin önüne dizilen nice tuzakları birer birer aşarak yeniden asli gündemimize odaklandık. Büyük ve güçlü Türkiye’yi her alanda kökleştirecek adımları kararlılıkla atarak aydınlık geleceğimize doğru adım adım ilerliyoruz. Bu sürecin en kritik safhalarından biri de egemenliğimizin en önemli unsuru olan askeri gücümüzü her alanda çağın gereklerine ve hatta ötesine taşıyacak altyapıyı kurmuş olmamızdır.
KİMSENİN KAPISINDA DİLENCİ OLMAYACAĞIZ
Artık İHA’larımız, SİHA’larımız, AKINCI’larımız var. Artık kapılarda dilenci değiliz, tam aksine şimdi herkes bizden talep ediyor. Azerbaycan’da SİHA’larımızla vardık, Libya’da SİHA’larımızla vardık. Bundan sonra da kimsenin kapısında dilenci olmayacağız. Ne zaman ki bu iradeyi deklare ettik, o zaman savunma sanayii konusunda eşi benzeri görülmemiş bir ambargoyla karşılaştık. Kimsenin kapısında dilenci olmayacağız. Bunların hepsi bizde var. Daha yeni başbakan olmuştum. Amerika’dan İHA istemeye gittim. O zaman bize burun kıvırdılar. Dedim ki ‘Biz NATO’da beraber değil miyiz? Biz terörle mücadele ediyoruz. Siz bize destek vermeyecek misiniz?’
HÜRKUŞ’U DA YAPACAĞIZ
O zaman oğul Bush, Condoleezza Rice’ı çağırdı. Bize iki günlüğüne dönüşümlü İHA’ları verdiler. İHA’lar sadece koordinat tespitine yarıyordu ama bize SİHA lazımdı. Sağolsun bunlar bizim önümüzü açtı ve artık biz İHA’mızı da yaptık, SİHA’mızı da yaptık. Sonunda Akıncı’yı da yaptık. Bunlar bize yetmez, devam ediyoruz. Şimdi Hürkuş’u da yapacağız.
KÖTÜ KOMŞU EV SAHİBİ YAPTI
TSK’nın buradaki komutanları en basitinden en yüksek teknolojiye sahip olana kadar neredeyse A’dan Z’ye her türlü ürünün tedarikinde nasıl zorlandığımızı onlar iyi biliyorlar. Bulduğumuz alternatif tedarik kanallarının kısa sürede nasıl kapatıldığını, verilen sözlerin nasıl tutulmadığını, imzalanan sözleşmelerin uyduruk sebeplerle nasıl yerine getirilmediğini asla unutmayacağız. Biz bunu Kıbrıs’ta yaşadık, bize telsiz bile vermediler. Ama biz ASELSAN’la telsizimizi de yapar hale geldik. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Ellerinden gelse tanklarımızı yürüyemez, uçaklarımızı havalanamaz hale getireceklerdi.
TERÖR ÖRGÜTLERİNE TESLİM ETTİLER
Bu sıkıntıları en acillerinden başlayarak birer birer aştık. Bize parasıyla verilmeyen ürünlerin gözlerimizin önünde terör örgütlerine, eli kanlı rejimlere nasıl aktarıldığına şahit olduk. NATO’da beraberiz ama terör örgütlerine bilabedel TIR’larla yüklü mühimmat, araç gereç gönderiyorlar. Yaptığımız operasyonlarda bunların bir kısmını ele geçirip kendi envanterimize kaydettik. Tüm bunlar bize meselenin bu silahların teknolojisi veya kâğıt üzerinde önümüze konan bahaneler olmadığını, meselenin doğrudan Türkiye ve Türk milleti olduğunu tekrar tekrar gösterdi. Biz de kendi gücümüze ve imkânlarımıza daha çok yüklendik. İşte önceki gün Çorlu’da dünyada sadece 3 ülkenin üretebildiği TİHA’nın teslimat törenindeydik. Tankından topuna, füzesinden radarına, bombasından tüfeğine kadar nice savunma sanayii ürününü dünyadaki muadillerinden çok daha iyisini üretebilen hale geldik.
NİHAİ MESAJ 2023’TE
7-8 yıldır sürekli ülkemizin huzuruna, devletimizin gücüne ve itibarına saldırılmasının sebebi Türkiye’yi bu son düzlükte oyun dışına itme hesabıdır. Bugüne kadar vesayetinden darbesine kadar her yolu denediler ama netice alamadılar. 15 Temmuz’u anlamayanlara nihai mesajı 2023’te vereceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’ün sembolü haline geldiği büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını Allah’ın izniyle kimse engelleyemeyecek.”