ABD 30 yıl buralarda kalır

Güncelleme Tarihi:

ABD 30 yıl buralarda kalır
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 25, 2003 00:00

Süleyman Demirel'i seversiniz, sevmezsiniz kendi bileceÄŸiniz bir iÅŸ ama, onun engin devlet ve siyaset deneyimini inkár etmek ne mümkün? 1 Kasım 1924'te Isparta'nın Atabey ilçesine baÄŸlı Ä°slamköy'de dünyaya geleceksin, fukara baba ocağında hem çobanlık yapıp hem okuyacaksın, gün gelecek Ä°TÃœ'den yüksek mühendis diploması alacaksın, 30 yaşında Türkiye'nin en genç genel müdürü olacaksın, 40 yaşında önce parti genel baÅŸkanı, ardından Türkiye'nin en genç baÅŸbakanı olacaksın, 12 sene bu görevi yaparak Ä°smet Ä°nönü'den sonra en uzun baÅŸbakanlık yapan kiÅŸi olarak tarihe geçeceksin, 6 dönem Isparta'dan milletvekili seçileceksin, 7 yıl siyasetten men edileceksin, 6 kere hükümetten gidip 7 kere hükümet kuracaksın, 16 Mayıs 1993'te TBMM tarafından Türkiye'nin 9. CumhurbaÅŸkanı olarak seçileceksin. Binaenaleyh el insaf, daha ne olsun? VIP salonumuzdaki büyük dörtgen masada Ä°cra Kurulu BaÅŸkan Yardımcımız Vuslat DoÄŸan Sabancı ile Yayın Danışmanımız DoÄŸan Hızlan arasında oturan 'Beyefendi', bir siyasetçiden çok bir filozof gibiydi. Geçen yıllar onun dev cüssesini biraz törpülemiÅŸti ama, sanki beyni daha büyümüştü. Yine rakamlar arasında turlar attı, tarihleri aksamadan hatırladı, evrensel yasalardan fıkra numaralarıyla örnekler verdi. Süleyman Demirel'in; 'Buyurun arkadaÅŸlar, tatlı yiyelim tatlı konuÅŸalım' sözüyle baÅŸladığı sorulu cevaplı sohbetini 'AkÅŸam yemeÄŸi gelmeden kalkalım' diyerek noktaladığında bir de baktık ki, aradan 3 saat geçmiÅŸ. Sevgili Tufan Türenç kardeÅŸim aklınla bin yaÅŸa... Sayın Genel Yayın Yönetmenim ErtuÄŸrul Özkök onayınız için teÅŸekkürler. Sayın 9. CumhurbaÅŸkanım Süleyman Demirel, kor gibi bir aÄŸustos öğlesinde lütfedip HÃœRRÄ°YET'in sofrasını onurlandırdığınız için varolun... Yaman sorularınız için aÄŸzınıza saÄŸlık sevgili arkadaÅŸlarım.(Meraklısına: VIP salonundaki yemeÄŸimiz zeytinyaÄŸlı tabağıyla baÅŸladı, balıkla devam etti, sonra tatlı tabağı ve kahveyle sona erdi. Ben dahil 3 kiÅŸi kola içti, geriye kalanların hepsi sade suyla yetindi, Petrus yoktu.) SavaÅŸ bitti, sebebi ÅŸimdi aranıyorAmerika diyor ki; 'Ben büyüğüm, ben güçlüyüm, ben kudretliyim. Hiç kimse bana askeri güçte, teknolojide, zenginlikte ulaÅŸamaz, ben müthiÅŸim.' Devam ediyor; 'Ben artık kendi duvarlarımın arasında duramam, dünya meseleleri neyime lazım dedim başımıza büyük iÅŸler geldi, artık dünya meseleleriyle de meÅŸgulüm. Dünya meseleleriyle meÅŸgul olan BirleÅŸmiÅŸ Milletler hımbıl, onu aÅŸmak lazım.' Öyleyse iÅŸte Bush Doktrini. 'O bana vurmadan ben onu vuracağım. Dünyadaki diÄŸer uluslar ve devletler ya bizimle beraberdir, ya bizim karşımızdadır' diyor. Daha sonra aradılar, taradılar, bugüne kadar 11 Eylül'ü yapanları bulamadılar. 11 Eylül'deki asıl büyük hadise ikiz kulelerin vurulmasından çok Pentagon'un tecavüze uÄŸramış olmasıdır. Bu Amerika'nın çok ağırına gitmiÅŸtir, bir türlü hazmedememiÅŸtir.Bu yüzden adam gücünü, kudretini göstermenin peÅŸine düştü. Taliban'ı tam olmasa da halletti ama, Usame bin Laden'i bulamadı. Bu durum kendisini, yönetimi tatmin etmedi, birisini bulması lazım, Irak'ı buldu. Sonunda oraya da girdi ama, savaÅŸa sebep saydığı kitle imha silahlarını bulamadılar. Dünya tarihinde ilk defa bir savaşın sebebi sonradan aranıyor. Irak'ı vurma hadisesi bir büyük planın parçası, bu plan ÅŸudur: Terörizm bela olmaya devam edecek, silip ortadan kaldırmak mümkün deÄŸil. Onlara göre terörizmin kaynağı radikal Ä°slam ve fondumentalizm, bunun için OrtadoÄŸu'yu ıslah etmek lazım diyor. Bunun için Irak meselesini OrtadoÄŸu'da bir örnek olarak ortaya koyup, 20-30 sene içinde bütün bu bölgeyi demokratik hale getirmek. Bu planı uygularlarken Ä°ran'la bile yumuÅŸak iliÅŸkiler kuracaklar. Yalnız, Amerika acayip bir memlekettir, bakarsın gelecek sene seçim olur neme lazım deyip projeden vazgeçer. Amerika isterse büyük kötülük yaparAmerika kötülük yapmak isterse bunu çok kolaylıkla, hem de önemli ÅŸekilde yapar. Bilemezseniz hangi zamanda, nasıl yapar. Zaten iyilik yapabilenin elinden kötülük de gelir, ikisini yapamayanı da kimse saymaz. Ben 1975'te hükümet olduÄŸumda kucağımda Kıbrıs'ı, Kıbrıs ambargosunu buldum. 4 sene o ambargoyla boÄŸuÅŸtum, Türkiye büyük sıkıntılar içine sürüklendi. Petrolün varili 1 dolar 95 sentten 38 dolara çıktı, bütün ihracatım petrol ihtiyacımın yarısını karşılıyor. Para bulmak için dünyayı dolaşıyorum, hiçbir banka, devlet vermiyor. 149 ton altınım var, onu rehinleyip 500 milyon dolar alacağım, bütün derdim bu kadar para. Maliye bakanım akÅŸam Washington'dan telefon ediyor; 'Rehin meselesi tamamdır, yarın para elimizde' diye. Ertesi gün öğleye kadar bekliyorum rehin yok, akÅŸamüzeri telefon ediyor; 'Yaptıkları rehini bozdular' diyor.Irak'ın yeniden ÅŸekillenmesinde Türkiye'nin mutlaka söz sahibi olması lazım. Bugün Amerika Kafkasya'ya, Orta Asya'ya, Balkanlar'a kadar gelmiÅŸtir. Amerika Bulgaristan'da vardır, Romanya'da vardır, Gürcistan'da çok iyi vardır, Azerbaycan'da vardır, Özbekistan'da, Kırgızistan'da çok iyi vardır. Amerika'nın buralardan çekip gitmesi 30 senelik bir iÅŸtir. 30 sene burada olacaksa Amerika'yla iyi münasebetler içinde olmamız bizim de menfaatimizedir. Amerika'yla iyi münasebetler içinde olmamız Amerika'nın 53. vilayeti olmamızı gerektirmez.Referandumu büyük farkla kazanırdımBen bozkırla yeÅŸilin kavgasını yapmış adamım ama, 2B konusu özel bir vaka. Açık söyleyeyim, referandum propagandasını ben yapsam çok büyük oyla kazanırım. 8 milyon orman kenarında yaÅŸayan köylü var, 3 milyon da ormanın içinde yaÅŸayan var. Ormana olan muhabbetiniz kadar, bu ülkenin halkına da muhabbetiniz olsun, veto edilecek nesi var.Kenan Evren'le münasebetimiz düzgündür, yan yana geldiÄŸimiz zaman çok iyi de konuÅŸuruz. Belki onun içinden; 'Ben bu adamın elinden baÅŸbakanlığı aldım', benim içimden de; 'Benim genelkurmay baÅŸkanımdı, durduk yerde benim elimden baÅŸbakanlığı aldı' gibi sözler geçiyordur.12 Eylül 1980 sabahı sayın Ecevit ve muhterem eÅŸleri, ben ve eÅŸim helikopterle Gelibolu'ya gidiyoruz. YeÅŸilköy havaalanından kalktıktan sonra eÅŸime aÅŸağıda sahil kıyısında benim dönemimde yapılan fabrikaları, santralleri, siteleri gösteriyorum. Nazmiye çok tok sözlüdür, biraz gittikten sonra; 'Bunları yaptırdığın için mi seni Gelibolu'ya götürüyorlar?' dedi.Tatlı Hayat’taki hizmetçi kız harikaEskisi gibi bol bol okuyorum, televizyon da seyrediyorum. Ekranda en çok izlediÄŸim programlar baÅŸta haberler, açık oturumlar ve yerli diziler. Türkan Åžoray'la Haluk Bilginer'in rol aldığı 'Tatlı Hayat' adlı komedi dizisi çok güzeldi. Hele orada hizmetçi rolünü oynayan sanatçı kızımız ( Asuman Dabak) çok harikaydı.Spordan magazine herkes vardıİşte ''Baba'' bir konuÄŸu ağırlayan Hürriyet Yazı iÅŸleri kadrosu: 1. Editör Bensan Özbalkan 2. Ekonomi Müdürü Vahap Munyar 3. Spor Ä°stihbarat Åžefi Mehmet Arslan 4. Yayın Danışmanı DoÄŸan Hızlan 5. Magazin Müdürü Selim Akçin 6. Dış Haberler Müdürü AyÅŸe Özek Karasu 7. Danışman ErtuÄŸ Karakullukçu 8. Yener Süsoy 9. Editör Bülent Mumay 10. Yazı iÅŸleri Müdürü DoÄŸan Satmış 11. Yazı iÅŸleri Müdürü Emre Ä°skeçeli 12. Ä°cra Kurulu BaÅŸkan Yardımcısı Vuslat DoÄŸan Sabancı 13. Editör Arif DizdaroÄŸlu 14. Yazı iÅŸleri Müdürü Tufan Türenç 15. Editör Sefa Kaplan 16. Editör Ayça Aktan 17. Yazı iÅŸleri Müdürü Nejat Seçen 18. Köşe Yazarı Yalçın DoÄŸan.YARIN: AKP Milli Görüş'le irtibatını yeni kestiÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!