Güncelleme Tarihi:
İhsanoğlu, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle görüşmesinde şöyle konuştu:
FUAD PAŞA’YA HAVALE
“(Sultan Abdulaziz döneminin Sadrazamlarından, eski Hariciye Nazırı, Galatasaray Lisesi’nin kurucusu, Keçecizade) Fuat Paşa, meşhur Fransız imparatoru (3. Napolyon) ile sohbet ederken, Fransız İmparatoru, Sultan Aziz hakkında olumsuz konuşmuş ve ardından ‘Bu konuştuklarımızı padişahınıza aktarmazsanız sevinirim’ demiş. Fuad Paşa da, ‘Endişe etmeyin, ben Sultanımızın sizinle ilgili söylediklerini aktarıyor muyum hiç’ diye karşılık vermiş. Bu meseleyi Fuad Paşa’ya havale ediyorum. O nişanın verildiği kimselerin listesi var. Öyle bürokratlara verildiği filan yok. Abbas’ın nişan ile birlikte verdiği beratta yazıyor. Filistin’in BM Gözlemci Üye seçilmesi konusunda gösterdiğimiz faydadan dolayı verildi.
2006’DA MEKİK DOKUDUM
(Hamas lideri, Filistin Başbakanı) İsmail Haniye’nin evinde Abbas ile telefon görüşmesi yaptıktan sonra ateşkes ilan ettik. Ben o tarihte Ramallah, Gazze, Şam arasında gidip geldim. (Hamas siyasi lideri) Halid Meşal, Şam’daydı. Sonunda mutabık kaldık. Bu çok önemli bir hadiseydi. Herkes takdir etti. Mutabakat hükümetinin yemin merasimine katılan tek yabancı bendim.
TÜRKİYE YAPICI ROL OYNAR
İsrail’in gaddar, zalim saldırısı ilk değil. Son olmayacak. Uluslararası camia bu konuda adım atmıyor, atamıyor. Neden? Uluslararası camiada müeyyide uygulama yetkisine sahip tek yer Birleşmiş Milletler. Bu da ancak Güvenlik Konseyi kararıyla olur. Güvenlik Konseyi ise kilitli. Cenevre’deki BM İnsan Hakları Konseyi’nden dost devletlerin desteği ile karar çıkarmak mümkün. Filistin BM Gözlemci Üye sıfatıyla bu kez daha güçlü. Artık ICC’ye (Uluslararası Ceza Mahkemesi) gitme hakkı var. Güvenlik Konseyi kilidini açamayacağınıza göre, nutuk atarak, heyecan yaratarak meseleyi sırt üstü bırakmak değil, biraz da çare bulmak lazım. Hayatımda ‘Türkiye İsrail’e karşı nötr olmalı’ demedim, demem de. Söylediğim ve her zaman söyleyeceğim şu: Biz Arap kardeşlerimiz arasındaki kavgaya girmeyelim. Türkiye, İsrail ile Filistin arasında hep yapıcı rol oynamıştır. Türkiye 2009’a dek Ortadoğu’da bu görevini güzel ifa ediyordu. Bunu şimdi de yapmalı. Türkiye’nin bu konuda yapabileceği çok şey var. Dış politika üslubunu iç politika üslubundan ayırt etmek ve daha çok dış politika üslubunu erbabınca yürütmek ve netice almak gerek. Halka başka hitap, başka yerde farklı tavır herkesi sıkıntıya sokar.
EKMEĞİN FİYATINI BİLİYORUM
(“Anadolu’da sizin için ‘Halktan kopuk, sloganı ekmek ama ekmeğin fiyatını bilmez’ eleştirileri var” sorusu üzerine) Biliyorum. Normal ekmek 1 lira, Halk Ekmek 60 kuruştur.
ANAYASA DEĞİŞİRSE OLUR
(Erdoğan’ın MGK modeli Bakanlar Kurulu toplama projesini değerlendirirken) Anayasa’da cumhurbaşkanının görev ve yetkileri var. Bakanlar Kurulu’na başkanlık, başkumandanlık gibi. Ancak bunlar her gün yapılacak yetkiler değil. Olağanüstü yetkiler. Bayındırlık işlerini, ekonomiyi konuşmak için Bakanlar Kurulu’na başkanlık olmaz. Sorumlu olan cumhurbaşkanı değil ki! Tartışmamızı Anayasa’ya göre yapacağız. Anayasa değişirse olur. Başkumandanlık mesela kişiye değil; Meclis’e, milli iradeye dayanan bir yetki. Bu incelikleri okumak lazım.