AB terörizmle mücadele strateji arayışında
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2005 18:03
AB Adalet ve İçişleri Konseyi, AB'nin terörizme karşı stratejisini belirlemeyi hedefleyen bir belgeyi onayladı. AB üyesi ülkelere tavsiye ve öneriler getiren belgede, ”terörizmin tüm devletlere ve halklara yönelik tehdit” olduğu belirtilirken, hiçbir terör eyleminin izahının olamayacağı, terörizme karşı ortak mücadelenin kaçınılmaz bir şekilde gerekli görüldüğü ifade ediliyor.
“Öngörü, savunma, izleme ve tepki gösterme” unsurlarının önemine değinilen belgede, terörizme karşı mücadelede ABD ve diğer üçüncü ülkelerle işbirliğinin gerekliliği üzerinde duruluyor.
Belgede, El Kaide gibi radikal dinci örgütlerin bugünkü durumda en tehditkarlar arasında yer aldıkları ifade edilirken, bunların taraftar bulmalarının ve “yeni teröristler nesli oluşmasının” engellenmesi için teröristlerin yöntemlerinin iyi belirlenmesi ve bunlara engeller oluşturulması öneriliyor.
Terörizme karşı mücadelede AB üyesi ülkelerin ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde alacakları önlemlerin önemine değinilen belgede, Batı ile İslam arasında bir çatışma olduğu görüntüsünün yansıtılmasının engellenmesi, ulusal politikalarda da buna dikkat edilmesi isteniyor.
Terörizmi körükleyen unsurlar arasında “süratli ve anarşik modernleşme”, “eğitim olanaklarının zayıflığı”, “ekonomik ve siyasi sorunlar” bulunduğu belirtilen belgede, AB'nin dış sınırlarında güvenliğin artırılması, ulaştırma sektöründe önlemler alınması, kamuya açık kalabalık yerlerde daha iyi güvenlik sağlanması, AB pasaportlarının teknik açıdan geliştirilmesi ve korunması, hassas altyapı tesislerinin güvenliğinin artırılması, istihbarat alışverişi, terörizmin mali kaynaklarının kurutulması için önlemler alınması, polis ve adalet işbirliğinin düzeyinin yükseltilmesi gibi öneriler yer buluyor.
Terörizmin tamamen engellenemeyeceği gerçeğinden hareket eden Konsey, yaşanacak olası terör eylemleri karşısında tepki gösterme yeteneği kazanmanın önemi üzerinde de duruyor ve teröre muhatap olan ülkelerle dayanışma içinde kalınmasını istiyor.
Belgenin basına aktarılmayan bölümlerinde kökten dincilerin faaliyetlerinin ve internet sitelerinin yakından izlenmesi, AB'de Müslüman çevrelerde hareketlerin takip edilmesi, polis ve eğitmenlerin radikal dinciliğin tırmanışı konusunda bilinçlendirilmeleri, ılımlı Müslümanların desteklenmesi, politikacıların duygusal ve bölücü tavırlardan uzak durmaları isteniyor.
AB içişleri ve adalet bakanlarının, söz konusu belgede, terörizm ve terörizme karşı ortak mücadele unsurlarının tanımı konusunda uzlaşma sağlayamadıkları ve “genel ifadelere” yer vermek durumunda kaldıkları gözlemleniyor.
Belgede, El Kaide gibi radikal dinci örgütlerin bugünkü durumda en tehditkarlar arasında yer aldıkları ifade edilirken, bunların taraftar bulmalarının ve “yeni teröristler nesli oluşmasının” engellenmesi için teröristlerin yöntemlerinin iyi belirlenmesi ve bunlara engeller oluşturulması öneriliyor.
Terörizme karşı mücadelede AB üyesi ülkelerin ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde alacakları önlemlerin önemine değinilen belgede, Batı ile İslam arasında bir çatışma olduğu görüntüsünün yansıtılmasının engellenmesi, ulusal politikalarda da buna dikkat edilmesi isteniyor.
Terörizmi körükleyen unsurlar arasında “süratli ve anarşik modernleşme”, “eğitim olanaklarının zayıflığı”, “ekonomik ve siyasi sorunlar” bulunduğu belirtilen belgede, AB'nin dış sınırlarında güvenliğin artırılması, ulaştırma sektöründe önlemler alınması, kamuya açık kalabalık yerlerde daha iyi güvenlik sağlanması, AB pasaportlarının teknik açıdan geliştirilmesi ve korunması, hassas altyapı tesislerinin güvenliğinin artırılması, istihbarat alışverişi, terörizmin mali kaynaklarının kurutulması için önlemler alınması, polis ve adalet işbirliğinin düzeyinin yükseltilmesi gibi öneriler yer buluyor.
Terörizmin tamamen engellenemeyeceği gerçeğinden hareket eden Konsey, yaşanacak olası terör eylemleri karşısında tepki gösterme yeteneği kazanmanın önemi üzerinde de duruyor ve teröre muhatap olan ülkelerle dayanışma içinde kalınmasını istiyor.
Belgenin basına aktarılmayan bölümlerinde kökten dincilerin faaliyetlerinin ve internet sitelerinin yakından izlenmesi, AB'de Müslüman çevrelerde hareketlerin takip edilmesi, polis ve eğitmenlerin radikal dinciliğin tırmanışı konusunda bilinçlendirilmeleri, ılımlı Müslümanların desteklenmesi, politikacıların duygusal ve bölücü tavırlardan uzak durmaları isteniyor.
AB içişleri ve adalet bakanlarının, söz konusu belgede, terörizm ve terörizme karşı ortak mücadele unsurlarının tanımı konusunda uzlaşma sağlayamadıkları ve “genel ifadelere” yer vermek durumunda kaldıkları gözlemleniyor.