Güncelleme Tarihi:
AVRUPA Birliği Bakanı Ömer Çelik, dün düzenlediği basın toplantısında, “Halen FETÖ’den ‘Gülen hareketi’ diye bahsedilmesi, masum bir sivil toplum örgütüymüş gibi bir retorik kullanılmasını son derece yanlış buluyoruz. ‘Gülen hareketinin hükümetimizce terör örgütü olarak nitelendiğine dair’ bir kayıt düşülmüştür. Bu, kısmi de olsa bir ilerlemedir. Ama gerçek bir ilerleme anlamına gelmez. AB, FETÖ’nün ortaya koyduğu tehdidi anlamamış” dedi. Çelik, özetle şu mesajları verdi:
GELECEK PERSPEKTİFİ GÖRMÜYORUM
“Beraber çalışmaya odaklı, gelecek perspektifi sunan bir eleştiri belgesi hazırlanmışsa bunu büyük bir fırsat kabul ederdik. Ama burada objektif dille yazılmış, hakkâniyete dayalı, olumlu ajanda içeren, gelecek perspektifi sunan bir eleştiri görmüyoruz. Belli bir pazarlığın ürünü olarak ortaya çıkmış bir rapor. Türkiye ve AB arasındaki dünyadaki koşulları gözeterek kurgulanması gereken ilişkinin yoğunluğunu, boyutunu, gelecek perspektifini anlamaktan uzak bir rapor. Vizyonsuzlukla, içeriksizlikle malul bir rapor. Biraz anakronik ve gelişmelerin gerisinde kalan bir rapor olmuş.
BAŞKANLIK ELEŞTİRİLERİNE RET
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili tüm eleştirileri kökten reddediyorum. Son derece değersiz bir yaklaşım olarak görüyorum. Halkın oyuyla kabul edilmiş bir değişikliği henüz uyum yasaları çıkmadan eleştirmek, halkın demokratik iradesine açık bir saygısızlıktır. AB bu konudaki köksüz eleştirilerden uzak durmalı.
(OHAL’in uzatılması) Bu eleştirileri göğüslemek amacıyla ihraç edilenler için komisyon kurduk. Ama sadece gazete haberlerine yansıyan, son bir aydaki operasyonları gördüğümüzde tehdidin devam ettiği görülmektedir. Türkiye’de FETÖ’yle mücadelenin güçlü şekilde sürdürüldüğü ama bu terör tehdidinin kripto düzeyde de bazen de açık şekilde devam ettiği, bununla mücadele için bu mekanizmaya ihtiyaç olduğunu değerlendiriyoruz.
KOMİSYONA MEKTUP YAZACAĞIM
Komisyona bir mektup yazmayı düşünüyorum. Türkiye’ye adil bir yaklaşım gösterilmedi. Türkiye’nin aday ülke olma perspektifi bir kenara bırakılıp komşuluk perspektifi kabul edilemez. Türkiye’nin aday olma konusu bir tarafa bırakılamaz. Adil ve ilkeli bir yaklaşım görmedik. Türkiye’yi evrensel değerlerden uzaklaşmakla itham ediyor. AB değerlerinden uzaklaşma sözü, siyasi bir yaklaşımdır.”