Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2004 00:00
Avrupa BirliÄŸi Komisyonu, 6 Ekim tarihinde Türkiye ile ilgili üç ayrı belge yayımladı.Bunlardan birincisi, açıklanması öncesinde en çok merak yaratan "Tavsiye Kararı". Ä°kincisi, geçen bir yıl içinde Türkiye'deki ekonomik ve siyasi geliÅŸmelerin deÄŸerlendirildiÄŸi "Ä°lerleme Raporu". Üçüncü belgede ise Türkiye'nin tam üye olmasının olası sonuçlarının deÄŸerlendirildiÄŸi "Etki Raporu" yer alıyor. Bunlar arasında özellikle birinci ve ikinci belgeler büyük önem taşıyor. Ancak, AB Komisyonu'nun Türkiye'ye bakışını tam olarak görebilmek ve yaklaÅŸan müzakere süreci döneminde Türkiye'yi nelerin beklediÄŸini anlayabilmek için her üç raporu da birlikte deÄŸerlendirmekte yarar var.  Üstelik, her üç raporda biraz sonra açıklayacağımız gibi önemli tematik örtüşmeler de var. Dolayısıyla, bu raporların birbirlerini tamamladıklarını ve bir bütün oluÅŸturduklarını söyleyebiliriz. TAVSÄ°YE RAPORUBirinci belge, "Türkiye'nin Katılıma DoÄŸru Ä°lerleyiÅŸine Ä°liÅŸkin Avrupa Komisyonu Tavsiye Kararı" adını taşıyor. AB Komisyonu, bu belge ile AB Konseyi'nin 2002 aralık ayında yapılan Kopenhag Zirvesi'nde kendisine vermiÅŸ olduÄŸu "Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin baÅŸlatılabilmesi için gerekli siyasi ölçütleri karşılayıp karşılamadığını incelemesi" yolundaki talimatını yerine getirmiÅŸ oluyor. Komisyon, Konsey'e yaptığı tavsiyede, Türkiye'nin öngörülen koÅŸulları karşıladığını ve müzakerelerin artık baÅŸlatılabileceÄŸi yolundaki olumlu kanaatini belirtiyor. AB'NÄ°N STRATEJÄ°K BAKIÅžI Bununla birlikte, tavsiye metninde Türkiye'nin tam üye olarak birliÄŸe katılmasının saÄŸlayacağı katkı ve kazançlara iliÅŸkin önemli deÄŸerlendirmeler de yer alıyor. Bu deÄŸerlendirmelerde, AB açısından ekonomik çıkarların yanısıra stratejik ve güvenlik mülahazalarının da önemli bir yer tuttuÄŸunu, bu çerçevede Türkiye'nin "rol modeli" konumuna atıf yapıldığını görüyoruz.            Keza, "AB'ye uzanan enerji koridorlarının güvence altına alınması" da yine altı çizilerek önemli bir faktör olarak sıralanıyor. Ä°lginçtir ki, benzer mülahazalar üçüncü belge olan ve Türkiye'nin ÃœyeliÄŸi Perspektiinden Kaynaklanan Hususlar" adını taşıyan Etki Raporu'nda (da karşımıza çıkıyor. Etki Raporu'nda, Türkiye'nin tam üyeliÄŸinin AB açısından Akdeniz, Orta DoÄŸu, Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Asya'ya dönük yaratacağı sonuçlar anlatılıyor, AB'nin de bu coÄŸrafyalarda önemli bir "oyuncu" haline geleceÄŸi vurgulanıyor.Tavsiye kararı, aynı zamanda AB'nin tam üyelik müzakerelerinde Türkiye için uygulayacağı üç ayaklı ana stratejinin kurgusunu da açıklıyor. TAM ÃœYELÄ°K MÃœZAKERELERÄ°NÄ°N YÖNTEMÄ°NÄ° ANLAMAK İÇİNTürk karar vericilerinde ve kamuoyunda rahatsızlık yaratan müzakere yöntemine iliÅŸkin olumsuzluklar bu belgede yer alıyor. Bu çerçevede özellikle bu belgenin "Katılım Müzakerelerinin Yürütülmesine Ä°liÅŸkin Göstergeler" alt baÅŸlıklı 5. bölümünü dikkatli okumakta yarar var.ÖrneÄŸin, Türkiye için serbest dolaşım hakkının kalıcı olarak sınırlanabileceÄŸine iliÅŸkin paragraf bu bölümde yer alıyor. Bu bölümde müzakere yöntemine iliÅŸkin rahatsızlık yaratan iki konu daha var. Bunlardan birincisi, tam üyelik müzakerelerinde her biri tek tek açılıp kapatılması gereken bölümlerin (chapters) nasıl ele alınacağına iliÅŸkin yöntemden kaynaklanıyor. Tam üye olabilmek için 31 baÅŸlığın da kapatılması, yani Türkiye'nin AB müktesebatına 31 bölümünün tümünde kendini AB kurallarına uyarlaması gerekiyor. Türkiye'den önceki adayların müzakere sürecinde bölümlerin "kapatılması" için gerekli belli eÅŸiklerin (yasa deÄŸiÅŸikliÄŸi ve tatmin edici uygulama ÅŸeklinde) tamamlanması yükümlülüğü, Türkiye için -bazı baÅŸlıklarda- hem bölümün "açılması" hem de "kapatılması" için bir ön koÅŸul haline getiriliyor.Ä°ÅžLEYEN BÄ°R PAZAR EKONOMÄ°SÄ° İÇİN YARGI REFORMU Bu yöntem uygulamada bir dizi sakınca getirecek. Bölümün kapatılması için gerekli adımların bölümün açılması için istenmesinde kuÅŸkusuz bir gariplik var. Belgenin bu bölümünde, "ekonomik boyutu" olan bölümlerin açılabilmesinin ancak Türkiye'nin "tam anlamıyla iÅŸleyen bir pazar ekonomisi" haline gelmesiyle mümkün olabileceÄŸi vurgulanıyor.Peki, Türkiye tam anlamıyla iÅŸleyen bir pazar ekonomisi düzeyine geldi mi? Bu sorunun yanıtını alabilmek için Ä°lerleme Raporu'na bakmamız gerekiyor. Ä°lerleme Raporu'ndan henüz bu aÅŸamaya gelinmediÄŸini öğreniyoruz.  Daha önemlisi, raporun özellikle ekonomik ölçütlerle ilgili bölümlerinde, Türkiye'nin tam iÅŸleyen bir pazar ekonomisi düzeyine gelebilmesi için kat etmesi gereken aÅŸamalar da sayılıyor. Ä°lginçtir ki, bu çerçevede karşımıza yargı reformu da çıkıyor. Çünkü, yabancı sermaye giriÅŸi için özellikle ticari davalara bakan mahkemelerin süratli ve yeterli bir ÅŸekilde çalışması gerektiÄŸi belirtiliyor. Bir baÅŸka deyiÅŸle, tam üyelik müzakerelerinde ekonomik bölümlerin ne zaman açılacağı sorusuna yanıt ararken karşımıza yargı reformu çıkabiliyor.MÃœZAKERELERÄ°N UCUNUN AÇIK OLMASITavsiye kararının 10. sayfasında, "Sonuçlar" bölümünün 8. numaralı baÅŸlığı bir diÄŸer sıkıntılı konu olarak yer alıyor. Bu, müzakerelerin "ucunun açık olacağının" belirtildiÄŸi paragraf. AB Komisyonu, son geniÅŸleme dalgasında yer alan 10 ülke için tam üyelik müzakerelerinin baÅŸlamasına iliÅŸkin tavsiye kararlarını alırken, müzakerelerin ucunun açık olduÄŸuna iliÅŸkin bir ihtiyat payı bırakmak gereÄŸini duymamıştı. Ankara, Türkiye'nin tam üyelik perspektifini bulanık hale getirdiÄŸi gerekçesiyle bu ifadeye ÅŸiddetle itiraz ediyor.KÃœRTLER, ALEVÄ°LER, AZINLIKLAR VE LOZAN BÖLÃœMLERÄ°Ä°kinci Belge, "Türkiye'nin Katılım Yönünde Ä°lerlemesi Hakkında 2004 Yılı Düzenli Raporu" adını taşıyor.Bu rapor aslında Türkiye'nin siyasi ve ekonomik alandaki performansının AB ölçütleri prizmasından çekilen bir rontgeni gibi görülebilir. Bu raporun 8. sayfada baÅŸlayan "B. ÃœYELÄ°K KRÄ°TERLERÄ°" baÅŸlığından , 47. sayfadaki "2. EKONOMÄ°K KRÄ°TERLER" baÅŸlığına kadar uzanan bölümün dikkatli bir ÅŸekilde okunması gerekiyor. Çünkü, bu bölümde özellikle Türkiye'nin Kopenhag Siyasi Ölçütleri faslındaki performansı analiz ediliyor.  Türk kamuoyunda hassasiyet yaratan azınlıklarla ilgili ifadeler iÅŸte bu bölümde yer alıyor. Keza, yolsuzlukla mücadele, dokunulmazlıkların kaldırılması, yargı reformu, sivil-asker iliÅŸkileri gibi kritik baÅŸlıklardaki deÄŸerlendirmeler yine bu bölümde iÅŸleniyor. Önem taşıyan baÅŸlıkların sayfa numaralarını şöyle verebiliriz: Milli Güvenlik Kurulu/Asker-Sivil Ä°liÅŸkileri: 17-18, Yargı: 18-21, Yolsuzluklar: 22-23, Ä°nsan Hakları-Azınlıklar:23-40, Azınlık Hakları-Kürtler-Aleviler-Lozan: 40-43.  BÖLÃœMLER NASIL BULUNACAK? Ä°lerleme Raporu neden önem taşıyor? Åžu nedenle: AB Komisyonu, önümüzdeki dönemde Türkiye için Katılım Ortaklığı Stratejisini revize ederken, bu çalışmayı büyük ölçüde Ä°lerleme Raporu'nu esas alarak yapacak. Dolayısıyla, Ä°lerleme Raporu'nun bulguları, saptamaları önümüzdeki dönemde sıkça karşımıza çıkmaya devam edecek.Ä°lerleme Raporu'nun kurgusunda dikkat edilmesi gereken bir özellik de ÅŸu:    Daha önce belirttiÄŸimiz gibi, AB Müktesebatı'nın toplam 31 bölümü bulunuyor. Ä°lerleme Raporu'nda bu 31 bölümün 28'inin kapsadığı alanlarda Türkiye'deki mevzuatın durumu ve uygulama tek tek ele alınarak irdeleniyor. Bu bölümlerin sayfa numaralarına giriÅŸteki indeksten bakabilirsiniz. ÖrneÄŸin 18. bölüm (EÄŸitim), AB'nin Türkiye'deki eÄŸitimin durumuna bakışına iliÅŸkin ana unsurları ve müzakereler baÅŸladığında masaya getireceÄŸi beklentilere dönük ipuçlarını veriyor.AB Müktesebatı'nın 8. bölümünü oluÅŸturan balıkçılık baÅŸlığıyla ilgiliyseniz, 86-89'uncu sayfalara bakmanız gerekiyor. AB'nin Türkiye'de çevre sorunlarının durumuna nasıl baktığını mı merak ediyorsunuz? Bu takdirde ana fihristten 22. bölüme, yani 117-120'ıncı sayfalara göz atmanız gerekiyor.TEMATÄ°K ÖRTÜŞMELERHer üç rapor arasında tematik örtüşmeler olduÄŸundan söz etmiÅŸtik. Bunu eÄŸitim baÅŸlığında örnekleyebiliriz. EÄŸitim konusunda önce Ä°lerleme Raporu'nun 108-110 sayfalarına (bölüm 18) bakabilirsiniz. Ancak, eÄŸitim alanında yapılması gereken reform ve yatırımlar, ilginçtir ki, tavsiye raporunun 4. sayfasında da AB açısından temel bir öncelik olarak vurgulanıyor.   Bitmedi. "Etki Çalışması" baÅŸlıklı üçüncü belgede yine eÄŸitim vurgusu ile karşılaşıyoruz. Bu raporun "Ekonomik Boyut" bölümünde, 15. sayfada eÄŸitim reformu bu kez Türkiye'nin tam üyeliÄŸin ekonomik kazanımlarından yararlanabilmesi için yine temel bir zorunluluk olarak vurgulanıyor.Keza, çoÄŸunluk yan yana ele alınan "yolsuzluklarla mücadele" ve "yargı reformu" baÅŸlıkları da hem Ä°lerleme Raporu, hem Etki Raporu, hem de Tavsiye Kararı'nda deÄŸiÅŸmeyen bir tema olarak karşımıza çıkıyor. RAPORLAR GELECEÄžE DÖNÃœK YOL HARÄ°TASIÖzellikle ekonomik konularla ilgilenen okurlarımızın Ä°lerleme Raporu'nun 47-60 sayfaları arasında yer alan "EKONOMÄ°K KRÄ°TERLER" bölümünü okumaları yararlı olacaktır. Bu bölümlerde AB'nin Türkiye'nin tam anlamıyla iÅŸleyen bir pazar ekonomisi olabilmesi için geçmesini gerekli gördüğü aÅŸamalar anlatılıyor ve ilginçtir ki, daha önce belirttiÄŸimiz gibi, yargı reformu burada da bir öncelik olarak vurgulanıyor. Bu raporları okurken, önümüzdeki 10 yıl içinde hem Türkiye hem de Türkiye-AB iliÅŸkilerinin gündemini ÅŸimdiden görmüş olacaksınız. Bir baÅŸka anlatımla, söz konusu raporları okurken aslında geleceÄŸe dönük yol haritamızı da öğrenmiÅŸ olacaksınız. Avrupa Komisyonu Tavsiye Kararı  2004 Düzenli Ä°lerleme Raporu Türkiye’nin ÃœyeliÄŸi Perspektifinden Kaynaklanan HususlarÂ
button