Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2005 00:00
AB destekli ancak Brüksel değil de yerinden denetimli bir proje ‘Doğu Anadolu Kalkınma Programı’... Kısa adı DAKP ve uygulama alanı Bitlis, Hakkari, Muş ve Van illerini kapsıyor.45 milyon Euro tutarında bir bütçeye sahip; ‘Tarım ve Kırsal Kalkınma’ (16.5 milyon Euro), ‘Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’ (8.5 milyon Euro),, ‘Turizm ve Çevre’ (7.5 milyon Euro) ve ‘Sosyal Kalkınma’( 1.9) bileşenlerini içeriyor. Kaynak AB’nin hibe fonundan sağlanacak. Geçmişte verilen bu tür kaynaklarla İspanya ve Yunanistan, AB’ye geçiş sürecini sonuçlandırmıştı. AB’nin Doğu bölgesine aktardığı bu ilk kaynak çok önemli. Amaç, çiftçilerin bilgilerini ve becerilerini geliştirilmek, tarımda üretkenlik yaratmak, hayvancılıkta kalite ve verimi artırmak, çayır-meralar ıslah edilerek, çevre bilinci aşılamak.Acaba bu parayı kimler nasıl kullanacak? Programdan tarım üreticileri, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, işçi-memur, işveren sendikaları, odalar, üniversiteler, kár amacı gütmeyen eğitim kurumları, kár amacı gütmeyen küçük ve orta ölçekli işletmelerin yararlanacağını söylüyor Van Valisi Mehmet Niyazi Tanılır...Hafta sonunda Erciş’in Van Gölü kıyısında Arsisa Hoteli’nde ‘Van Gölü Bölge Kalkınması Çevre, Eğitim ve İstihdam Paneli’nde bu program tanıtıldı. Anlatıldığı gibi öngörülen gelir getirici hedefler heyecan verici; ancak ciddi bir çalışma gerekiyor bunun için. Van Gölü çevresinde 7 yerleşim biriminde 600-700 bin kişi yaşıyor. Mülki ve yerel yetkililerin hemen tümü paneli izlediler, ilginç sorular yönelttiler. Eski başbakanlardan, Van Milletvekili Ferit Melen’in oğlu Prof. Mithat Melen ‘Türkiye hálá İtalya’dan 7 kat, Güney Kore’den 7 kat daha geri durumda. Kalkınma bir öyküdür, ilk önce kalkınmayı istemek gerek. Bu nedenle yerel inisiyatiflere büyük görev düşüyor’ dedi. Ancak bölgede sivil toplum örgütlerinin oluşmasında en ciddi sorun; eğitim, bilgi ve beceri yetersizliği... Bu nedenle bölgedeki Van 100. Yıl Üniversitesi’ne büyük görev düşüyor. Tabii ki siyasetçiler fırsat bırakırsa... Programda çevre için ayrılan para, birtakım eller tarafından Tatvan’ın arıtma tesisi için yönlendirilmiş, programa da bu konuda ‘şart’ konmuş hemen... İlginç, Van Gölü’nün çevresindeki en büyük yerleşim alanı olan Erciş başta olmak üzere Ahlat, Adilcevaz, Muradiye gözardı edilmiş. Sanki Van Gölü’nü sadece Tatvan kirletiyor! Bu ayrımcılık tepki görüyor. Erciş Belediye Başkanı Fatih Çiftçi, ‘Altyapı, su, çöp rehabilitasyonu, arıtma tesisi konusunda yeterli yatırım yapılmazsa Van Gölü’nün giderek kirleneceğini, doğal ve tarihsel zenginliklerin korunması için her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını’ söyledi. (Ahlat Kültür Sanat ve Çevre Vakfı Başkanı İlhami Nalbantoğlu’na göre Van Gölü’nün en fazla 25 yıl ömrü kaldı; göldeki kirliliğin önlenmesi için Dünya Bankası’na bir proje sunduklarını da anımsatmak gerekiyor.) DAKP projesinin 90 günde tamamlanması gerekiyor; bunun için Van Valiliği’nce tanıtım atağına başlanmış, elemeden geçirilecek projeler nasıl işlerlik kazanacak diye... KOBİ gibi işletmelere 10 binden 300 bin Euro’ya kadar katkı verilmesi bazı kişilerce düşük bulundu. Bu konuyu ‘doğru makamların’ dikkatle izlemesi gerekiyor.ERBAKAN GÖRSEYDİVan’da ÖİB’ye bağlı ‘Özelleştirme Sosyal Destek Projesi’ (ÖSDP) adlı bir başka proje de yürütülüyor... Van Sanayi ve İşadamları Derneği’nin öncülüğünde oluşturulan İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM), özelleştirilirken ‘batırılan’ Sümerbank’a ait ayakkabı fabrikasının arazisinde kurulmuş; yıl sonuna kadar 100 kişinin çalışacağı 24 küçük işletme faaliyete geçecekmiş... Erbakan, askerin ayakkabı ihtiyacını karşılamak üzere 1976’larda temelini attığı bu fabrikanın nasıl çökertildiğini sorgulasa acaba kimlerin kulağını çekerdi? Burada KOSGEB Merkez Müdürü Bilal Emre Yörük gibi birçok gönüllü çalışıyor. İstanbullu genç işadamı Zafer Özbay da İŞGEM’i ziyaret etti, ‘Buraya belki bir ‘çağrı merkezi’ kurabilirim’ dedi, herkesin alkışını aldı. Bu yazdıklarımızın hepsi ‘sahiplik’ projeleri; görev artık bölge insanına düşüyor.DOĞU İNSANINA UYARI‘Devlet sizlere (Doğu’ya) karşı üzerine düşeni yapıyor; peki insan unsuru olarak siz ne yapıyorsunuz? Esas sorun budur, ben sizin için çalışırken siz de inisiyatifi ele alıp çalışacaksınız.’(İÜ İktisat Fakültesi, İktisat Teorisi Bölümü’nden Prof. Kadir Mercül)‘Bu arazi MÜSİAD’a peşkeş çekildi’ERZURUM’un Pasinler İlçesi’ne bağlı Çöğender Köyü’nde trilyonlar harcandıktan sonra yarım bırakılan Pasinler Sigara Fabrikası’nın MÜSİAD üyelerinin kurduğu bir şirkete verilmesi, arazinin eski sahibi olan köylüleri kızdırdı. Hem de nasıl kızdırma! Çöğenderliler, 27 yılı aşkın süredir ekilip biçilmeyen fabrikanın 1000 dönümden fazla arazisinde bilim adamlarının öngörüsüyle ‘organik tohum’ üretimi yapmak için bir araya gelerek Çöğender A.Ş.’yi kurmuşlar. Araziyi satın almak, kiralamak, tahsis yapılmasını sağlamak için ilgili bakanlara ve Özelleştirme İdaresi’ne 2003 yılından bu yana 7 kez başvurmuşlar. Bununla da kalmayıp şimdiki Maliye ve Tarım Bakanları ile yüz yüze görüşerek dileklerini anlatmışlar. Çalmadık kapı bırakmazken bir ilanla şaşkına dönmüşler. Çünkü fabrika MÜSİAD şubesi üyelerinin oluşturduğu şirkete tahsis edilmiş... Onlar da bir ilanla ilgili bakan ve AKP’li vekillere, 5 Mayıs’taki verdikleri ilanla teşekkür etmişler. Köylüler bunun üzerine yerel Güneş Gazetesi yazarı Dursun Şen’e gitmişler, ‘Acaba AKP’nin Çöğender’de ikinci parti olmasının hıncından mı bizi dışladılar’ demişler. Ve bu olayın ‘peşkeş’ olduğunu belirten ilanı 9 Mayıs’ta Güneş Gazetesi’nde yayınlatmışlar. İlan şöyle:‘Arazisi köyümüze ait iken yöre insanından 400 kişi çalıştırılacak vaadiyle değerinin altında istimlak edilen Pasinler Sigara Fabrikası hayata geçirilemedi. Atıl kalan arazide AÜ Ziraat Fakültesi’nin görüşleri doğrultusunda organik tohum üretimi için köy halkı Çöğender A.Ş.’yi kurdu. Araziyi satın almak, kiralamak ve tahsis kapsamı dahilinde işletmek üzere ilgili bütün makamlara ve bakanlıklara müracaat ettik. Yedi resmi müracaatımıza rağmen bize menfi veya müsbet cevap vermeyenler 4 ay önce kurulan ve isminin önünde ‘MÜ’ olan SİAD’ın bir ay önce kurduğu EGES A.Ş.’ye bedelsiz olarak peşkeş çekmekte, katkılarından dolayı; Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı, Tarım Bakanı Sami Güçlü’yü, milletvekilleri Ömer Özyılmaz, Mustafa Ilıcalı, Muzaffer Gülyurt’u, Vali Celalettin Güvenç’i ve MÜSİAD Erzurum Şubesi’ni kınıyoruz. ‘Aslında bu ‘teşekkür’ değil ‘kınama’ ilanı. Böyle bir metin AKP yandaşlarını tedirgin etmiş.Vali Güvenç Çöğender Köyü muhtarı ve gazetecilerle bir toplantı yaptı. Vali Güvenç, arazinin karşılıksız, içindeki binaların kira karşılığında EGES’e verileceğini anlatmış, konuyu böylece kapatmış!
button