AB Komisyonu: İşbirliğine hazırız

Açıklamada, ÅŸu ifadelere yer verildi:Â

''AB Komisyonu, Türkiye'deki demokratik seçimlerin sonuçlarını not etmiÅŸtir ve yeni hükümetle iÅŸbirliÄŸine hazırdır. Komisyon, TBMM'de temsil edilecek iki siyasi partinin, AB yandaşı bir politika izleyeceklerini açık bir ÅŸekilde belirttiklerini de not etmiÅŸtir. AB Komisyonu, Türkiye'den, AB'ye tam üyelik için gerekli kriterlere, uyumreformlarına iliÅŸkin yükümlülüklerini teyit etmesini beklemektedir. Komisyon, Türkiye'deki ve diÄŸer aday ülkelerdeki daha önceki hükümetlerle yaptığı gibi, gerçekleÅŸtirilen geliÅŸmeleri ve atılan adımları dikkatle izlemeye devam edecek, somut giriÅŸimleri özellikle takip edecektir.''Â

Komisyon kaynakları, bu mesajın anlamını şöyle deÄŸerlendirdiler:Â

''Demokratik seçimlerin sonuçları ve Türk seçmeninin tercihi not edilmiÅŸtir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kim olduÄŸu, ne yapacağı bilinmemektedir. Çok yeni bir siyasi parti söz konusudur. Bekleme süreci baÅŸlamıştır. Somut icraat beklenmekte, sözlü güvenceler tatmin edici bulunmamaktadır.''Â

Filori, ''Bu durumda Kopenhag zirvesinde ne olacak?'' sorusuna yanıt veremeyeceÄŸini söyledi ve ''Bu aÅŸamada hiçbir tahminde bulunamam. Devlet ve hükümet baÅŸkanları, Türkiye'deki geliÅŸmeleri deÄŸerlendireceklerdir'' demekle yetindi.Â

SOLANA: YENİ HÜKÜMETLE BİRLİKTE ÇALIŞACAĞIZ
   Â
AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, yazılı bir açıklama yaparak,Türkiye'deki seçim sonuçlarını deÄŸerlendirdi ve yeni seçilen milletvekillerini kutladı.Â

Seçimlerin, Türkiye'deki demokratik olgunluÄŸun açık yansıması olduÄŸunu söyleyen Solana, Türk halkının demokrasi ve refah yönünde iradesini ortaya koyduÄŸunu anlattı.Â

AB'nin Türkiye ile ortaklığının derin bir maziye dayandığını anlatan Javier Solana, yeni hükümetle birlikte ve yapıcı bir yaklaşım içinde çalışacaklarını bildirdi.Â
   Â
''YENÄ° HÃœKÃœMETÄ° Ä°CRAATLARIYLA DEÄžERLENDÄ°RMEK GEREKÄ°R''
   Â
Bu arada Javier Solana, Türkiye'de görevi devralacak hükümetin icraatlarıyla deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸini söyledi.Â

Solana, Fransız Le Monde gazetesine verdiÄŸi demeçte, AB'nin bununla birlikte ilke olarak yeni hükümete güvenmesi gerektiÄŸini ifade etti.Â

Javier Solana, ''Türkiye'deki yeni hükümeti icraatlarıyla değerlendirmemiz gerekir, sadece ılımlı veya ılımsız İslamcı bir parti olarak karar versek ya da yorum yapsak yanlış olur'' şeklinde konuştu.

Özellikle ekonomi konusunda ve AB ile ilgili AKP'nin ilk demeçlerinin iyi yönde olduÄŸunu belirten Javier Solana, AKP'nin Türkiye'nin AB ile yakınlaÅŸma arzusuna dikkati çekti.Â

YENÄ° HÃœKÃœMETÄ° Ä°CRAATIYLA YARGILAYACAÄžIZ

AB Komisyonu sözcülerinin günlük olaÄŸan basın toplantısında, Türkiye'de yapılan seçimler çok uzun sorulara ve tartışmalara konu oldu.Â

AB Komisyonu Sözcüsü Jonathan Faull ve geniÅŸlemeden sorumlu üye Günter Verheugen'in sözcüsü Jean-Christophe Filori, yabancı basının Türkiye konusunda yoÄŸun sorularına yanıt vermekte zorlandı.Â

Filori, önce AB Komisyonu'nun resmi açıklamasını okudu. Bu açıklamada, ÅŸu ifadeler yer buldu:Â

''AB Komisyonu, Türkiye'deki demokratik seçimlerin sonuçlarını notetmiÅŸtir ve yeni hükümetle iÅŸbirliÄŸine hazırdır. Komisyon, TBMM'de temsil edilecek iki siyasi partinin, AB yandaşı bir politika izleyeceklerini açık bir ÅŸekilde belirttiklerini de not etmiÅŸtir. AB Komisyonu, Türkiye'den, AB'ye tam üyelik için gerekli kriterlere uyum reformlarına iliÅŸkin yükümlülüklerini teyit etmesini beklemektedir. Komisyon, Türkiye'deki ve diÄŸer aday ülkelerdeki daha önceki hükümetlerle yaptığı gibi, gerçekleÅŸtirilen geliÅŸmeleri ve atılan adımları dikkatle izlemeye devam edecek, somut icraatı özellikle takip edecektir.''Â

Bu açıklamayı, yabancı gazetecilerin çok sayıda sorusu izledi.Â

''AB Komisyonu BaÅŸkanı Romano Prodi, seçime zafer kazanan partiyi neden kutlamıyor?'' sorusuna Filori, ''Henüz hükümet kurulmadı, baÅŸbakanın kim olacağı belli deÄŸil. Hükümet kurulunca, eminim ki adet yerine getirilecektir'' yanıtını verdi.Â

''Seçim sonuçlarına tepkiniz neden bu kadar soÄŸuk?'' ÅŸeklindeki bir soru, ''DiÄŸer ülkelerin seçim sonuçları açıklanınca havalara mı sıçradık? Seçimlerin sonucunu not ettik. Demokratik bir ifadenin seçimi söz konusudur. Åžimdi hükümetin göreve atanmasını ve çalışmaya baÅŸlamısını bekliyoruz'' sözleriyle yanıtlandı.Â
    Â
ENDİŞE DEĞİL UMUT ZAMANI
   Â
Faull, ''Åžimdi endiÅŸe deÄŸil umut zamanıdır. Türk halkının demokratik yöntemlerle seçtiÄŸi yeni bir parlamento var. Bu yeni parlamento ile çalışmaya baÅŸlamak için sabırsızlanıyoruz'' derken,Filori, ''Adalet ve Kalkınma Partisi'nin doÄŸası hakkında yapacak yorumumuz yok. Somut olarak ne yapacaklarını bekliyoruz. Her zaman olduÄŸu gibi, icraatı görerek yargılayacağız'' diye konuÅŸtu.Â

Filori, ''Türkiye'deki seçimlerin sonuçlarının AB'ye bir tepki olduÄŸu endiÅŸesini taşıyor musunuz?'' sorusuna, ÅŸu yanıtı verdi:Â

''Seçim kampanyasını izledik, verilen sözleri dinledik. Demokrasi ve insan haklarına saygı gösterileceÄŸi belirtildi. Anladığım kadarıylaseçimleri kazanan parti, Kopenhag kriterlerine saygı göstereceÄŸini ve bu yolda çalışacağını bildirdi. Bunu not ediyoruz ve somut olarak neler yapacaklarını göreceÄŸiz.''Â

''Seçim sonuçları Kıbrıs dosyasını nasıl etkiler?'' sorusu ise ''Bu farklı bir dosya. Bugünkü aÅŸamada durum analizimizi deÄŸiÅŸtirmeye hiçbir neden görmüyoruz'' ÅŸeklinde yanıtlandı.Â

''Yeni Türk hükümetine, Kopenhag'da bir müzakere tarihi alabilmesiiçin tavsiyeleriniz nelerdir?'' sorusuna, ÅŸu yanıt verildi:Â

''Her ÅŸey masanın üzerinde. Bir yanda Kopenhag kriterleri, bir yanda AB Komisyonu'nun raporu var. Bu raporda, henüz düzene sokulmamışunsurlar da belirtiliyor. Her ÅŸey açıkça yazılmış durumda ve Türk hükümetinin elinde bulunuyor.''Â

''Prodi, Türkiye'yi AB bünyesinde görmediÄŸini söyledi'' diyen bir gazeteciye, ''Bu tür bir açıklamayı nerede gördünüz?'' yanıtını veren Faull, ''Türkiye'nin adaylığı resmen tanınmıştır. Süreç devam ediyor. Bütün unsurlar ortadadır. Kopenhag zirvesi önümüzdeki en önemli etaptır ve umarız ilerlemeler kaydedilecektir'' dedi.Â

Sözcüler, ''Laiklik kriterine saygı da gerekiyor mu?'' ÅŸeklindeki bir soruyu, ''Devlet yapılarında kilise olan üye ülkeler var. Önemli olan din ve inanç özgürlüğüne, bu arada inançsızlara da saygı gösterilmesidir. Laiklik, karmaşık bir temadır'' sözleriyle yanıtladılar.Â

Kopenhag zirvesine kadar geliÅŸmelerin izleneceÄŸini, Komisyon'un yeni bir rapor yapacağını tahmin etmediklerini söyleyen sözcüler, ''Dönem BaÅŸkanlığı ve üye ülkelerle sürekli temas halindeyiz ve Türkiye dahil tüm aday ülkelere iliÅŸkin görüş alışveriÅŸi devam ediyor'' dediler.Â

''Türkiye'nin tam üyeliÄŸi çerçevesinde, Ä°slam konusunun ön plana çıkması gibi bir endiÅŸeniz var mı?' sorusuna Filori, ''Hiç yok. Sürekli olarak 'Ä°slamcı bir hükümetten' söz edildiÄŸini duyuyorum. Oysa nasıl bir politika izleneceÄŸini kimse bilmiyor. Somut icraatı bekliyoruz. Hiçbir önyargımız yok. Seçimler, Türk halkının çok net birtercihini ortaya koymuÅŸtur'' yanıtını verdi.Â

Faull ise ''Biz, AB'ye üye olmak isteyen ülkelerden ne beklediÄŸimizi biliyoruz. Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yerine getirip getirmeyeceÄŸine bakarız'' dedi.Â

Bir Arap gazetecinin, ''Türkiye eÄŸer bir Ä°slamcı parti tarafından yönetilirse AB üyesi olabilir mi?'' sorusuna ise ''Türkiye aday olarak tanınmıştır. Zamanla, üye olabilecek demektir. Kriterleri yerine getirdiÄŸi zaman tam üyeliÄŸini reddetmek için hiçbir neden kalmaz. Bu mantık, Helsinki'de belirlendi'' yanıtı verildi.Â

''Türkiye'de neler olacağını görmek için ne kadar zamana ihtiyacınız var, 6 hafta yerecek mi?'' sorusuna Faull, ''ÇeÅŸitli aÅŸamalar söz konusu. Hükümet belirlenecek. Hükümet programı görülecek.Sonra icraat baÅŸlayacak. Ä°craat zamanla görülecek. Biz bu zamana bağımlıyız. Herkes ne istediÄŸimizi biliyor. Kriterlerimiz hafif deÄŸildir. Somut uygulamalar büyük önem taşımaktadır'' diyerek yanıt verdi.Â
   Â
''VERİLEN SÖZLERİN TUTULUP TUTULMAYACAĞINA BAKACAĞIZ''
   Â
''DoÄŸru anladıysam, Türkiye'de Ä°slamcı bir partinin iktidara gelmesi, AB'ye tam üyeliÄŸi için sorun yaratmaz diyorsunuz'' diyen bir gazeteciye, ÅŸu yanıt verildi:Â

''Öyle demedik. Yeni hükümetin ne yapacağını bilmiyoruz. Seçim kampanyasında verilen sözlerin tutulup tutulmayacağına bakacağız. Hükümetlerin etiketlerine deÄŸil, eylemlerine bakarız. Beklemek lazım.''Â
''Komisyon, Ä°slamcı bir Türkiye'nin AB'ye girmesini kabul edecek mi?'' sorusuna Faull'un yanıtı şöyle oldu:Â

''Neden Ä°slamcı bir Türkiye'den söz ediyorsunuz? Seçimler dün yapıldı. Hükümet kurulmadı, baÅŸbakan belli deÄŸil. AB, Kopenhag kriterleri doÄŸrultusunda hereket edecek. Her ÅŸey, hükümetin neler yapacağına baÄŸlıdır. AB içinde örnekler var. Benim ülkemde Kraliçe, Kilise'nin BaÅŸkanı'dır. Ben Hıristiyan deÄŸilim ama bu durum bana sorun yaratmıyor.''Â

''Kopenhag zirvesinden önce Türk yetkililerle görüşmeler olacak mı?'' sorusuna ise ''Ankara ile Brüksel arasında deÄŸiÅŸik düzeylerde sürekli temaslarımız var. Siyasi ve ekonomik konularda elbette temaslar olacak'' yanıtı verildi.Â

''Avusturya'da aşırı saÄŸ geldiÄŸi zaman neden o kadar sert tepki gösteriniz?'' diyen bir gazeteciye, ''O sert tepki, AB üyesi diÄŸer 14 ülkeden geldi. Bu üyeler, Avusturya'ya karşı çeÅŸitli önlemler aldılar.AB Komisyonu, o zaman da, icraatı göreceÄŸini söyledi. Biz ırkçı, yabancı düşmanı eylemleri kınarız ama hükümetleri icraatlarıyla yargılarız. Türkiye'ye tavrımız farklı deÄŸil'' yanıtı verildi.Â

Türkiye'deki seçmen oylarının önemli bir bölümünün Meclis'te temsil edilmemesinin seçim sistemiyle baÄŸlantılı olduÄŸunu belirten sözcüler, böyle bir durumun AB ülkelerinde de yaÅŸanabildiÄŸini ifade ettiler.Â