Güncelleme Tarihi:
AB EMPERYALİZMİ
DİSK ve KESK ile bu konfederasyonlara bağlı bazı sendikalar, TMMOB, İHD, TÜMTİS, Tabib Odaları ve Çağdaş Hukukçular Derneği'nden toplam 67 yöneticinin imzasını taşıyan AB karşıtı bildiriye ayrıca, Emeğin Partisi, Türkiye Komünist Partisi, Sosyalist Demokrasi İçin Parti Ön Girişimi, Sosyalist Emek Hareketi Parti Girişimi, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Çağdaş Eczacılar Derneği, Nazım Kültürevi, Politik Ekonomi Çalışma Grubu imza attı.
Bildiride, aralarında, Haluk Gerger, Mihri Belli, Temel Demirer, Aydın Çubukçu'nun da olduğu 32 aydın ve yazar ile Hacettep, ODTÜ, Bilkent, Mersin ve İstanbul Üniversitelerinden 14 profesör ve doktorun imzası bulunuyor.
"Türkiye Dünya Halklarıyla Bütünleşmelidir, AB Emperyalizmiyle Değil" başlığıyla sunulan bildiride, Türkiye'nin öncelikli sorunun işsizlik ve emekçilerin durumu olduğu belirtilirken, AB'ye koşulsuz desteğin Türkiye'yi dışa bağımlı hale getireceği kaydedildi.
TÜRK İŞ'E TEPKİ
Bildiride, Haziran ayı içinde art arda yayımlanan iki bildirinin Türkiye'yi "ya emperyalizme teslimiyet, ya şovenizm" gibi iki uç noktada gösterdiği belirtilirken, "İki bildiriden AB'yi koşulsuzca savunanı, sermaye örgütlerinin damgasını taşıyor. Bu yüzden talepleri kolayca anlaşılabilir" denildi. Bildiride, isim verilmeden deklarasyona imza atan Türk İş ve Hak İş gibi sendikalar "Anlaşılmayan, meydanlarda IMF aleyhine sloganlar atan işçi konfederasyonlarının başkanlarının bu metnin altına imza atmasıdır!" şeklinde eleştirildi.
Haziran ayında ikinci kez yayınlanan ve bir önceki bildiriye yanıt niteliğindeki diğer bildiride ise yine Türk İş'in imzasının bulunduğu anımsatılarak, konfederasyon "şoven bir tutum içine girmekle" suçlandı.
AB'YE TEMELDEN KARŞIYIZ
Bildiride, Türkiye'nin AB'ye girmesinin yanlış olduğu belirtilirken, Haziran ayında yayınlanan iki bildiriye şöyle yanıt verildi:
"Dış politikayı Amerika'ya, ekonomi IMF, hukuku ve demokrasiyi de AB'ye teslim eden emperyalist işbirlikçisi yaklaşıma bütünüyle karşıyız. Ama bunun alternatifinin Türk ulusunu başka uluslardan büyük gören, Kürtlerin varlığını inkar eden bir şovenizm olmadığını, olamayacağını iddia ediyoruz."
Bildiride, "Türkiye'nin işçileri, emekçileri, ezilenleri, aydınları, kadınları ve gençleri için başka bir seçenek mevcuttur. Bütün ülkelerin işçi ve ezilenleriyle birlikte, adil, sömürüsüz, ezeni ezileni olmayan bir dünya, hala güncelliğini yitirmemiş bir hedeftir" denildi.