Güncelleme Tarihi:
Raporda, 30 Eylül paketinin, yüzde 10 seçim barajında değişikliğe kapı açtığı, siyasi partilere kamu yardımını kolaylaştırdığı, siyasi partilerin kurulmasını basitleştirdiği ve parti üyeliği üzerindeki kısıtlamaları hafiflettiği belirtildi. Bu konuların önceki raporlarda ‘eleştiri konusu’ olduğu da hatırlatıldı.
REFORMLARA ATIF
Raporda ayrıca, ‘demokratikleşme paketi’nde kamuda başörtüsü yasağının sonlandırılması, ilköğretimde öğrencilere ‘Andımız’ metni okutulmasına son verilmesi, Türkçe dışındaki dil ve lehçelerde siyasi faaliyetlerin yolunun açılması, özel okullarda anadilde eğitime yeşil ışık yakılması, "q,x,w" harflerinin kullanılmasına müsaade edilmesi, değiştirilen yerleşim yeri isimlerinde eskiye dönüş imkanı tanınması gibi reformlar ve taahhütler de ‘ileri adım’ olarak not edildi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Buna karşılık AB raporunda, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik eleştirel bakış korundu. Raporda, “Gazetecilere uygulanan baskı ve verilen cezalar kaygı verici. İfade ve basın özgürlüğü ile ilgili gelişmelerden endişeliyiz” ifadesi kullanıldı. Raporda ayrıca ‘Gezi olayları’ da geniş olarak yer buldu. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Temsilcisi Stefan Füle’nin olayların başında İstanbul’a gittiği hatırlatıldı ve “Türk hükümeti Gezi olaylarında halkın toplantı hakkını kullanabilmesini sağlamak ve bu hakkı korumakla sorumluydu. Ancak, toplantı ve gösteri haklarını kullanmak isteyen birçok kişi gözaltına alındı. Hatta hayatını kaybedenler oldu. Türk basını olayları tam olarak yansıtamadı. Güvenlik güçleri, göstericilere karşı orantısız güç kullandı. Bir de polis hayatını kaybetti. Bazı siyasetçilerin aksine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gezi parkı olaylarında uzlaştırıcı tavır içinde oldu”.
Raporda Kürt sorunu ve PKK terörünün sonlandırılmasına yönelik başlatılan ‘çözüm süreci’nden övgüyle söz edildi ve bu süreci AB’nin ‘kuvvetle desteklediği’ mesajı verildi.