Güncelleme Tarihi:
İnanır mısınız, sabah 9’dan beri gazetedeyim, bilgisayar bana bakıyor, ben bilgisayara. O alık, ben daha alık. Öğlen de zaten, Allah aratmasın, otladım yine. (Kolesterol yüzünden öğlenleri otluyorum hanidir...) Göz kapaklarım düşüyor, sankim beni sopalamışlar kibin, kollarım, eklemlerim, bacaklarım ağrıyor. Kafam sepet gibi...
Yahu, ben size ne yazayım şimdi, bilmem ki?
En iyisi gerçeği yazayım...
Yazı işlerinde bir 17 Aralık ajitasyonudur gidiyor. (Şimdi “Hakkı Bey’in oğlu yabancı kelime kullandı” diye damlayanlar çıkar, ajitasyon bir siyasi terimdir, 68’liler iyi bilir, yoksa karışıklık, telaş felan yazmayı biz de biliriz herhalde d’el mi!)
O kadar çok şey söylendi, söyleniyor, söylenecek ki...
Canım, bu konuda bir şey yazmak istemiyor. Zaten Radio France Internationale’e de masum bir yalan söyledim, yarın akşamki canlı yayın teklifine teşekkür ettim. Zeynep Göğüş’ü aramalarını önerdim, Türkiye’nin ‘frankofonları’ ondan sorulurmuş...
Zaten hepsi hepsi bir esprim vardı bu konuda, Türkiye bu 10-15 yıllık müzakere döneminden nasıl ‘en kârlı’ çıkar diye bir kendime göre teori, onu da Ertuğrul Özkök kaptı, “Ben sevdim bu espriyi, dur yazayım...” dedi, ben yazarsam oyabilir!
AVRUPA MARŞI, 9.SENFONİ
Haber kanallarının aralıksız çaldığı 9.Senfoni’nin 4.bölümüyle ilgili bir not yazayım mı, diye düşündüm, hem AB konulu hem değil, onu da gözüm yemedi.
Dur biraz zorlayayım bakayım kendimi:
(1) Avrupa ülkeleri Bakanlar Konseyi, 19 Ocak 1972’de Strasbourg’da yaptığı toplantıda, Ludwig van Beethoven’in 9.Senfoni’sinin 4.bölümünü Avrupa Marşı olarak kabul etti.
(2) Resmi kayıt sırasında orkestrayı bir diğer Alman dehası, Herbert von Karajan yönetti.
(3) Marş, 2 dakikalıktır.
(4) Dikkatinizi çekerim, 4.bölümün MÜZİĞİ Avrupa Marşı olarak kabul edildi, SÖZLERİ değil. Çünkü, yine bir Almana, büyük şair Friedrich Schiller’e ait olan An die Freude (Neşe Şarkısı) epey tartışmalı bir şiirdir. Schiller’in aslında ‘neşeye’ değil ‘özgürlüğe’ dair yazdığı, ama sansüre uğradığı söylenir. Beethoven,9. ve sonuncu senfonisini 1824’te, Viyana Kongresi’nin ardından, milliyetçi duygularla yazmıştır. (Müzik tarihinin insan sesi içeren ilk senfonisi olduğunu da bu arada öğrendim.) Alman Devleti’nin ‘resmi müzisyenliği’ sıfatını riske atmış, 9.Senfoni ile Halka ve Millete yaklaşmıştır, denilir. Beethoven bu senfonisiyle halkın her türlü devlet baskısından kurtuluşunu, özgürlüğünü anlatır. Beethoven’in ölümünden sonra, 9.Senfoni Avrupa milliyetçiliğinin sembolü haline gelmiş, “Avrupa’nin büyük masonik marşı” olduğu iddia edilmiş, ama milliyetçilik ve aşırı-milliyetçilik bu kardeşlik, özgürlük, eşitlik rüyasını çabuk yıkmıştır.
(5) Eğitimci Mahiye Morgül de, internet sitesinde, 9.Senfoni konusunda komik bir anekdot aktarıyor, aynen kopyalıyorum:
“1980'lerde ders kitaplarını yeniden yazma, siparişle yazdırma, beş yıl süreyle kullanıp atma dönemi başladı. Bu dönem, liberal ekonomiye hızla geçiş dönemidir. Askeri yönetim bu geçişi hızlandırdı. Bu süreçte, liberal ekonominin istediği tüketim toplumu yaratma ve etik değer kavramlarının içini boşaltma eylemi müzik ders kitaplarına kadar girdi.
Örneğin, Selçuk Yıldırım'a sipariş verilen Ortaokul 1,2,3 Müzik kitabında, Beethoven'in "Neş'eye Şarkı"sının (9.Senfoni'nin ana temasıdır) önemli bir değişikliğe uğratıldığını görüyoruz.
Bilinen sözlerinde son iki dize söyledir:
İnsanlığa doğruluğa göğsünü aç korkmadan
Hür doğmuştur insanoğlu hür yaşamak hakkıdır
Bu sözler, Selçuk Yıldırım'ın müzik kitabında aşağıdaki gibi değiştirildi:
İnsanlığa doğruluğa gönlünü aç korkma sakın
Hür doğmuştur insanoğlu hür yaşamak hakkıdır
Türkçe'de "gönlünü aç korkma sakın" diye bir ifade yoktur, çünkü gönül açarken korkudan söz edilemez, gönül gönüllü açılır.
Bu yanlışa nasıl düşüldü? Yağmurdan kaçarken... Neydi kaçtıkları; göğsünü açmak! Ne kadar ayıp, göğüs açılır mı... Her duyduğu göğüste kadın göğsünü anlayan mantık. Oysa, bu "göğüs" insanlığa doğruluğa açılan, "siper et gövdeni" demeyle aynı anlamdaki göğüstür. Böylece Beethoven 9. Senfoni ana teması içi kof absürd bir ifadeye dönüştürülerek değer kaybına uğratıldı.
9.Senfoni'nin ana temasındaki söz değişikliği, müziksel olarak da (hece sayısındaki farka bağlı olarak) yeni bir değişikliğe uğratıldı; şarkının ünlü uzatma bağı ortadan kaldırıldı. Böylece yapılan ezgisel değiştirmeyle Beethoven ikinci bir saldırıya uğradı.
9.Senfoninin AB marşı haline getirilmesi ve ikiz kulelerin yıkılışına fon müziği yapılması da bir başka çarpıtma ve şarkıyı özünden uzaklaştırma örneğidir. Çünkü bu eserin doğuşunda Beethoven'e esin kaynağı olan Shiller'in "Özgürlüğe Övgü" adlı şiiri vardır. Esere "Neşeye Şarkı" adı sonradan verilmiştir. Eserde, feodal kıralların devrilmesini isteyen köylülerin haykırışları vardır. Yeni dünya düzeninde kıralların bu eseri kendilerine fon müziği yapması tam bir postmodern montajdır.”
Serdar’ın dip notu: Anlattım ya size daha önce, rahmetli Eşref Şefik, tadına doyulmaz radyo sohbetlerinde “Memeli hayvanlar” yerine, ayıptır diye, “Göğüslü hayvanlar” dermiş.