Güncelleme Tarihi:
Konferansa Emma Bonino’nun yanısıra TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil, Unicredit Genel Direktörü Roberto Nicastro, İtalya’nın eski Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili, Corriere della Sera Editörleri Sergio Romano ve Antonio Ferrari, gazeteci Nur Batur, Uluslararası İlişkişler Uzmanı Petek Gürbüz, Sabancı Üniversitesi’nden Emin Fırat Keyman ve Bilgi Üniversitesi’nden Umut Özkırımlı konuşmacı olarak katıldı.
Açılış konuşması yapan Unicredit Genel Direktörü Roberto Nicastro, “Türkiye’de, İtalya’da olduğundan daha fazla müşterimiz var. Türkiye’deki çalışanlarımızın yüzde 44’ü bayan. Bu ülkenin profilini anlamak açısından önemli” dedi. Büyükelçi Hakkı Akil ise, Türkiye’nin Avrupa’da altıncı büyük ekonomi haline geldiğini vurgulayarak, “Cumhuriyetin 100’ncü yıldönümü olan 2023’e kadar dünyanın 10’ncu büyük ekonomisi olmayı hedefliyoruz. Türkiye artık lokal değil, global oyuncu olmak istiyor. Bunu gerçekleştirmek için de ekonomik ve politik kapasiteye sahibiz” dedi.
KIBRISLILAR ANLAŞAMAZSA AYRILIR
Konuşmasını Kıbrıs sorunu üzerine yoğunlaştıran, İtalya’nın eski Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili ise, “Kıbrıs’ın iki kesimi arasında anlaşmazlıkla ilgili 30-31 Ekim günlerinde New York’ta bir toplantı yapılacak. Yine anlaşmaya varılamazsa, tek çıkar yol tarafların iki bağımsız ülke halinde kabul edilmesi” dedi.
Marsili ayrıca, “Prag ve Bratislava örneğinde olduğu gibi, Kıbrıs’ın kuzey ve güneyine de birlikte yaşamaları için baskı yapılamaz “diyerek sözlerini, “Bu ayrım yapıldığında da AB, güven mektubunu sunan Kıbrıs Türk kesimine de kapılarını açmalı” şeklinde tamamladı.
TÜRKİYE İÇİN AB ÜYELİĞİ İHTİMALİ SIFIR
Corriere della Sera Editörü Sergio Romano da “Atatürk, dünya savaşından sonra Avrupa’da çok popülerdi. O’nu kendimiz gibi görüyorduk. Ülkesini yeniden yapılandırarak ortaya çıkardığı sanat eseri karşısında hayran olmamak imkansızdı” dedi. Türkiye’nin Avrupa’nın düşmanı olmadığına vurgu yapan Romano, “Ancak mevcut koşullarda Türkiye’nin AB’ye girme ihtimali sıfır. Müzakereler tamamen tıkandı. İsterse Türkiye anında müzakereleri sona erdirebilir. Özellikle Sarkozy’nin Ermenistan şovundan sonra. Türkiye şu anda bu karar aşamasında. Ama Bence Erdoğan müzakereleri bir çok nedenle durdurmayacak. Çünkü Avrupa ondan, tam da O’nun istediği şeyi yani askeriyenin gücünü elinden almasını istedi. Ayrıca Erdoğan, Avrupa’nın Türkiye’ye daha fazla ihtiyaç duyacağını düşünüyor. Üstelik korkarım koşullar böyle giderse Erdoğan haklı çıkacak” diye konuştu.
Daha sonra söz alan TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Büyükelçi Volkan Bozkır ise Türkiye’nin İsrail veya Yahudilerle bir sorunu olmadığını vurgulayarak, “Sorunumuz hükümetteki bir kaç isimle ilgili.18 aydır haklı bir özür bekliyoruz. Gösterilen tutum ise kabul edilemez” dedi.
TÜRKİYE’NİN YOLU UZUN
Son olarak söz alan Emma Bonino, konuşması sırasında AB’nin hatalarına ve Türkiye’nin yoluna yalnız başına devam etmesinin doğru olmadığına defalarca vurgu yaptı. Bonino, Türkiye’den beklentisinin, “ifade özgürlüğünün ve sivil hakların garanti altına alındığı bir demokratikleşme süreci” oluğunu söyledi. Kadınların çalışma hayatındaki rolü konusunda Türkiye’nin hala uzun bir yolu olduğunu belirten Bonino, “Türkiye’de de devam eden tüm gelişmelerle birlikte, büyük şehirlerle kırsal kesim arasında büyük fark var. İş dünyasındaki kadınların ortalaması yüzde 26 . Büyükşehirlerde yaşayan kadınların yüzde 33’ü, kırsal kesimde yaşayan kadınların ise yüzde 20’si çalışıyor. Hala atılması gereken adımlar var” diye konuştu. Bonino, bu konuda Avrupa ortalamasının yüzde 60 olduğunu, İtalya’nın yüzde 46’lık oranla sondan bir önceki sırada yer aldığını bildirdi.
AVRUPALI LİDERLERE SERT ÇIKTI
Konuşması sırasında Avrupalı liderlere sert çıkışlarda bulunmayı da ihmal etmeyen Bonino, Almanya, Fransa ve Avusturya liderlerinin oybirliğiyle 2005’de Roma’da alınan kararın altına imza attıktan üç ay sonra, “hayır” söylemlerine başlamasını “kabul edilemez” diye nitelendirdi, AB yönetiminin referandumda “hayır” oyu veren Kıbrıs Yunan kesimini birliğe almalarını ise “Bize ‘hayır’ diyen bir ülkeyi birliğe aldılar. Bizi yanılttılar” dedi.
Bunun yanında Bonino, “Türk dostlarıma söylemek isterim ki, ekonomide canlılığın çekiciliğine kapılıp, yalnız kalmamalılar. Globalleşen dünyada yolunuza yalnız devam ederseniz hiç bir yere çıkamazsınız. Hatta ekonomisi Türkiye’den çok daha iyi durumda olan Almanlar bile bunu anlamaya başladı. Yunanistan’ı korumak gerektiğinin politik AB’nin federal açıda hareket etmesinin daha iyi olduğunun farkına vardılar.80 veya 90 milyon insan olmanız önemli değil. Dünya’nın oturduğu masada Hindistan, Çin, ABD, Brezilya ve belki, eğer iyi işlerse Avrupa olacak. Sadece Almanya, sadece Padanya veya sadece Türkiye değil” diyerek, İtalya’nın kuzey kesiminin “Padanya” adı altında ayrılması gerektiğini savunan iktidar ortağı Kuzey Ligi Partisi’ne de atıfta bulundu.
AVRUPA GÜVENİLMEZ BİR PARTNER
Bonino AB’nin geçmişinde diğer bazı ülkelere de giriş konusunda zorluk çıkarıldığını ancak sonuçta birliğe dahil edildiğini belirtip, politika zemininin hassas ve değişken olduğunu, Türkiye’nin mevcut durumla ilgili umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini dile getirdi. Bonino, AB yönetimi hakkında da, “Benim görüşüme göre Avrupa kesinlikle inanılır bir partner değil. Güvenilmez bir partner” diyerek Kıbrıs’taki referandum sonrasında Türk tarafına verilen “haklarının gözetileceği” yönündeki sözlerin hiçbirinin tutulmadığını dile getirdi.
Türkiye’nin komşularıyla ilişkisini ise Bonino, “Türkiye’nin coğrafyasının farkında olması doğal. Bu bir coğrafya, tercih değil” şeklinde yorumladı, “Avrupa’da ‘Mamma li Turchi’ (Anne Türkler) anlayışını sona erdirmeliyiz” dedi. Bonino sözlerini, “Avrupa’nın anlayışı, özgürlük ve farklılık içinde birlikte yaşamak. Bu, iki dünya savaşı ve bir soykırımın Avrupa’ya verdiği misyondur. Umarım en azından bunu unutmayız” diyerek tamamladı.