Güncelleme Tarihi:
AP Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye rapor taslağı yarınki oylama öncesinde genel kurulda tartışıldı.
Füle, buradaki konuşmasında, Türkiye'de yeni anayasaya ihtiyaç olduğu noktasında uzlaşma sağlanmasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, bu kapsamda başlatılan çalışmaların mümkün olan en geniş katılımla demokratik bir süreçte ilerletilmesi çağrısında bulundu.
Stefan Füle, Türkiye ile katılım sürecinin tamamlayıcısı olarak başlattıkları pozitif gündem çerçevesinde şirketler hukuku, bilgi toplumu ve medya, yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik fasılları dahil toplam 8 fasılda mayıs ve haziran aylarında farklı çalışma grupları oluşturarak AB müktesebatına uyum çalışmalarını sürdürme kararı aldıklarını ve enerjide somut işbirliği alanlarını belirleyerek Türkiye ile ortak çalışma grubu oluşturacaklarını bildirdi.
Türkiye'de reform sürecinin bazen yavaşlasa bile ilerlemeye devam ettiğini belirten Füle, “Bugün birçok tabu yıkıldı, birçok mesele artık tartışılabiliyor. Türkiye'nin azınlık vakıflarının mallarını iade edebileceğini kim düşünebilirdi? Buna en son örnek Galata Rum İlkokulu Vakfı'nın binasının iade edilmesidir” diye konuştu.
AP üyelerinin sorularını da yanıtlayan Füle, Kıbrıs'ta devam eden kapsamlı çözüm müzakerelerinden hiç bahsedilmemesinin kendisini oldukça şaşırttığını belirtti.
“Bu durum parlamentonun statükodan bir şekilde memnun olduğunu mu gösteriyor? Umarım böyle değildir” diyen Füle, Kıbrıs'ta kapsamlı çözümden başka seçenek olmadığını vurguladı.
Stefan Füle, Türkiye karşıtı aşırı sağ milletvekillerinin katılım müzakerelerinin durdurulması çağrısı üzerine, “Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmenin en iyi yolu katılım sürecidir. Bu parlamentoda Türkiye ile aramıza büyük bir duvar örmenin bahsettiğiniz (Türkiye'deki) temel hakları iyileştireceğine inanan var mı? Olmadığına inanıyorum” ifadesini kullandı.
Füle, Türkiye ile müzakereleri başlatırken oyunun kurallarının belli olduğunu ve bu süreç içinde kuralların değiştirilemeyeceğini söyledi.
Katılım müzakerelerini tıkayan üye ülkelere de Füle, “Eğer 2005 yılında katılım müzakerelerini başlatırken yaptığımız taahhütleri aynen korursak Türkiye üzerindeki etkimiz ve çok daha saygın ve güçlü olacak” mesajını gönderdi.
Füle, Türkiye rapor taslağında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin “laik bütünlüğüne” vurgu yapan paragrafın, yanlış anlamalara izin vermemek için değiştirilmesini istedi.
Söz konusu paragrafta, ordu üzerindeki sivil denetimi güçlendirme çabaları memnuniyetle karşılanarak, askeri harcamaların bütünüyle yargı denetimine açılması, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sivil yargıya tabii olması ve jandarmanın ombudsmanın görev alanına dahil edilmesi çağrısı yapılırken, “Türkiye'nin NATO üyeliğinin önemi nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin laik bütünlüğünün ve operasyonel kapasitesinin devamının güvence altına alınması ihtiyacından” de bahsediliyor.
Raportör Oomen-Ruijten ise AP Genel Kurulu'ndaki konuşmasında sivil anayasa çağrısını tekrarladı.
Oomen-Ruijten, “TBMM'yi, modern ve müreffeh Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu kuvvetler ayrılığı ilkesine sahip yeni anayasa ortaya koyma yükümlülüğünde bütünüyle destekliyoruz” dedi.
İsveçli Hristiyan Demokrat AP Üyesi Alf Svensson, AB'nin Türkiye'yi isteyip istemediğine bir an önce karar vermesini talep ederek, “AB'nin Türkiye'ye duyduğu ihtiyaç, Türkiye'nin AB'ye duyduğu ihtiyaçtan fazladır. Türkiye büyük bir güç, yoluna tek başına da devam edebilir” diye konuştu.
Yeşiller Grubu'nun Alman Üyesi Ska Keller, AB'nin Türkiye'ye ifade ve basın özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı gibi taleplerde bulunurken, bu konuları düzenleyen yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarını müzakerelere açmamasının kabul edilebilir olmadığını vurguladı.
Hollandalı Sosyalist Emine Bozkurt da AB'nin Türkiye'ye basın özgürlüğü çağrısında bulunurken, Avrupa'daki Türk medya kuruluşlarına yönelik saldırıları da ciddiyetle soruşturması gerektiğini dile getirdi.
İngiliz Muhafazakar Geoffrey Van Orden ise AB'ye, KKTC'ye yönelik izolasyonları kaldırma taahhüdünü yerine getirmesi çağrısında bulundu.
Türk asıllı Bulgar Liberal Metin Kazak, AB'nin aday ve potansiyel aday ülkelerden sadece Türkiye'yi vizesiz seyahate dahil etmediğine dikkati çekerek, bu yanlıştan derhal dönülmesini istedi.
AB Dönem Başkanı Danimarka'nın görüşlerini açıklayan AB İşleri Bakanı Nicolai Wammen ise siyasi engellerin kalkması halinde Türkiye'nin katılım müzakerelerini hızlandırmaya hazır olduklarını ifade etti.