Güncelleme Tarihi:
Burada ‘Küçük Akbaba’ ve ‘Kara Akbaba’yı izleyen Landrut, “Şu anda dünya genelinde bir milyon tür risk altında. Karada ve denizde biyoçeşitlilik, Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın her bölgesinde daha önce görülmemiş bir hızla azalıyor. AB olarak biyoçeşitliliğin, sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliğiyle mücadelenin merkezinde yer almasını sağlamaya kararlıyız” dedi.
NESİLLERİ TEHLİKEDE
Türkiye’de nesli tehlikede olan türleri belirlemek ve gerekli eylem planlarının oluşmasına yardımcı olmak amacıyla Avrupa Birliği’nin desteğiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve AGRECO Konsorsiyumu işbirliğinde yürütülen “Yeni Bir Metodoloji Kapsamında Türkiye’deki Nesli Tehlike Altındaki Türler İçin Eylem Planlarının Hazırlanması, Uygulanması ve İzlenmesi Projesi” düzenleniyor. 31 Ağustos 2020 yılında başlayan ve üç yıllık olan proje ile nesli tehlikede olan türler belirleniyor, habitatları tespit ediliyor, tehlikede olma nedenleri araştırılıyor. Bu bilgiler ışığında Türkiye’de nesli öncelikli korunması gereken ilk 10 kuş türü içinde 4 farklı akbaba türü bulunuyor.
EKOSİSTEMİN TEMİZLEYİCİLERİ
Projenin koordinatörü olan biyolog İlker Özbahar, Beypazarı bölgesinde 100 çift Küçük Akbaba’nın bulunduğunu, sayının yüksek gibi görünse de bu hayvanların hızla tükenme tehlikesi yaşadığını söyledi. Özellikle tarım ilaçları ve yabani hayvanları öldürmek için kullanılan zehirlerin bu akbabaları tehlikeye soktuğunu ifade eden Özbahar, “Zehirlenip ölen hayvan leşlerini ilk bulan akbabalar. Dolayısıyla zehirli etleri yedikleri için tehlike altındalar. Ekosistemde çok önemli görevleri var. Akbabalar olmasaydı leşlerden birçok hastalık yayılabilirdi. Onlar bizim temizleyicilerimiz” dedi.