Şermin SARIBAŞ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2003 21:33
Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırma ve Uygulama Merkezi, Türkiye'de hapishanelerle ilgili şu ana kadar araştırma yapan tüm akademisyenleri bir araya getirdi. ‘‘Hapishaneler’’ başlığıyla 4-5 Aralık'ta düzenlenen sempozyumda 96 akademisyen hapishane konuştu.
Tarihteki ilk cezalandırmalar borç ve alacak davalarından kaynaklanmış. Romalılarda mahkumlar hapis yatmaz, onun yerine ölene dek maden ocaklarında çalışırlarmış. Avusturya'da mahkumlar kürek cezası çekmeleri için denizci Cenevizliler'e ve Venedikliler'e satılırlarmış.
İlk modern cezaevi Amsterdam'da 1595'te küçük bir çocuğun hapsedilmesi için kurulmuş. Küçük çocuk hırsızlık yüzünden aslında ölüm cezasına çarptırılacakken, bu cezanın çok ağır olduğunu düşünen mahkeme heyeti belediyeden çocuğu kapatmak için bir mekan istemiş. Tartışmalar bütün bir ülkeyi sarmış ve nihayetinde belediye, çocuğu kapatmaları için bir manastırın küçük bir bölümünü tahsis etmiş. Ve böylece bir manastır ilk cezaevi haline gelmiş. Kadınlar için yine Amsterdam'da açılan ilk cezaevinin kapısında ise şöyle yazıyormuş: ‘‘Korkma, kötülüğe kötülükle karşılık vermeyeceğim.’’
Tarihçi Gültekin Yıldız, ‘‘F’’ tipi cezaevinin, İngilizcedeki ‘‘penitence’’ (tövbehane, ceza) kelimesinden geldiğinden bahsederken, cezaevlerinin diplomatik soruna dönüştüğü tek yerin Osmanlı'dan bu yana sadece Türkiye olduğunu anlattı. Osmanlı'da mahkumların çoğu okuma-yazma bilmediğinden hatıralarını kaleme alamadığı için, tarihçilerin Osmanlı hapishaneleriyle ilgili bilgisi sadece resmi belgelerle sınırlı.
ESKİ SOVYETLER BİRLİĞİ'NDE EN FAZLA DÖVMEYİ MAHKUMLAR YAPTIRIRDI
İlyas Kamalov'un yaptığı çalışma, eski Sovyetler Birliği'nde hapisteki mahkumların yaptırdıkları dövmeleri ve bunların taşıdığı anlamı ortaya koyuyor.
Siyasi mahkumlar, vücutlarına kilide bağlanmış bir kitap dövmesi yaptırırlardı. Kitap SSCB anayasasını temsil ediyordu. Bu dövmeyi yaptıranların kendilerini savunmalarına izin verilmemişti.
Birçok mahkumun dövmesinde Hz. İsa figürü vardı. Mahkum kendisini Hz. İsa'yla karşılaştırıyordu. Dövme Tanrı'dan ümidini kesmediği anlamına geliyordu. Bu dövmelerin altında bazen, ‘‘Günahsız insan yoktur’’ yazardı.
Üzerinde çıplak kadın bulunan dövmeler hem eski SSCB'de hem de Rusya'da asker ve mahkumlar arasında çok yaygın. SSCB'deki Müslüman mahkumların dövmelerinde bu kız bir kitapla birlikte görülürdü. Kitap, Kuran-ı Kerim'di. Onun üzerinde de tuğ ve ay vardı.
Omza apolet şeklinde yapılan dövmede kafatası dikkati çekerdi. Bu dövme asi mahkumları simgeliyor ve şu anlama geliyordu: ‘‘Beni ancak idam düzeltir. Günlük hayatı yaşıyorum, bu dünyaya acılar çekmek için geldim.’’
HAPİSHANE KARİKATÜRLERİ
Marmara Üniversitesi Türkiyat Bölümü'nde görevli Hilal Oytun Altun, hapishaneyle ilgili bulabildiği tüm karikatürleri topladı ve sempozyumda anlattı.
Enine çizgili kıyafetli mahkum, yakaladığı fareye de enine çizgiler çiziyor. Madem hapistesin sen de tek tip giyinmelisin. Kendi koşullarını kendinden güçsüz olana dayatma mantığını, o da fareye dayatıyor.
Duvara çentik atılarak sayılan şey, bu sefer hapiste geçen günler değil, yataktan kaç kez düşüldüğü. Hapishane karikatürlerinde yataklar pek çoğu duvara asılmış çıplak bir tahta kerevet olarak çiziliyor.
1990-2000 ARASI ÇOCUK HÜKÜMLÜ PROFİLİ
Cezaevlerinde yatanların yüzde 75'i, 14 ila 16 yaşlarında.
Çoğu babaları gibi, ilkokul mezunu veya okur yazar değil.
Her yıl ortalama 560 çocuk hüküm giyiyor. Yüzde 97'si erkek.
En fazla işledikleri suç hırsızlık, gasp, cinayet ve cinsel suçlar.
Suç işleme nedenleri: Yüzde 55.8 aile içinde dövülme. Yüzde 51.9 aşağılayıcı sözler. Yüzde 13.5 cinsel taciz. Yüzde 38.5 aç bırakılma. Yüzde 26.5 evden kovulma, eve kabul edilmeme.
TÜRKİYE'DEKİ CEZAEVLERİ
Türkiye'de 504 cezaevi var. 38 açık, 461 kapalı, üç çocuk islahevi, bir çocuk cezaevi, bir kadın ve çocuk cezaevi.
Türkiye'deki tüm cezaevlerinde yatan hükümlü ve tutuklular 64.037 kişi. Bunların 32.045'i hükümlü, 31.992'si ise tutuklu.
Adi suçluların sayısı 56.753, terör suçluları 6.196, mafya üyeliğinden yatan suçluların sayısı ise 1.088.
CEZAEVLERİNDE DİN EĞİTİMİ
Türk cezaevlerinde 1974'ten beri din adamları tarafından eğitim veriliyor. Koğuş başına haftada iki saat, müftü veya yüksek tahsilli vaizler tarafından eğitim veriliyor. Müslüman olmayan mahkumlar, kendi dinlerinden bir din adamı talep edebiliyor. 411 personelden oluşan din adamları, mahkumlara özellikle hurafelerden ve batıl inançlardan uzak durmaları ve suçlarından pişmanlık duyup ders almaları telkininde bulunuyorlar. Mahkumlar ve din adamlarının en çok konuştukları konu sabır.