Güncelleme Tarihi:
Olay, geçen yıl 31 Temmuz'da, Gürsu ilçesine bağlı Kumlukalan Mahallesi'nde meydana geldi. Yunus Emre Akyol'un akşam olmasına rağmen eve gelmediğini fark eden ailesi, jandarmaya haber verdi. Bölgeye gelen jandarma ve arama- kurtarma ekipleri, Akyol'u 2 kilometrelik alanda 6 saat aradı. Akyol ailesine ait evin bahçesindeki ilaçlama tankının içine bakan ekipler, çocuğun cansız bedenini buldu. Ekipler, Yunus Emre'nin ağabeyi Ömer Faruk Akyol'u, çelişkili ifadeler vermesi üzerine gözaltına aldı. Ömer Faruk Akyol, ifadesinde, kardeşini öldürerek, ilaçlama tankına attığını söyledi. Sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Akyol, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
'SANIĞI YÖNLENDİRMEK SÖZ KONUSU DEĞİLDİR'
Bursa Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'Yakın akrabayı öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan Ömer Faruk Akyol, bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmada, babası Hüseyin Akyol (41), sanık avukatı Beytullah Çakır ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili Kübra Akan, hazır bulundu. Duruşmada olay soruşturması sırasında sanığın ifadesini alan astsubay Yüksel Erdoğan tanık olarak dinlendi. Erdoğan, "Olay yerine gittiğimde ölen çocuk bulunmuştu. Öleni bulan bayanı ve sanığın babasını dinlemiştik. Cumhuriyet savcısının talimatıyla diğer işlemleri yaptık. Bu olay basit bir olay değildir. Şahsı yönlendirmem söz konuşu olamaz. Ölenin dış kıyafetlerini tankerin içine attığını söylemişti. Bunun üzerine ölenin dış kıyafetleri bulunmuştu. Ayrıca, savcı ifade alırken, odasına savcının isteğiyle girip, çıktım. Benim işlemlerim cumhuriyet savcısının nezaretinde gerçekleşmiştir" dedi.
Sanık avukatının bir sorusu üzerine tanık Erdoğan, "Olay yeri inceleme ekipleri bu elbiseleri tankerin içinden çıkarmıştı. Ayrıca elbiselerin üzerinde parmak izi incelemesi veya kriminal incelemelerin ne şekilde yapıldığına bu birimdeki görevliler tarafından cevap verilebilir. Ölenin elbiseleri bizim huzurumuzda tankerden çıkarılmamıştı" dedi.
'KOMUTAN 'SENİN YAŞINDA OĞLUM VAR CEZA ALMANI İSTEMEM' DEDİ'
Tanığın ifadesinden sonra söz alan sanık Ömer Faruk A. ise "Tanık yalan söylüyor. Benzinlikte bulunduğumuz sırada huzurda bulunan komutan, 'Senin parmak izin var, ananı babanı alırız, itiraf et' diye baskı yaptı. Ben de bu nedenle o ifademi vermek zorunda kaldım. Bir de komutan, elinde bulunan kağıtta parmak izimin olduğunu söylediği gibi 'Senin yaşında oğlum var, senin yanmanı istemiyorum, senin ceza almanı istemem, sana yardımcı olmak istiyorum' dedi. Tahliyemi istiyorum" dedi.
'YUNUS EMRE'NİN KIYAFETLERİ TANKER ÜZERİNE KATLANMIŞ HALDE BULUNDU'
Sanığın avukatı Beytullah Çakır, "Olay günü ölen çocuğun elbiseleri bulanlar, tankerin üzerinde katlanmış halde bulmuşlardır. Elbiselerin üzerinde parmak izi incelemesi yapılmadığı gibi kuru vaziyettedir. Müvekkilim bu olayı gerçekleştirdiği yönünde yönlendirilmiştir" dedi.
'TANKERDEN OĞLUMUN PARMAK İZİ ÇIKMADI'
Baba Hüseyin Akyol, "Tankerin üzerinde oğlum Ömer Faruk'un parmak izi ele geçirilmemiştir. Baldızım duruşmada kapağın sıkı bir şekilde kapalı olduğunu söylemişti" dedi.
Mahkeme heyeti, sanıkla ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'ne Yunus Emre Akyol'dan otopsi sırasında DNA analizi yapılmak üzere elde edilen materyal ve sanıktan alınacak örnekler ile ilgili raporun beklenmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.