9 Şubat kadın için bir kara cumartesidir
Güncelleme Tarihi:
Süleyman DEMİRKAN / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2008 00:37
TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, AKP’nin, türban serbestisine ilişkin anayasa değişikiliğinde kadınları öne sürmesini, "Esareti kadınlara yaptırıyorlar" sözleriyle yorumladı.
Başkanvekili olarak siyasi partilere aynı mesafede olduğunu, ancak cumhuriyetin değerleri sözkonusu olduğunda tarafsız kalamayacağını belirten Mumcu, şunları söyledi:
ALET ETTİLER "TBMM’nin türban düzenlemesini kabul ettiği 9 Şubat 2008, tarihe, ’Kara Cumartesi’ olarak geçecek ve böyle anılacaktır. Tarihe baktığımız zaman, kadın haklarını, kadınların bütün kazanımlarını geriye götüren kolay bir ’Karagün’ olarak göreceğiz. AKP’nin kadınlara ket vuran, inancı ise kadınlara sadece türbanla sınırlı tutan ve bunu da ’özgürlük’ olarak niteleyen söylemleri kadınlara söyletmesi, doğrusu kadınlar adına acı verici. AKP’nin Meclis’teki Anayasa değişikliklerinde kadınları öne sürmesi, onlara sözcülük yaptırması, belli bir manada ’kadınların esareti’ni kadınlara yaptırmak anlamına geliyor. Bu da acıklı bir durum. Kadının beynini böyle şekilsel olarak kapamak, kadını din ve siyasete alet etmektir. Buna yasalar izin vermez. Bu geriye gidiş düzenlemesinin ’eşitlik’ adıyla kitlelere yutturulmaya çalışılması, gerçekte bir ’eşitsizlik’tir. Eşitsizlik, ne zaman eşitlik oldu, onu bilemiyorum, yadırgıyorum.
UMARIM DÖNER Seksen yıllık kazanımın bu kadar kolay yok olmayacağı inancındayım. Bu noktada, Anayasa Mahkemesi’nin bir ’Dalgakıran’ görevi yapacağını ve anti laik, antidemokratik düzenlemenin döneceğini umuyorum. Çünkü, bu kazanımlar çok zor elde edildi."
ALET ETTİLER "TBMM’nin türban düzenlemesini kabul ettiği 9 Şubat 2008, tarihe, ’Kara Cumartesi’ olarak geçecek ve böyle anılacaktır. Tarihe baktığımız zaman, kadın haklarını, kadınların bütün kazanımlarını geriye götüren kolay bir ’Karagün’ olarak göreceğiz. AKP’nin kadınlara ket vuran, inancı ise kadınlara sadece türbanla sınırlı tutan ve bunu da ’özgürlük’ olarak niteleyen söylemleri kadınlara söyletmesi, doğrusu kadınlar adına acı verici. AKP’nin Meclis’teki Anayasa değişikliklerinde kadınları öne sürmesi, onlara sözcülük yaptırması, belli bir manada ’kadınların esareti’ni kadınlara yaptırmak anlamına geliyor. Bu da acıklı bir durum. Kadının beynini böyle şekilsel olarak kapamak, kadını din ve siyasete alet etmektir. Buna yasalar izin vermez. Bu geriye gidiş düzenlemesinin ’eşitlik’ adıyla kitlelere yutturulmaya çalışılması, gerçekte bir ’eşitsizlik’tir. Eşitsizlik, ne zaman eşitlik oldu, onu bilemiyorum, yadırgıyorum.
UMARIM DÖNER Seksen yıllık kazanımın bu kadar kolay yok olmayacağı inancındayım. Bu noktada, Anayasa Mahkemesi’nin bir ’Dalgakıran’ görevi yapacağını ve anti laik, antidemokratik düzenlemenin döneceğini umuyorum. Çünkü, bu kazanımlar çok zor elde edildi."