Güncelleme Tarihi:
Suriye'de şiddetini arttırarak devam eden savaş nedeniyle yüz binlerce kişi evini, yurdunu terk ederek, komşu ülkelere veya güvenli gördükleri bölgelere sığınıyor. Ülkedeki iç savaştan kaçan yaklaşık 2 bin Suriyeli de Hatay sınırı yakınındaki Lazkiye'nin Bayırbucak bölgesinde kurdukları çadırlarda yaşamını sürdürüyor.
Esed'in bombardımanından kaçarak güvenli bölgelere yerleşenler arasında 103 kişilik Haddura ailesi de dikkati çekiyor. Yaklaşık dokuz ay önce İdlib'in Cisres Şugur ilçesindeki olaylardan kaçan Haddura ailesi, ormanlık alanda ağaçların arasına kurdukları çadırlarda hayata tutunmaya çalışıyor.
Yerleşim yerlerine ve bölgedeki çadırlara uzakta, Türkiye'den gelen günlük kumanyayla yaşamını sürdüren 40'ı çocuk 103 kişilik aile, "Necati Kampı" adını verdikleri bölgede yarı aç, yarı tok şekilde hayatta kalma mücadelesi veriyor.Elektriğin olmadığı, su, gıda, ilaç gibi temel ihtiyaçların binbir güçlükle karşılandığı bölgede yaşayan Suriyeli ailede engellilerin ve ağır hastaların sayısı dikkati çekiyor.
Kampın zor şartlarında yaşayan ve çoğu ihtiyaçları aile fertleri tarafından karşılanabilen zihinsel ve bedensel engelli Suriyeliler, çaresizlik içerisinde, anlam veremedikleri hayata alışmaya çalışıyor.
"Tedaviyi yarım bırakıp kaçmak zorunda kaldık"
Suriye'deki iç savaşın mağdur ettiği çocuklardan biri de bu bölgeye sığınan aile üyelerinden 10 yaşındaki zihinsel ve bedensel engelli Ali.
Cisres Şugur'daki bir hastanede tedavi görürken, çatışmalar nedeniyle bölgeyi terk etmek zorunda kalan Ali'nin, yarım bıraktığı tedavisi yapılamıyor.
Ali'nin annesi Emina, 4 çocuktan en küçüğü olan oğlunun doğuştan zihinsel ve bedensel engelinin yanı sıra sara hastası olduğunu belirtti.
Oğlunun 9 aydır tedavi olamadığını ve ilaç kullanamadığını ifade eden Emina, yaşadıkları şehir bombalanmaya başladığında hastanede tedavi olan Ali'yi de yanlarına alıp bu bölgeye kaçtıklarını kaydetti.
Ali'nin durumunun o günden sonra kötüye gittiğini vurgulayan Emina "Oğlumun burada sara nöbeti arttı. Onun düzenli tedavi olması, hastanede yatması gerekiyordu. Burada doktor da ilaç da bulmak çok zor. Bulunan bazı ilaçlar da çok pahalı olduğundan alamıyoruz. Çaresizce normal hayatımıza ve evimize döneceğimiz günü bekliyoruz" dedi.
45 yıllık tekerlekli sandalye özlemi
Ailenin en büyük oğlu Mustafa da kardeşi Ali'yle aynı kaderi paylaşıyor. Doğuştan bedensel engelli 45 yaşındaki Mustafa, bölgenin zor şartlarında yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
En az iki kişinin yardımıyla hareket ettirilebilen Mustafa'nın en büyük hayali ise tekerlekli sandalyeye sahip olmak. Hayatı boyunca hiç tekerlekli sandalyesinin olmadığını belirten Mustafa, 45 yıldır tek isteğinin tekerlikli sandalyeyle rahat şekilde hareket etmek olduğunu ifade etti.
Sınırdaki çadırlarda yaşamlarını sürdüren Ali ve Mustafa'nın kaderini paylaşan bu aileye akraba dört zihinsel engelli daha bulunuyor.Değişik yaşlardaki Ahmed, Sarah, Abdurrahim ve Omar isimli zihinsel engelli çocuklar, ailelerinin gözetiminde kamp çevresinde yaşıtlarıyla oynuyor.