Eylülde lise çağındaki iki genç kız sudan sebeplerle, erkek arkadaşları tarafından öldürüldü. 8 Eylül'de, Barbaros Lisesi 2. sınıf öğrencisi Zeynep Batur (17) nişanlısı Hakan Olgun (23) tarafından bıçaklandı. Bir gün önce ise 17 yaşındaki Cihan Pehlivan, kendisini terk eden lise öğrencisi sevgilisi Öznur Alkan'ı (17) öldürdükten sonra intihar etti. İlçenin numarayla isimlendirilen sokaklarında, tekstil atölyelerinde dolaştık, evden kaçan genç kızlarla, kızı kaçmış anne, babalarla konuştuk.
Bağcılar, Fatih Mahallesi'ndeyiz. 2 Eylül'de evden kaçan, 6 Eylül'de geri dönen G.S.'nin (17) evine gidiyoruz. Telefonda konuştuğumuz baba M.S. bize ‘‘Saat 13.00 gibi gelin. G. evin karşısındaki tekstil atölyesinde çalışıyor. Öğle yemeğinde eve gelir, evde konuşursunuz’’ diyor.
Gittiğimizde G.S. henüz gelmemişti, babasına kızının neden evden kaçtığını soruyoruz: ‘‘Görüşmesini istemediğim bazı arkadaşları var. Israrla görüşüyor. Bu sebeple kavga ettik. Benim elimde bıçak vardı. Tartışırken bıçak elini kesti, işte o akşam evden kaçtı. Dört gün sonra geri döndü. Baba yuvasının sıcaklığını hiçbir yerde bulamadı tabii’’ diye anlatıyor.
BASKIYA DAYANAMIYORUM DIŞARIDA ÖZGÜR BİR HAYAT VAR
Yarım saat bekliyoruz, G.S. eve gelmeyince, biz atölyeye gidiyoruz. Civardaki tüm atölyeler öğle tatilinde. İşçi kızlar sokağa çıkmış, ‘‘nefes’’ almaya çalışıyor. Atölyenin tam karşısındaki setin üstüne mahallenin işsiz delikanlıları dizilmiş. Arada bir, kızlarla karşılıklı laf atışıyorlar. Söyleyecek daha fazla sözü olanlar mektup gönderiyor. Kızlar erkek cephesinden gelen mektubu kıkırdayarak okuyor. Bazen içlerinden birini sözcü seçip, erkeklerin yanına gönderiyorlar. Sözcü kız mesajını hızlıca iletip, kız arkadaşlarının yanına dönüyor.
G.S. atölyede çalışan üç ablası ve annesiyle birlikte
yemek yiyor. Neden evden kaçtığını bu sefer ondan dinliyoruz: ‘‘Evden beşinci kaçışım. Baskıya dayanamıyorum. Dışarıda çok güzel, özgür bir hayat var. Benim hayatım atölyeyle ev arasında. Son kaçtığımda ilk kez Taksim'i gördüm. Beyoğlu'nda gezdim, barlara gittim. Bazen arkadaşlarımda, bazen sokakta uyudum. Hayatımın en güzel dört günüydü. Sonra geri döndüm. Çünkü param yoktu. Dönmeyip ne yapacaktım?’’
G.S. bunları anlatırken annesi yanına gelip söze giriyor: ‘‘Kaçar tabii. Ben de kaçacağım yakında. Her gün dayak yemekten bıktım...’’
ABİSİYLE KAVGA ETTİ 2.5 AY SONRA GERİ DÖNDÜ
Sırada Fevzi Çakmak Mahallesi var. 11 Temmuz'da evden kaçan, 2,5 ay sonra geri dönen S.T.'nin (21) evindeyiz. Yengesi kapıyı açıyor. S.T. evde yok. Neden evden kaçtığını anlatıyor: ‘‘Abisiyle kavga etti. Babasının ölümünden sonra depresyona girmişti. Karşı yakada bir iş bulmuş. Çocuk bakıyormuş. Çalıştığı evde yatıp kalkıyormuş. 2.5 ay sonra bulduk izini. Gidip getirdiler. Şimdi evde yok, ben gelince sizi aratırım.’’
Bir saat sonra S.T. bizi arıyor. İki cümle söyleyip telefonu yüzümüze kapatıyor: ‘‘Aile sorunlarım sizi ilgilendirmez. Beni rahat bırakın, şimdi mutluyum.’’
Üniversite Mahallesi’ne gidiyoruz. H.K. (22), 26 Eylül'de evden kaçmış. Ağabeyiyle konuşuyoruz. ‘‘Biz kardeşimi memleketimize, Diyarbakır'a göndermek istiyorduk. Çünkü o İstanbul'da kendine sahip çıkamıyordu. Aklı havalardaydı. İstanbul'da doğdum, köyde yaşayamam, dedi ve kaçtı. 15 gün sonra bizi aradı. Gidip olduğu yerden aldık’’ diyor. Peki kız kardeşi şimdi nerede? ‘‘Nerede olacak, köye gönderdik...’’
Bu örnekler Bağcılar'da son üç ayda evden kaçan 20 genç kızdan sadece üçü. İçlerinde hálá eve dönmeyenler var. Yaşları 13 ile 26 arasında değişen genç kızların yarısından çoğu tekstil işçisi. Diğer yarısının meslek hanesinde ise ‘Ev kızı’ yazıyor. Neden evlerini terk ettiklerini anlamak için biraz da Bağcılar semtinin genel yapısına bakmak gerekiyor.
30 YILDA NÜFUS YÜZDE 5 BİN ARTTI 2160 TEKSTİL ATÖLYESİ VAR
1970'lerin başında Bağcılar'ın 10 bini bulmayan nüfusu 25-30 yıl içinde iç göç nedeniyle yüzde beş bin artmış. 2000 sayımına göre Bağcılar'da 558 bin 435 kişi yaşıyor. Yani İstanbul'da oturan her 15 kişiden biri bu ilçede.
Bağcılar'ın 22 mahallesinden birinde, Çınar Mahallesi'ndeyiz. 21 yıllık muhtar Memduh Delice sorunların nedenini göçe bağlıyor: ‘‘Bölge en çok Hatay, Adıyaman ve Diyarbakır'dan göç alıyor. 4 hanımlı, 15 çocuklu aileler bunlar. Düşünsenize 20 kişi aynı evde yaşıyor. Çınar Mahallesi'nin nüfusu 5 yılda 33 binden, 46 bine fırladı. Tam 15 bin 466 hane var. Bunlar resmi rakamlar. Buraya yerleşip, muhtarlığa kayıt yaptırmayan yüzlerce insan var. Çocukların büyük bölümünün nüfus kağıdı bile yok. Neredeyse yüzde 80'i imam nikahıyla evli.’’
Muhtarlıktan çıkarken, gazeteci olduğumuzu öğrenen bir mahalleli yanımıza gelip, ‘‘Bak kızım ben 56 yaşındayım. Fabrikada işçiyim. Bu kızlar gibi onlarca genç bizim fabrikada çalışıyor. Hepsi aile baskısından şikayet ediyor. İki tatlı dil onları umutlandırıyor. Çok saf ve çok cahiller. Ben istesem bu yaşımla 18 yaşındaki bir kızı rahatlıkla kandırabilirim. Kanıyorlar çünkü. 10 kişiyle aynı odada uyumaktan usanmışlar. Ailelerinden kurtulmak istiyorlar’’ diye durum tespiti yapıyor.
Bağcılar ilçesinde son üç ayda evden kaçan 20 genç kızın yarısından fazlasının tekstil işçisi olması bir tesadüf değil. Çünkü Bağcılar'da 160 büyük, 2000 küçük tekstil atölyesi var. Bir atölye sahibi şöyle bir benzetme yapıyor: ‘‘Eskiden bizim köyde her evin altında bir atölye vardı. Bağcılar'da da her apartmanın altı konfeksiyon atölyesi.’’
Konfeksiyonda çalışan genç kızların büyük bölümünün hayatı evle atölye arasında geçiyor. Birçok atölyede erkeklerle konuşana kötü gözle bakılıyor, hele bir erkekten sigara ya da benzeri şeyler alırlarsa hemen ‘‘yollu’’ damgası vuruluyor. Konfeksiyonda çalışma yaşı 14'ten başlıyor. Evlenme yaşı ise 15-16. 18 yaşına basmalarına rağmen hálá evlenmeyenler kız kurusu sayılıyor.
MESAİDEYİM DEYİP KAFEYE GİDİYORLAR
İş, sabah sekiz buçukta başlıyor, akşam altı buçukta sona eriyor. Atölyelerin büyük bölümü haftada iki gün fazla mesaiye kalıyor. İşte kızların özgürlüğü burada başlıyor. Bazı aileler fazla mesailerin, haftada üç ya da dört gün olduğunu sanıyorlar. Genç kızlar ‘‘mesaimiz var’’ bahanesiyle yüreklerinin götürdüğü yere gidiyorlar.
Ütücü Z.T. ‘‘Çok uzağa gidemiyoruz. Çünkü ulaşım problemimiz var. Bir seferinde Taksim'e gitmeye kalkıştık, bütün vaktimiz trafikte heba oldu. Ya civardaki kafelerde oturuyoruz ya da Bakırköy'e, sahile, denizi görmeye gidiyoruz’’ diyor.
Bağcılar'ın en popüler semti Fatih Mahallesi. Genç kızların türlü bahaneler üreterek gittikleri kafeler burada. Köyüm Cafe ve Koraltürk Cafe gibi mekanlar, geçmişin muhallebicileri gibi... Aşıklar birbirlerinin elini ilk defa bu kafelerde tutuyorlar. Tabii ki aileler bu kafelerin kapatılmasını istiyor.
Tekstil işçisi kızların yarısı türbanlı. Modern bir şekilde bağladıkları başörtüsünün kıyafetleriyle uyumlu olmasına özen gösteriyorlar. Giyim kuşam alışverişlerini Fatih Mahallesi'ndeki Turan Giyim, Klass ve Yeşil Çarşı gibi mağazalardan yapıyorlar.
EN ÇOK SEVDİKLERİ ŞARKICI YILDIZ TİLBE
En büyük zevkleri televizyon izlemek. ‘‘En sevdiğiniz dizi hangisi’’ diye kime sorsak ‘‘Zerda ve Kınalı Kar’’ yanıtı aldık. Laf şarkıcılara gelince ise hepsinin tek bir yanıtı var: Yıldız Tilbe.
Atölyeleri gezerken konuştuğumuz genç kızlar evden kaçma fikrine hiç uzak değil. Hepsinin bir ya da iki arkadaşı bir zamanlar evden kaçmıştı. Overlokçu K.S. bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirdi: ‘‘Arkadaşlarımın çoğu evlenmek için evden kaçtı. Çünkü erkek tarafıyla kız tarafı hiç anlaşamıyor. Ya memleketleri ters düşüyor ya da dini inançları. Mesela biri Alevi diğeri Sünni olunca aileler kız alıp vermiyor.’’
Paketleme, ütü atölyesinden S.A. da bir zamanlar sevdiği erkeğe kaçmış. Yaşadıkları her şeyin bir özeti gibi sanki.
‘‘Evlenmeden önce de ütücüydüm. Bütün kazandığımı gider, babamın avucuna verirdim. Eşek gibi çalışmama rağmen kendime hiçbir şey alamazdım. Bir parfüm alamadığım için kokarak dolaşırdım. Derken sevdim, sevdiğimle evlenmek istedim. Babam izin vermedi, kaçtım. Şimdi kazandığımı kendi yuvam için, kendim için harcıyorum ve deodorant alabiliyorum.’’
FEYZULLAH KIYIKLIK
Bağcılar Belediye Başkanı
Bir sınıfta 78 öğrenci okuyor
Bağcılar'daki aktif nüfusun üçte birini 7-22 yaş grubunda gençler oluşturuyor. İlköğretim alanında okullaşma oranı en yüksek olan ilçelerden biriyiz. Buna karşın ilk ve lise öğretim kurumları yetersiz. İlköğretim ve lise seviyesindeki öğrenci sayısı 118 bin 255. İlçemizdeki toplam derslik sayısı ise 1509. Yani bir sınıfta ortalama 78 kişi ders görüyor. Belediye Bağcılar'ı bir kültür ilçesi yapmak için Bağcılar Kültür Merkezi'ni hizmete soktu. İçinde, spor salonu,
sinema - konferans salonu, kapalı toplantı salonları ve kütüphaneleri var.
NERESİ BU BAĞCILAR?İstanbul'un Avrupa Yakası'nda, Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan Bağcılar, 1992'de Mahmutbey, Kirazlı ve Güneşli semtlerinin birleştirilmesiyle kuruldu. 2000'deki nüfus sayımında 558 bin 435 kişi olan nüfusun bugün 600 bin kişinin üzerine çıktığı tahmin ediliyor. Mahmutbey MİA (Merkez İş Alanı) Bölgesi’nin ticari yapılaşmasının tamamlanması halinde nüfus yoğunluğunun çok daha büyük boyuta ulaşacağı söyleniyor. İstanbul'un en önemli ticaret ve sanayi merkezlerinden biri olan Bağcılar İlçesi'nde iplik dokuma, gıda, taş ve toprak, metal ve basın sanayi çeşitlenmesi, küçük - büyük atölyeler ve ticarethaneler bulunmakta. İlçede bu sektörlerde toplam 52.750 işletme faaliyette. Hürriyet, Milliyet, Meydan, Dünya, Akit ve Yeni Asya gazeteleri Bağcılar İlçesi'nde. Son yirmi yıla kadar yüzde 72'si kültüre elverişli tarım alanı olan Bağcılar'da bugün tarım alanı kalmadı.