Güncelleme Tarihi:
Erzincan'da 26 Aralık 1939 yılında Richter ölçeğine göre büyüklüğü 7.2 olan deprem meydana geldi. Yaşanan felakette 32 bin 962 kişi hayatını kaybederken yaklaşık 100 bin kişi de yaralandı. Depremden en çok etkilenen ve fay hattı üzerinde bulunan Sivas'ın İmranlı ilçesine bağlı Arık köyünde de o dönem yaşayan yaklaşık 600 kişiden 80'i hayatını kaybetti. 1939 yılı şartlarına göre kış aylarının ağır geçmesi dolayısıyla mezar kazmanın zor olmasından ölenlerin çoğu tek mezara 3'er kişi olarak defnedildi. Deprem sonrasında bir süre aynı yerde kalan köyün yerleşimi 1972 yılında yer değiştirerek mevcut yerin yakınına taşındı. Köyde o dönemde yıkılan evler ise bugün de depremin izlerini yansıtıyor. Adına ağıtlar yakılan depremin ardından 81 yıl geride kalırken, bugün yaklaşık 200 kişinin yaşadığı Arık köyü sakinleri hayatını kaybeden yakınlarını mezarları başında andı. Köye hakim bir tepede olan mezarlığa soğuk havada yürüyerek çıkan köylüler, yakınlarının kaybetmenin hüznünü yaşadı. Köylüler mezarlıkta depremde kaybettikleri yakınları için yazılan Arık ağıtını seslendirdi. Anma programında duygu dolu anlar yaşandı.
Köyde depremi yaşayan ve hayatta kalan son kişi ise 5 çocuk annesi Gülsün Fırıncı (105) oldu. Şu anda İzmit'te yaşayan Fırıncı, 24 yaşındayken depremi yaşadığını söyledi. Fırıncı, "Deprem olduktan sonra, 3 kardeşi bir mezara koydular" dedi.
Her yıl yakınlarını anmak için mezarlığa geldiklerini söyleyen Arık köyü muhtarı Mustafa Yolaçan (64), "O gece köy halkının büyük çoğunluğu karşı mahallede bir cenazede olduğundan dolayı az kayıp verilmiş. Çünkü köy neredeyse batma aşamasına gelmiş. 1972 yılında ise köy karşı tarafa tahliye edildi. Fakat batan mahalle şimdiki köyün aşağısında kalmakta. Tabii terk edilmiş, şu an bir virane gibi orada durmakta. Halk o gece vefat edenler için kefen bulmakta ve cenazeleri defnetmekte çok büyük sıkıntılar çekmiş. Bu sebeple toplu mezarlar açılmış. Çevre köylerden insanlar buraya gelip defin işlemlerine yardım etmişler. Yerde yaklaşık bir metre kar olduğunu biliyoruz. Göçük altındaki cenazeleri böylesi bir atmosferde çıkarıp kış nedeni ile fazla mezar kazamadıkları için açılan mezarlara toplu bir şekilde defnetmişler. Diğer köylerde bu kadar zarar görülmedi ancak Arık büyük bir hasar aldı" dedi.
'ÇOK KAYBIMIZ OLDU'
Anma programında gözyaşlarına boğulan köylülerden Gülizar Topal (72) ise "O depremde dedelerimizi, halalarımızı, hepsini kaybettik. Çok acı bir şey olduğunu büyüklerimiz söylüyor. Biz bilmiyoruz, o zaman biz yoktuk. Çok büyük deprem burada Arık'ta oldu. 2- 3 kişiyi bir mezara koymuşlar. Sadece bu çevrede deprem Arık köyünde olmuş. Kayıplarımız devamlı içimizdeler, onları görmek, ziyaret etmek istiyoruz" diye konuştu.
Anma etkinliğinde Arık ağıtını seslendiren Serhat Sarıkaya (51) da, "Depremde kaybettiklerimizden çoğu akrabamdır. Arık bestesini onaylayıp söyleyen babamın teyzesi oluyor. Arık bestesini herkes söylüyor ama tam söylenmiyor, değişik konumlarda söylüyorlar. Türkü aslında daha uzundur. Türkünün içerisinde ölen insanlar, bir mezara amca, yeğen, 3 kardeş bir koyulduğundan bahsediyor. Gerçek olan da budur. Tabii o zaman şartlarına göre medya diye bir şey yoktu. Çevre köylerden yardım istenmiş, kefen yetmemiş, derin mezarlar kazılmış. Çok insan ölmüş. O zamanlar 80 ölü vermişiz. Evler hep yıkılmış, maddi yönden de çok çöküntü olmuş. Büyük bir acı, biz de her sene geliyoruz mezarlara, Kur'an okuyoruz, ağıtlarımızı söylüyoruz, lokmasını dağıtıyoruz" dedi.
Köy sakinlerinden Rıza Pala ise her yıl çok duygulandıklarını belirterek, "Ağıtları dinlediğimiz zaman çok duygulanıyoruz daha önce hiç dinlememiş bir insan dinlediğinde dahi duygulanıyor çünkü içerisinde her şey var. Acı var, gözyaşı yar, yoksulluktan kaynaklanan dar evlerinde içerisinde ki o çaresizlik var. Benim dedem ve iki kardeşi kapının üzerine koyulan kocaman bir ağacın altında kalarak üçü birden vefat etmiş. Çok acı bir durum, odaları yokmuş yan yana yatıyorlarmış. Ve günümüzde biz onların torunları olarak hatıralarını yaşatmak üzere buraya geldik" ifadelerini kullandı.
Deprem sonrası söylenen ve depremi anlatan Arık Ağıtı'nın sözlerin bir kısmı ise şu şekilde;
Arık dedikleri Sarun köyünde
Deprem olduğu sene
İki yüz üç yüz mezar açıldı anne
Ay doğdu, dolunayla
Kör olasın iki oğlun iki kızın
Biri bile damat- gelin olamadı
Kapının başındayken.