Güncelleme Tarihi:
Tüm dünyada koronavirüs ile mücadele tüm hızla devam ederken Türkiye’de üçüncü İstanbul’da ise dördüncü zirveyi yaşıyoruz. Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca, bu zirvenin diğerlerinden farklı olduğunu, mutant virüsler nedeniyle bulaşıcılığın çok arttığını, özellikle de ev içi bulaş oranında büyük artış yaşandığını belirtti.
"Zaten aynı evin içinde yaşıyoruz" mantığıyla en dikkatsiz davrandığımız yerler evlerimiz ve bu yüzden salgının büyük bir kısmının kaynağını ev içi bulaşları oluşturuyor. Bu da salgınla mücadelede önümüzdeki en büyük engellerden biri. Özellikle üç kuşağın bir arada yaşadığı geniş ailelerde ortak ev içi mekanları aynı anda kullandığında ev içi bulaş sayılarında ciddi anlamda yükselme yaşanması kaçınılmaz oluyor.
EV İÇİNDE MASKE YOK, MESAFE YOK, BULAŞ RİSKİ ÇOK
Örneğin, 65 yaş ve üzeri büyükanne ve büyükbaba salgından korunmak için hiç evden çıkmıyor diyelim. Baba ve anne işe gidip geliyor, toplu taşıma kullanıyor, markete gidiyor ve gün boyu bir şekilde virüse maruz kalıyor. Akşam çoluk çocuk hep birlikte sofraya oturuluyor. Hijyen kurallarına dikkat edilse bile ev içinde maske yok mesafe yok. İşte bu nedenle dışarıya çıkan aile bireylerinden birinin enfekte olması hiç evden çıkmasalar bile diğer tüm aile bireylerini riske atıyor ve sadece bir kişi tüm aile bireylerine virüsü bulaştırabiliyor.
Konusunda uzman isimler ev içi bulaş oranlarının yükselişini, mutant virüslerin bu duruma etkisini, ev içi bulaş riskini azaltmak için dikkat edilmesi gereken hususları hurriyet.com.tr’ye anlatıyor.
Evi içi bulaş tam olarak ne demek? Salgının yayılmasında ne kadar etkili?
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi’nden Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi Viroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Şahiner: Salgın hastalıkların yayılım derecesi, insan hareketlerinin ve davranış şekillerinin farklılaştığı iki alan üzerinden izlenir ve önlemler alınır. Bu alanlardan biri sokaklar, iş yerleri, okullar, hastaneler ve eğlence mekanları gibi insanların iletişim içerisinde olduğu toplumsal alandır. Buna toplumsal bulaş denir.
Diğeri ise ailelerin yaşam alanları olan hanelerdir. Bu da ev içi bulaş diye adlandırılır. Enfeksiyon etkenlerinin bulaşma yollarına göre toplumsal ve aile içi bulaş hızları farklılıklar gösterir ve ayrı önlem ve tedbirlerin alınmasını gerektirir. Salgın hastalıkların yayılma hızını ölçmede kullanılan iki temel parametreden biri enfekte bir kişinin hasta olduğu süre boyunca hastalığı kaç kişiye bulaştırdığını gösteren “R0 bulaştırıcılık katsayısı”, diğeri enfeksiyonun ilk görüldüğü andan itibaren kuluçka süresi boyunca duyarlı kişilerin yüzde kaçına yayıldığını gösteren “ikincil atak hızı”. İşte bu iki ölçüm her enfeksiyon etkeni için değişir ve aslında akşam haberlerde izlediğimiz veriler bu değerlerin yansımasıdır.
Ev içi bulaş oranlarımız neden son dönemde bu kadar yükseldi? Mutant virüslerin bu duruma etkisi var mı?
Doç. Dr. Fatih Şahiner: Bazı varyantların bulaş riskini artırdığı yönünde de bilgiler var, bunlar ev içi bulaş riskini artıran oranlar ama yeni mutantların ikincil atak hızını ortaya koyan daha güçlü verilere ihtiyaç var. Sokakta, toplu taşımada ve diğer toplu ortamlarda aldığımız virüsü evlerimize taşıyıp, her enfekte kişi hastalığı yeni bir kişiye bulaştırırsa varyantların bulaşıcılığı hiç değişmemiş olsa bile şu an karşı karşıya olduğumuz tablo ile karşılaşırız zaten. İşi sadece mutasyona bağlamak ve yeni varyantları günah keçisi yapmak biraz işin kolayına kaçmak olur.
Ev içinde virüsün bulaşması, maruz kalınan virüs oranı ile mi alakalı? Mesela iki pozitif kişi 'Nasılsa hastalandık' deyip birbirlerine daha fazla virüs bulaştırıp hastalığın ağır seyretmesine neden olabilir mi? Tekrar tekrar bulaş oluyor mu, daha ağırlaştırıyor mu durumu?
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nden Doç. Dr. Filiz Pehlivanoğlu: Öncelikle şunu söylemeliyiz ki Covid-19, potansiyel olarak önlenebilir bir hastalıktır. Bu hastalığa neden olan SARS-CoV-2 virüsü özellikle yüz yüze yakın temas sırasında solunum damlacıkları yoluyla yayılır. Enfeksiyon hastalık belirtileri başlamadan iki gün önceden şikayetler geçene kadarki dönemde olan kişiler tarafından bulaştırılabilir. Virüse maruz kaldıktan sonra da hastalık belirtilerinin ortaya çıkması yaklaşık beş gün sürer.
Ev içi, bizim tamamen korunma önlemlerini bıraktığımız bir ortamdır. Maske takılmaz, mesafe kuralları uygulanmaz ve bireyler birbirleri ile yakın temas halindedir. Dolayısıyla bireylerden biri hasta olduğunda kolaylıkla diğer bireylere bulaşır çünkü korunmasızdır. Şikayetler başlamadan iki gün önce de kişi bulaştırıcıdır. Dolayısıyla hastalıktan sonra önlem alınıp o kişi ayrı bir ortama alınsa bile o zamana kadar diğer aile bireylerine bulaştırmış olabilir. Ev içinde dışarıda çalışan, toplu taşıma kullanan bir aile bireyi varsa, evdeki diğer insanlarla arasına bir mesafe koymasında fayda vardır çünkü teması olmayan evdeki bireyler için potansiyel bir risk oluşturmaktadır.
Ev içinde birden fazla hasta kişi varsa öncelikle bu kişilerin sağlıklı olanlardan ayrılması çok önemlidir. Eğer imkan varsa hastaların da ayrı odalarda kalması tercih edilir. Ama buna imkan yoksa aralarında en az 1-1,5 metre mesafe ile ayrılmış alanlarda izlenebilir. Hastalığın ağır seyretmesi virüs yüküyle ilgili olmakla birlikte kişinin altta yatan hastalıklarına ve genetik yapısına da bağlıdır. Aynı ev içinde hastalanan eşlerden biri ağır akciğer tutulumu sonucu hastalığı hastanede geçirmek durumunda kalırken diğer eş hafif semptomlarla geçirebiliyor. SARS-CoV-2 ile tekrar tekrar bulaştan ziyade genetik mutasyon olasılığı var. Genetik mutasyon olduğunda da bu durum zaten yeni bir virüs anlamına gelmektedir.
Doç. Dr. Fatih Şahiner: Ev içi bulaşı toplumsal bulaştan ayıran en önemli fark daha yakın mesafede daha uzun süre temas riskinin artmış olması, yani bu sürede maruz kalınan virüs miktarı. Mesela bir kişi hasta ama hastalığı çok hafif belirtilerle geçiriyor, bu kişinin solunum yolu sekresyonlarında (salgılama) daha az virüs bulunduğu için öksürme yoluyla çevreye saçtığı virüs miktarı da az olacaktır. Semptomatik, çok öksüren ve bakıma muhtaç olan daha ciddi bir hasta ile temasta ise onun bakımını yaparken maruz kalınan virüs miktarı artacağı için bulaş riski de artar.
HASTA VE TEMASLI OLDUĞU HALDE GİZLEYENLER VAR
Maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına evde de uyarak bu riski azaltabilir miyiz?
Doç. Dr. Fatih Şahiner: Ev içi bulaş riskini azaltacak faklı yaklaşımlar var aslında. Evde sürekli maske kullanmak zor olabilir ama hastalık sürecinde, özellikle de semptomatik dönemde, enfekte kişi ile mecbur olmadıkça yan yana gelmemeye, görüşme anında maskeli olmaya, evi sık sık havalandırmaya özen gösterildiği ölçüde bulaş riski ve maruz kalınan virüs miktarı azalır. Evinde enfekte bir yakını olan kişi adeta bir sağlık çalışanı gibi korunma ve izolasyon derecesini artırırsa, daha güzel sonuçlar alınır. Burada en riskli olan durum bir kişinin hasta olduğu halde bunun farkına varılamaması ve güven içerisinde rahat davranılması sonucu enfeksiyon bulaşı. En kötüsü de bir kişinin hasta veya temaslı olduğunu bildiği halde bunu gizlemesi ve bazen onlarca kişiye hastalık bulaştırması. Cenaze, düğün, nişan gibi yakınlarla birlikte geçirilen ortamlar da aile içi bulaşı artmaktadır.
EVDEKİ KORONA HERKESİ HASTA ETMİYOR
Pozitif olan bir kişi bazen evdeki herkese bulaştırırken bazen ise aynı yatakta uyuduğu eşine bile bulaştırmayabiliyor. Bu nasıl oluyor?
Doç. Dr. Fatih Şahiner: Enfekte olan kişinin semptomatik olup olmaması ve hastalığın hangi evresinde olduğu, ev içindeki diğer kişilerin bağışıklık ve genel sağlık durumu, evin geniş bir ev olup olmaması, uygun havalandırma yapılıp yapılmaması ve kişisel korunma önlemlerine ne derece dikkat ettikleri gibi parametreler bu hastalığın bulaşında etkili. Evde bulunan diğer kişilerin hastalığı daha önce belirtisiz olarak geçirmiş olması veya yakın zamanda farklı viral enfeksiyonlar geçiriyor olmaları gibi çok sayıda farklı olasılık sıralayabiliriz. Ama temelde enfekte kişinin ne kadar virüs saçtığı ve diğer kişilerin duyarlılık derecesi en önemli parametrelerdir.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Prof. Doktor Çağrı Büke: Covid-19’un bulaşmasında presemptomatik ya da asemptomatik olgular önemli rol oynar. Eşlerden birisinde pozitiflik saptandığında diğerine hastalığı bulaştırma olasılığının hiç olmadığını söylemek mümkün değil. Bazen erken dönemde yapılan PCR testleri negatif çıkabilir. Bu nedenle herhangi bir yakınma olmasa bile birkaç gün sonra testi yinelemek uygun olur. Yine virüs ile az sayıda karşılaşılması ve eşlerden birisinde hastalık tanısı konulur konulmaz etkin izolasyon önlemlerinin alınması diğerinde asemptomatik seyre neden olabilir.
Ev içi bulaşı önlemek için İsviçre peyniri modelinden bahsediliyor. Bu model tam ne anlatıyor ve ev içi bulaş oranını nasıl düşürüyor?
Doç. Dr. Fatih Şahiner: Enfeksiyon bulaşı ile ilişkili risklerin her birinin uygulanması ile enfeksiyon bulaşının bir noktada kesilmesi prensibine dayalı bu yaklaşımı “elimizdeki koruyucu önlemlerin tümünü aynı anda uygulayarak, bulaş zincirini kırmak” şeklinde özetleyebiliriz. Bu yaklaşımların her birinin tek başına koruyucu gücü zayıf olsa da, hepsi birlikte uygulandığında birbirinin açığını kapatarak daha güçlü bir savunma sağlanması prensibine dayalı. İsviçre peynirinin delikli yapısına atfedilen ve yan yana dizilen dilimlerin farklı yerlerde bulunması nedeniyle dilim sayısı arttıkça bir uçtan diğerine geçişin zorlaştığını ifade eden bu benzetme aslında bize ilk okulda öğretilen ince ve kolay kırılan çubukların yan yana gelmesi ile kırılmamasının zorlaştığını anlatan birlikten kuvvet doğar hikayesinin farklı bir versiyonu da diyebiliriz.
İyileşmek üzere olanla hastalığın ağır evresinde olan aynı odada olursa ne olur? Tam "Ben iyileştim" derken yeniden ağırlaşabilir mi?
Doç. Dr. Filiz Pehlivanoğlu: Virüs yayılımı semptomlarının başlamasından 1-2 gün önce başlamakta ve semptomların ortaya çıkış döneminde virüs yükü doruğa çıkmakta ilk yedi gün içerisinde hızla düşmekle birlikte ikinci haftanın ötesine uzayabilmektedir. Ağır vakalarda virüs yükünün daha yüksek olduğu ve daha uzun süre virüs yayıldığını bildiren çalışmalar mevcuttur.
Hastalığı hafif geçiren bir kişi muhtemelen ağır geçirenden daha önce negatifleşmiştir. SARS-CoV-2’ye bağlı yeniden enfeksiyon meydana gelebilir ancak nadir görülen bir durum ve birincil enfeksiyondan sonra en az birkaç ay süren güçlü bir koruyucu bağışıklık tekrar enfeksiyona karşı koruyucudur. Ancak mutant virüslerle tekrar enfeksiyon olabileceği burada sürenin önemi olmadığı unutulmamalıdır. Hastaların tam ‘Ben iyileştim’ derken tekrar hastalanmasındaki en önemli faktör ise ağır seyir gösterecek hastaların bir haftadan sonra kliniklerinin kötüleşmesi ve hastanede takibe ihtiyaç duymalarıdır.
Birinci haftalarını geçirip şikayetleri azalan hastaların tekrar kötüleşmesini beklemiyoruz. Bu hastalarda ilaçlarını kullanmak yanında iyi beslenme, bol sıvı alma, istirahat ve uyku büyük önem taşımaktadır. Hastaların sağlıklı kişilerle temasının engellenmesi ise hastalığın yayılımının engellenmesinde ve salgının bitmesinde hayati önem taşımaktadır.
Doç. Dr. Fatih Şahiner: Salgın süreçlerinin yönetiminde önemli bir prensip bu aslında. Mümkün olsa her bir birey ayrı odalarda kalsa hastanın yönetimi daha iyi olabilir. Ancak salgının boyutları büyüdüğünde karantina önlemlerinin kapsamı da kişilerden kümelere doğru genişliyor ve benzer hastalıkları olanlar aynı küme içine alınıyor. Her bir hastanın hastalığın hangi evresinde olduğu da önemli tabi. Mesela yeni tanı alan ve hastalığın erken dönemlerinde olan bir kişi solunum sekresyonlarında yüksek miktarda virüs saçan semptomatik bir kişi ile aynı ortamda kalırsa hastalık seyri olumsuz yönde etkilenebilir.
TEST SONUCU NEGATİF ÇIKSA BİLE TEDBİRLİ OLMAYA DEVAM
Aynı evin içinde kalabalık nüfus yaşayan pek çok aile var ve sadece bir kişi pozitif olsa da diğer bireylerle aynı evde yaşamak zorunda kalınıyor. Ev içi bulaşı artıran bu durumda riski en aza indirgemek için nelere dikkat etmek gerekir?
Prof. Doktor Çağrı Büke: Aynı evdeki bireylerden birinde Covid-19 ile ilişkili yakınmalardan herhangi birisinin olması durumunda bu kişinin kendisini izolasyona alması yani mümkünse evin ayrı bir odasında ve oda kapısı kapalı, odanın da sık sık havalandırıldığı şekilde odada kalması gereklidir. Covid-19 PCR testi yapılmalıdır. Test sonucu negatif çıksa bile eğer yakınmalar devam ediyor ise izolasyona devam etmek ve birkaç gün sonra testi yenilemek gerekir.
Son zamanlarda ortaya çıkan varyantların bir diğer özelliğinin çocukları ve gençleri de etkileyebildiği ve onlarda da ağır hastalıklara neden olabildiği göz önüne alındığında artık risk grubu olarak sadece yaşlılar ve altta yatan kronik hastalığı olan kişiler kavramının günümüzde genişleyerek hemen herkes olduğu unutulmamalıdır.
Ev içi bulaş riskini azaltmak için Covid-19’lu hasta ile aynı evde yaşarken dikkat edilmesi gereken 10 nokta:
1- Mümkünse ayrı odada yaşanmalı
2- Hastanın yanına girilecekse kesinlikle maske takılmalı
3- Hastanın çamaşırları ve yemek eşyaları ayrılmalı
4- Banyo ve tuvalet her kullanımdan sonra temizlenmeli
5- Ortak alanlara temastan sonra eller yıkanmalı
6- Hasta kişi ortak alanlarda mutlaka maske takmalı
7- Evin yüzeyleri sık sık temizlenmeli
8- Havlu mutlaka ayrı kullanılmalı
9- Yastık yüzleri her gün değiştirilmeli
10- Ev düzenli olarak havalandırılmalı