Güncelleme Tarihi:
NEREDE NASIL KUTLANACAK? TIKLAYIN...Â
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Türkiye'de bir süredir "Anneler Günü" ya da "14 Åžubat Sevgililer Günü" gibi kutlanıyor. Tarihinden bihaber çoÄŸunluk, bu günü sanki kadınların iÅŸi gücü, mutfağı, saçını süpürge etmeyi 24 saatliÄŸine bırakmasının günü gibi algılıyor. Tabii kalan 364 gün her ÅŸeyi sırtlanmaya, çok yorulmaya devam etmeleri koÅŸuluyla!  Â
Demek istediÄŸim, 8 Mart da ne yazık ki artık Anneler ya da Sevgililer Günü gibi, "takvimde en çok tüketim yaptıran günler" kategorisinde. Bugün kadınlardan kendini güzellik salonlarına atması, kiÅŸisel bakımıyla, modayla daha çok ilgilenmesi, akÅŸam da sevgilisinden, kocasından, erkek kardeÅŸinden bir kırmızı gül beklemesi bekleniyor. Bunlar elbette kötü ÅŸeyler deÄŸil, ama 8 Mart'ın anlamı da bunlardan ibaret deÄŸil. Â
KADINLAR GÜNÜNDE 'BAYANLARA' ÖZEL
Firmalar, günler öncesinden 8 Mart'a yönelik indirim duyuruları yapıyor, sağda solda güzelliğe, modaya, bakıma -satışa- dair etkinlikler düzenleniyor. Bu çağrılarda şu tür cümlelere rastlıyorsunuz: "...'den 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde bayanlara özel süprizler..."
Gün "kadınlar" günü, ama sürprizler bayanlar için!
Bu, çok yıllar önce bir gazetenin attığı manşete benziyor biraz: "Halk plajlara akın etti, vatandaş açıkta kaldı!"
(Sürprizi de söyleyelim, alışveriş merkezine giden 'bayanlar', bir çiçekle karşılanacak ve mankenlerle yapılacak moda söyleşisine davet edilecekler, ayrıca mağazalarda özel indirimlerle alışveriş yapabilecekler)
Demek ki kadınlardan başka "bayan" diye bir cins de var ve bu gün bazıları için bayanlar günü olarak kutlanmalı. Bayanların gönlü bir çiçekle alınmalı, onlara bir çiçek oldukları bir kez daha hatırlatılmalı ki onlar bugün daha çok alışveriş yapsın. Ertesi gün çiçekler solabilir, ezilebilir, atılabilir, önemli değil.
8 MART'I YARATAN YANMIÅž KADIN BEDENLERÄ°
Oysa 8 Mart'ların Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasının temelinde -ki tarihi 1850'lere uzanıyor- onlarca kadının yanmış bedeni var.
Kısaca hatırlatalım: 8 Mart 1857'de New York'ta 40 bin dokuma işçisi çalışma koşullarının kötülüğüne dikkat çekmek için greve başlar. Ancak polis grevcilere saldırır ve çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verir.
Aynı yıl kadınlar 12 saatlik mesaiye ve buna karşılık aldıkları düşük ücrete karşı yürüyüşler yaparlar, hep polis tarafından dağıtılırlar. (O zamanlar kadınların ne seçme, seçilme hakları vardır, ne de erkeklerle aynı işi yapsalar da aynı parayı alabilirler. Doğum izinleri bile yoktur.)
1908'de New York'ta bu kez 15 bin kadın "Ekmek ve gül" sloganıyla miting yapar; istedikleri daha kısa çalışma saati, daha iyi gelir, doğum izni ve oy hakkıdır. Sloganlarındaki ekmek güvenceyi ve karınlarının doymasını, gül ise daha iyi bir hayatı simgeler.
28 Şubat 1909'da ilk kadın günü kutlanır; Avrupa'da ise bu, şubat ayının son pazarı olarak kabul edilir.
1910 yılında Kopenhag'da 2. Enternasyonal'e bağlı kadınlar toplantısında Alman Sosyal Demokrat Partisi'nden Clara Zetkin, bu olayı hatırlatarak o yangında ölen kadınlar anısına 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanması önerisinde bulunur. Öneri oybirliğiyle kabul edilir.
Takip eden yıllarda Avrupa'da kutlamalar ve yürüyüşler çoğalır; kadınlar seçme ve seçilme hakkı, meslek edinme ve mesleki eğitim görme hakkı ister, teker teker alırlar.
Birleşmiş Milletler, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın tüm kadınlar için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırır.
Yani 8 Mart aslında kadının özgürleşme mücadelesinin kutlandığı bir gündür. Şimdi kadınlar erkeklerle eşit haklara sahipseler, bu, anılarına 8 Mart'ların kadınlar günü olarak kutlandığı yanmış kadınlar sayesindedir.
Ama elbette kadınlar, o zaman olduğu gibi, şimdi de ve her zaman senede bir gün değil, her gün hak eder özgürlüğü, bakımlı ve güzel olmayı, çiçek almayı, vermeyi, verecek birilerini sevmeyi...
Tüm kadınların 8 Mart'ı kutlu olsun.