8. kat çetesi 963 kişiyi dinledi

Güncelleme Tarihi:

8. kat çetesi 963 kişiyi dinledi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 1999 00:00

Haberin Devamı

Dört mülkiye müfettişi, Ankara Emniyeti'nin 8'nci katında oluşturulan dinleme merkezinde 963 kişinin yasadışı dinlendiğini belgeledi. Dinlenenler arasında Cumhurbaşkanı Demirel ile Başbakan Ecevit de bulunuyor.

Hürriyet'in, aralarında Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay GES İstasyonu, Milli Savunma Bakanlığı, MGK, Bakanlar, milletvekilleri, gazeteciler, belediye başkanları, büyük holding patronları, Emniyet Genel Müdürü, İstanbul Emniyet Müdürü, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nın telefonlarının savcı ve hakim kararı olmaksızın kanunsuz olarak dinlendiği haberi İçişleri Bakanlığı raporuyla bir kez daha doğrulandı.

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın talimatıyla skandalı soruşturan İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri Dr. Cengiz Akın, Cavit Erdoğan, Rıza Yılmaz ve Can Direkçi'nin raporları 31 Ağustos 1999'da tamamlandı.

Raporda, Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'a bağlı olarak çalışan, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak, İstihbarat Şube Müdürü Ersan Dalman, İstihbarat Müdür Yardımcısı Zafer Aktaş'ın başını çektiği bir grup polisin tam 963 telefonu yasadışı dinledikleri saptandı. Müfettişler, Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü'nünde 2 yasadışı dinleme odası oluşturulduğunu saptadılar. İşte rapor:

MEVZUATA DA AYKIRI

Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde İstihbarat Daire Başkanlığı'nın onay ve bilgisi dışında, mevzuata aykırı olarak 9. kattaki Teknik Dinleme Odası'nın dışında, Değerlendirme Bürosu bünyesinde Mayıs 1998-Mayıs 1999 arasında faaliyet gösteren ayrı bir dinleme odasının 8. katta tesis edildiği saptanmıştır.

BİLGİSAYARA VİRÜS

İstihbarat Şube Müdürlüğü 8. katında yasal prosüdüre aykırı olarak yapılan dinleme kayıtlarının tutulduğu bilgisayardaki bilgiler Değerlendirme Bürosu personeli tarafından silinmiş ve virüslü olarak Bilgi İşlem Merkezi Bürosu'na teslim edilmiştir.

SİLMEK İSTEDİLER

Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nce eski LMS Telefon Dinleme Sistemi'ne ait olup bilirkişiler tarafından DATA Teyp'e (Kartuş) yedeklenen kayıtlara göre, 1 Ocak 1997-3 Mayıs 1999 tarihleri arasında 727 adet telefon numarasının, Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün 8. katta yaptığı dinleme faaliyetlerinin kayıtlı olduğu, yapılan silme çabasına rağmen, İstihbarat Daire Başkanlığı'nın teknik imkanları ile kurtarılmıştır.

Ankara Emniyetinin silme çabasına rağmen, İstihbarat Daire Başkanlığı'nın teknik imkanları ile kurtarılan Sabit Disk LMS 24 kayıtlarına göre, 144 telefon numarasının, kurulu bulunan LMS 32 Telefon Dinleme Sistemi'nden çekilerek yedeklenen CD kayıtlarına göre, 15 Şubat 1999-6 Haziran 1999 tarihleri arasında 452 adet telefon numarasının dinlenmiş olduğu saptanmıştır. Bu üç telefon dinleme sisteminde kayıtlı bulunan dinlenen telefon sayısının bazı mükerrerler dahil 727+144+452 toplam 1323 olduğu, mükerrer olanlar hariç 1160 olduğu saptanmıştır.

KİMLER DİNLENDİ

Üç telefon dinleme sistemi ile dinlendiği tesbit edilen toplam 1160 telefon numarasıyla 1997, 1998 ve 1999 yıllarında dinlenmesi için mahkeme kararı alınmış olan ve müfettişliğimizce 4 Temmuz 1999'da mahallinde tespit edilen listede mevcut telefon numaralarının İstihbarat Daire Başkanlığı'nın üç görevlisi tarafından bilgisayar ortamında karşılaştırılması sonucunda; Mahkeme kararı alınmadığı halde dinlenen telefon sayısının 86'sı çeşitli partilere, derneklere, sendikalara, şirketlere, gazetelere ait olduğu, 36'sı ankesörlü telefon olduğu, 3'ü isim ve adresi tesbit edilemeyen, 835'i de gerçek kişilere ait olmak üzere toplam 963 olduğu anlaşılmıştır.

GÜVEN SARSILDI

Bazı kurum, kuruluş ve kişilere ait telefonların dinlendiği yolundaki haberlerin basında yer alması, bazı vatandaşlarımızın haberleşme özgürlüğünün ihlal edilmesi, vatandaşlarımızın emniyet hizmetlerine güven duyması bakımından zarar verici olmuştur.

EK MALİ KÜLFET

Mevzuata aykırı bir dinleme odasının kurulması ek mali külfet getirmiştir. Bu gelişmeler aynı zamanda yasal prosedüre uygun olarak yapılan dinleme çalışmalarını da olumsuz bir biçimde etkilemiştir.

DEMİREL VE ECEVİT

Müfettişliğimizce mahallinde yapılan inceleme ve bilirkişi raporundaki tespitler ışığında, Cumhurbaşkanı Demirel'e, Başbakan Bülent Ecevit'e, bakanlara, milletvekillerine, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına veya mensuplarına, üst düzey yöneticilere, partilere veya mensuplarına, basın kuruluşlarına veya mensuplarına, sivil toplum örgütleri ve bazı işadamlarına ait telefonların ‘Telefon Detay Sorgulama İşlemine’ tabi tutulduğu anlaşılmıştır.

25'İ YASADIŞI

İstihbarat Daire Başkanlığı Bilgisayar Sistemine, İstihbarat Başkanlığı ve illerden bağlanarak Detay Sorgu Programını kullanma yetkisine sahip (Şifre sahibi) görevliler ile Ankara Emniyet Müdürlüğü Bilgisayar Sisteminde teknik detay sorgulama yetkisine sahip (Şifre sahibi) görevliler 940 kişi olduğu halde, bunlardan 25 kişinin bu yetkilerini keyfi kullanarak suistimal ettikleri ortaya çıkmıştır.

GEREKSİZ MÜDAHALE

Bu 25 istihbarat görevlisinin bazı kurum, kuruluş ve kişilerin haberleşme özgürlüğüne gereksiz müdahalede bulundukları, dolayısıyla telefon teknik detay sorgulama programını yanlış işlettikleri ve sistemin genel işleyişine zarar verdikleri anlaşılmıştır.

Telekulakçılara 3 yıla kadar hapis isteniyor

Mülkiye müfettişlerinin 31 Ağustos 1999'da İçişleri Bakanlığı'na teslim ettikleri resmi raporlarının ardından, telekulak skandalında adı geçen görevliler hakkında lüzum-u muhakeme kararı verildi. Müfettişlerin bu talebine uygun olarak Ankara 20'nci Asliye Ceza Mahkemesinde hapis istemiyle dava açıldı. Telekulak olayına karışanlar 13 Ekim 1999'da hákim karşısına çıkacak. Telekulak sorumluları hakkında Ankara DGM de ayrı bir soruşturma yürütüyor. DGM, kanunsuz dinlemede adı geçenler hakkında ayrıca ‘Özel dinleme çetesi oluşturmak’ gerekçesiyle ‘Çete’ davası açmaya hazırlanıyor.

SARAL VE UZUN'A 3 AYDAN 1 YILA KADAR

Açıkta bulunan Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral hakkında, mevzuata aykırı dinleme odasının kurulmasında ve faaliyet göstermesinde, ‘denetim görevini ihmal ettiği’ gerekçesiyle ayrıca, ‘Telefon detay sorgulama programı’yla telefonların mevzuata aykırı olarak izlenmesi suçundan TCK 230. Maddesi uyarınca iki kez 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun hakkında da, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nü denetlemediği ve ‘Görevini ihmal ettiği’, ayrıca telefon dinlenmesinde ‘denetim görevini ihmal ettiği’ gerekçesiyle TCK 230. maddesi gereğince iki kez 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istendi. Oysa Sabri Uzun, telefonu dinlenen kişiler arasında yer alıyordu. Soruşturma sırasında görevden alınan Uzun, telekulakçılar bilgisayarları silmeden kısa süre önce bilgilerin kopyalanmasını sağlayarak skandalı ortaya çıkaran kişiydi.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde Mayıs 1998-Mayıs 1999 döneminde, yasadışı dinleme odası kurulması ve bu odaya 3 adet kanunsuz dinleme cihazı takarak 963 ayrı numarayı dinleyen, dinlettiren ve ‘görevini kötüye kullanmak suçundan’, TCK'nın 240. maddesi uyarınca 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak olan polisler şunlar:

Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan sorumlu Müdür Yardımcısı vekili Osman Ak, Ankara İstihbarat Şube Müdürü Ersan Dalman, İstihbarat Müdür Yardımcısı Emniyet Amiri Zafer Aktaş, Başkomiser Lütfullah Uğur Pekcan, Başkomiser Mahmut Çorumlu, Başkomiser Mehmet Aslan, Komiser Yavuz Sağdıç, Komiser İsmail Yılmaz, Komiser Yardımcısı Murat Türesin, Komiser Yardımcısı Dündar Özbayrak, Teknisyen polis memuru Murat Akbay, Teknisyen polis memuru Hakkı Şen, Teknisyen polis memuru Kamil Karaca.

Bizzat dinlemeyi yapanlar: Polis memuru Serdar Bostan,Polis memuru Ali Çirik, Polis memuru Hacı Kamil Tuncez, Polis memuru Hayati Demirci,

Soruşturma başlayınca bilgisayarları silip virüs yerleştiren: Polis memuru Abdullah Akbaba, Polis memuru Alper Öztürk, Polis memuru Adil Karacan.

TELEFONLARI İZLEYEN 25 POLİSE DE 3 YIL

Telefonların dinlenmesinin dışında, bir de ‘Detay sorgulama programını’ kullanarak ‘telefonları izleyen’ 25 görevli var. Bu istihbaratçılar hakkında da ayrıca TCK 240. maddesi gereğince ‘Görevi kötüye kullanmak’ suçundan ayrıca 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istendi. Bu isimler de şöyle:

Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Vekili Osman Ak, Ankara Merkez Sunucu bilgisayarı üzerinden Detay Sorgulama Programını kullanan İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürü Mehmet Rüştü Yetkinbal, Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Özban, İstihbarat Daire Başkanlığı Değerlendirme Bürosu'nda görevli Komiser Yardımcısı Hakan Yıldırımoğlu, Ankara Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Ersan Dalman, Yardımcısı Emniyet Amiri Zafer Aktaş, Başkomiser Mahmut Çorumlu, Komiser İsmail Yılmaz, Komiser Yavuz Sağdıç, komiser Yardımcısı Dündar Özbayrak, Komiser Yardımcısı Yavuz Bülent Kayaalp, Komiser Yardımcısı Salih Keskinkılıç, Komiser Yardımcısı Selat Öztürk, Polis Memuru Elif Şahmetlioğlu, Polis Memuru Alper Öztürk, Polis Memuru Salih Aydemir, Polis Memuru Fatma Belovacıklı, Polis Memuru Mustafa Güven, Polis Memuru Kemal Motur, Polis Memuru Salih Bayrak, Polis Memuru Önder Polat, Polis Memuru Serdar Bostan, Polis Memuru Serhat Taşçeker, Polis Memuru Tülay Kaya, Polis Memuru Yusuf Dere.

Baş aktör

OSMAN Ak, Ankara Emniyet Müdürlüğü ekseninde gelişen telekulak skandalının baş aktörü. Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'ın sağ kolu. Görevinin başındayken, ‘‘Mahkeme kararı olmadan hiç bir telefonu dinlemem ve dinlenmesine de kesinlikle izin vermem’’ diyen Osman Ak'ın 963 telefonu dinlettiği bizzat mülkiye müfettişlerinin yaptığı soruşturma sonucunda ortaya çıktı.

SARAL'LA HEMŞERİ

Cevdet Saral, Ankara Emniyet Müdürü olmasından sonra, Osman Ak'ı, Artvin'den getirtti. Saral, kendisi gibi Trabzon Of'lu olan Osman Ak'ı, kıdemi yetmemesine rağmen İstihbarattan Sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Vekili yaptı. Ak, göreve başlar başlamaz, İstihbarat Şubesi'ni genişletti. Ak, 9. kattaki yasal dinleme odasının dışında, 8. katta mevzuata aykırı olarak ayrı bir dinleme odası kurdu. Ak, bu büroda çalışmaları için İstihbarat Şubesi'nin içinde özel bir ekip oluşturdu. Ankara Emniyetini gölge müdür gibi yöneten Osman Ak, kısa süre sonra Bayındır Barajı'nın yanında 14 dekar arazi aldı. Ak, bu arazinin etrafını çevirip muhteşem bir kapı taktırdı. Ak, içinde çam fidanı yetiştirdiği çiftliğin ortasına da dubleks villa yaptırdı.

Osman Ak, mesaisinin büyük bölümünü Cevdet Saral'ı bir an önce İstanbul Emniyet Müdürü yapabilmek ve onunla birlikte İstanbul'a gidebilmek için ayırdı. Ancak, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, 14 Nisan 1999'da Emniyet Genel Müdürlüğü makamına gönderdiği resmi yazıda, ‘‘Osman Ak, istihbarat geleneklerine uygun olmayan davranışlar içinde bulunmaktadır. Bu gibi davranışlar devlet güvenliği gibi hassas görevlerle uğraşan istihbarat hizmetlerini sekteye uğratır. Bundan devlet güvenliği zarar görür. Bu olumsuz gelişmeye bir an önce son verilsin ve Osman Ak, istihbarat hizmetlerinden uzaklaştırılsın’’ dedi.

BU KEZ KORUYAMADI

Bu yazı Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican tarafından onaylanıp Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gereği için gönderildi. Ancak, dönemin Emniyet Müdürü Cevdet Saral, ‘‘Personelimin her şeyine kefilim’’ diyerek bu isteği geri çevirdi. Osman Ak hakkında, Hürriyet'te yayınlanan ‘‘Telekulak skandalı’’ haberlerinden sonra soruşturma başlatıldı ve açığa alındı. Ancak bu kez Osman Ak'ı, ‘‘Her şeyine kefilim’’ diye koruyan Cevdet Saral da açığa alındı.

Savcı Yüksel şubeyi basmıştı

Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'ndeki yasa dışı dinlemeyi tespit edebilmek için DGM savcısı Nuh Mete Yüksel, 11 Haziran 1999 akşamı, bilirkişi Mehmet Fecri Yıldız'la birlikte İstihbarat Şubesi'ne baskın yaptı. Yüksel, İstihbarat Şubesi Bilgi İşlem Büro Amiri Komiser Yardımcısı Hurşit Uçak'a durumu anlatarak bilgisayar log dosyalarını istedi. Bununla birlikte bazı programların yer aldığı bilgisayar kartuşunu da aldı. Yüksel, daha sonra dinleme odasının depo olarak kullanılan bölümündeki 4 adet 12'lik tabir edilen dinleme setiyle, bu setlerin üzerindeki kaset yuvasında bir adet teyp kaseti de Yüksel tarafından alındı. Çözümü yapılan kasette Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver ile Fevzi Coşkun adlı kişinin arasındaki konuşma bulunduğu anlaşıldı.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!