OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 11, 2002 00:00
Ä°lk kuleye çarpan uçağın en yakın görgü tanıkları hiç şüphesiz Güney Kule'nin üst katlarında çalışanlardı. YaÅŸadıkları ÅŸoku atlattıktan sonra 78. kattaki asansör lobisinde toplanan 200 kiÅŸiyi bir sürpriz bekliyordu: Ä°kinci uçakDÃœNYA Ticaret Merkezi'ne yapılan uçaklı saldırılar sırasında ölüm ve yaÅŸamın en fazla kesiÅŸtiÄŸi yer güney kulesinin 78'inci kat asansör lobisiydi. Kuzey kulesine uçak çarpmasının ardından paniÄŸe kapılan insanlar, güney kulesini de tahliye etmek üzere asansörlere koÅŸtular. Kendi kulelerine de az sonra baÅŸka bir uçağın çarpacağını asla bilemezlerdi. 78'inci katın 240 metrekarelik asansör lobisinde 200 kiÅŸi toplanmıştı. Saat 9:03'te United Airlines'ın 175 sefer sayılı Boeing 767 uçağı güney kulesinin tam da bu katına çakıldı. Uçağın sol kanadı asansör lobisini dev bir bıçak gibi kesti. Güney kulesi en fazla ölüyü burada verdi.Tüm binada ölen 611 kiÅŸinin üçte biri bu kattaydı. A merdivenine ulaÅŸabilen yalnızca 12 kiÅŸi kurtuldu. Bu 12 kiÅŸi 56 dakika sonra güney kulesi tamamen çökmeden binadan çıkmayı baÅŸarmışlardı. Bunların dokuzu uçağın etkisinden en uzak olan lobinin kuzey köşesindeydi; üçü de üst katlarla baÄŸlantı saÄŸlayan dahili asansörlerdeydi.78'inci katta bunların dışındaki herkes öldü. Kurtulanları merdivenlere götürenler bile. Dünya Ticaret Merkezi'ne ilk uçağın çarpmasıyla ikinci uçağın çarpması arasındaki 16.5 dakikalık süre içinde bu insanlar nasıl bir tehlike içinde olduklarını, yaptıkları en ufak bir hareketin kendileri için ölüm ya da yaÅŸam demek olacağını bilmiyorlardı.ANONS YANILTTIEric Thompson, diÄŸer binadaki alevleri görünce kaçmak isteyenlerden biriydi. Lobide omuz omuza asansör bekleyen insanları görünce ‘‘bunun yararı yok’’ diye düşündü. 77'nci kattaki masasında kız arkadaşın bıraktığını hatırladı. Onu almak için büroları birbirine baÄŸlayan küçük asansörlere yöneldi. Lobideki kalabalık azaldıktan sonra dönerim diye düşündü.Aon'un havacılık sigortası bölümünün müdürü 51 yaşındaki Ed Nicholls, 102'nci kattan merdivenlerle iniyordu. 70'li katlardan birine geldiÄŸinde, güney kulesinin ‘‘güvenli’’ olduÄŸunu ve insanların iÅŸlerinin başına dönebileceklerini söyleyen anonsu duydu. Saat 9'a geliyordu. Anonstan sonra aÅŸağı inen insanların sayısı azaldı, hatta geri dönmeler baÅŸladı. Nicholls merdivenden yukarı dönenler arasına karıştı. Ancak hala kaçmak istiyordu. Ekspres asansörlere binmenin 70 kat aÅŸağı yürümekten daha çabuk olacağını düşündü. Büyük asansörlerden biri nihayet geldiÄŸinde Hagerty, Nicholls'u göstererek, ‘‘İki çocuÄŸu var. Geçmesine izin verin’’ dedi. Sonra da ‘‘Benim de bir atım ve iki kedim var’’ diye ÅŸaka yaptı. Ä°kisi de asansöre binememiÅŸti.Aon'dan meslektaÅŸları Donna Spera ile birlikte asansör lobisinde bekleyen Keating Crown ve Kelly Reyher, binaya uzun süre dönemeyecekleri konusunda fikir birliÄŸine varmışlardı. Karşı kuledeki yangının büyüklüğü gözönüne alınırsa bu haftalar sürebilirdi. Reyher'in aklına müşterileri hakkındaki bütün bilgilerin kayıtlı olduÄŸu databankı geldi. Onsuz hiçbir iÅŸ yapamazdı ve onu 100'ncü kattaki masasında bırakmıştı. ‘‘Databankımı almaya gidiyorum’’ dedi ve dahili asansörlerden birine atladı.ÇARPMA ANIÄ°ÅŸte o anda kulakları sağır edici bir patlamayla birlikte lobiyi yakıcı bir sıcak dalgası kapladı. Etrafı kara dumanlar sardı. Asansörlerden alevler saçılıyordu. Duvarlar ve tavan artık yerlerde moloz yığını olmuÅŸtu. Havada, fırlatılmış bıçaklar gibi cam parçaları uçuÅŸuyordu.Patlama insanları oyuncak bebekler gibi savurdu, gövdelerini parçalara ayırdı. Kimse bunun bir uçak olduÄŸunu bilmiyordu.Judy Wein bir süre havada uçtu ve yan tarafına düştü. BileÄŸi kırıldı, üç kaburgası parçalara ayrıldı, akciÄŸerine delik açıldı. ‘‘Tanrım! Neden aÅŸağı yürümeye devam etmedim?’’ dedi. Bina uçağın neden olduÄŸu darbe ile bir saÄŸa bir sola sallanırken Judy kendini asansör lobisine doÄŸru kayarken buldu. Biraz önce asansörler kurtuluÅŸ umuduydu. Åžimdi ise cehenneme dönmüşlerdi. ‘‘İşte böyle öleceÄŸim. Bir asansörde yanarak’’ diye aklından geçirdi Judy.AÄžIR ÇEKÄ°M OLAYLARDonna Spera'nın kolları yanıyordu. Saati sıcaktan eriyor gibiydi. Onu çıkarmak için bileÄŸini salladı. Kuzey kulesindeki arkadaşı Paulie'yi aramak için çıkardığı cep telefonunu düşürdü. Not defterini düşürdü. Defter yerdeki bir cesedin üstüne düşmüştü. Az önce kendisini teselli etmeye çalışan arkadaşı Casey Parbhu ölmüştü.DiÄŸer kuledeki yangının bu patlamaya neden olduÄŸunu sandı. Dumanlar o kadar koyuydu ki bir ÅŸey göremiyordu. ÇocukluÄŸunda öğrendiÄŸi bir dersi hatırladı: Yangında yere yatın. Elleri ve dizleri üstüne çöktü.Olaylar tıpkı ağır çekimdeki gibi geliÅŸiyordu. Tek başına, cesetlerin yanından sürünerek ilerlemeye baÅŸladı.SAVAÅž ALANI GÄ°BÄ°Kelly Reyher, databankını almak için yukarı çıkmak üzere az önce girdiÄŸi dahili asansörde yakalanmıştı patlamaya. Önce kafası asansörün duvarına çarptı. Asansörün tabanı büküldü. Asansör yarım metre düştü. Duvarları eÄŸildi ve boÅŸluktan alevler yükseldi. Kabin sıcak ve kara dumanlarla doldu. Reyher, yanarak ölmek istemiyorum diye düşündü: "Ayakta duracağım dumanı mümkün olduÄŸu kadar sertçe içime çekip kendimi öldüreceÄŸim ve yandığımı bilmeyeceÄŸim."Bu sırada Reyher kapıların azıcık aralık olduÄŸunu gördü. elleriyle iki yana çekti ve çantasını arasına koydu. Sürünerek aradan çıktı ve lobiye çıktı.Lobi, topçu saldırısı sonrası bir savaÅŸ alanı gibi ölü ve yaralılarla doluydu. Hayalet gibi bir toz bulutu herkesin üzerini kaplamıştı. Reyher, parçalanmış cesetlerin, kan göllerinin, aÄŸlayan, inleyen, çığlık atan insanların arasından sürünerek yol aldı. Asansörler yanmış, merkezdeki B ve güneydeki C merdivenleri yıkılmış, bir tek, çarpma bölgesinin en uzağındaki A merdiveni saÄŸlam kalmıştı. Reyher, bu merdiveni bularak, o gün 78'inci kattan kurtulmayı baÅŸaran ÅŸanslı 12 kiÅŸiden biriydi. O da çıktıktan hemen sonra 9:59'da güney kule çöktü. Â
button