Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL’daki restoranlarda ve gece kulüplerinde turistlere fahiş fiyat çıkardıkları, ödemeyenleri darp ettikleri iddia edilen 26’sı tutuklu 46 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede 46 şüphelinin ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüte üye olmak’, ‘birden fazla kişi tarafından birlikte yağma’, ‘cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla yağma’, ‘işyerinde veya eklentilerinde yağma’, ‘serbest meslek sahibi kişilerin dolandırıcılığı’, ‘gece vakti yağma’, ‘başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama’, ‘kasten yaralama’ ve ‘izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma imal etme nakletme satma’ suçlarından 21 yıldan 762 yıla kadar değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi. 53 kişi de müşteki olarak yer aldı.
ÇEŞİTLİ VAATLER
“Yüksek Hesap Mekânları” olarak nitelendirilen ve suç örgütlerinin gelir kapısı haline getirilen sistem, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede tüm yönleriyle anlatıldı.
İddianameye göre, turistlerin yoğun olarak bulundukları Taksim, İstiklal Caddesi, Aksaray, Sultanahmet, Karaköy gibi semtlerde Arapça, Farsça, İngilizce veya farklı dilleri konuşabilen tercüman/hanutçu olarak tabir edilen kişiler, turistlerle farklı bahanelerle tanışıyor. Çeşitli vaatlerle (ilişki, masaj, ucuz içki, ucuz eğlence vs.) turistleri mekâna götürüyorlar.
Masaya en az birer bardak içecek servis ediliyor. Müşterinin yanına oturan konsomatris, müşteriye, Türkiye’ye ne zaman geldiğini, ne iş yaptığını, Türkiye’de nerede kaldığını, ülkesine ne zaman döneceğini soruyor. Amaç müşteriye getirilecek hesabın büyüklüğünün belirlenmesi. Eğer müşterinin ülkesine dönmesine uzun zaman varsa tekrar gelmesi için daha uygun bir ücret alınıyor. Ancak müşterinin ülkesine döneceği tarih yakınsa mekânı şikâyet etme ihtimali düşük olduğu için hesabı ona göre yükseltiyorlar. Müşterinin kazancı ne kadar büyükse, kendisine getirilen hesap bu doğrultuda büyüyor.
‘SOKAKÇILAR’ DEVREDE
Müşterilerin masadan kalkmak istemesiyle kadınlar da kalkıyor ve masaya yüksek miktarda hesap getiriliyor. İtiraz eden turistlerden bağırarak, tehdit ederek, kimi zaman da darp ederek hesap adı altında yüksek miktarda para alınıyor. Olay sonrası müşteriler takip ediliyor. Polise şikâyet etmeye giden turistlerin “sokakçı” diye tabir edilen işyeri çalışanlarınca mekândan çıktıktan sonra fiziki takibe alınarak polis merkezi veya noktasına yönelmesi halinde yoldan çevrilerek ‘Bir yanlışlık olmuş, bizim arkadaşlar sizden fazla para almışlar ben alınan bu fazla parayı size iade etmeye geldim’ denilerek turistin parasını iade edip polise gitmeleri engelleniyor.
İşyerlerinde polis baskınından kurtulmak maksatlı gizli çıkışlar bulunuyor ya da acil çıkışlar kaçış amaçlı kullanılıyor. Bu noktalarda ise kamera bulunmuyor. Baskını haber vermek için uzaktan kumandalı ışık düzeneği de bulunuyor.
GÖZETLEYİP MESAJLA HABER VERİYORLAR
İDDİANAMEDE, suç örgütünün iletişim kurmak için kurdukları mesajlaşma grubundaki mesajlara da yer verildi. O mesajlardan bazıları şöyle;
- “Hesapları nakit almaya bakın garson arkadaşlar.”
- “Para var diyorsun da kanka 1200 şişe açmışsın adama şişe açmıyordu zorla açtırdım, parayı bir çıkardı deste...”
- “2 turist sarhoş, belki loca falan yapabilirler, arkadaşlar saldırın...”
- “Uygulama, acil kaldırın... Polis kapıda...”
SAVCIDAN BELGESEL GÖNDERMESİ
- SAVCI iddianamede, televizyon programcısı Conor Woodman’ın ‘Dolandırıcılar Şehri İstanbul’ adlı belgeselini hatırlatarak, “Tüm bu suç organizasyonlarının ülke turizmine ve ülkemizin imajına zarar verdiği tüm dünyada yayımlanan ‘Dolandırıcılar Şehri İstanbul’ adlı belgeselden de anlaşılıyor” dedi.
AYNI ŞEYLER YAŞANMIŞ
National Geographic’te ‘Dolandırıcılar Şehri’ adlı belgesel 2012’de yayınlandı. Belgesel, İstanbul’u ele aldı. Bir ülkenin belli başlı şehirlerinde turistlerin maruz kalabilecekleri dolandırıcılık yöntemlerinin incelendiği ‘Dolandırıcılar Şehri’ adlı programın sunucusu Conor Woodman, İstanbul’daki turist dolandırma yöntemlerini de ele aldı. Gizli çekim yapılan belgeselde, İstiklal Caddesi’ne çıkan sunucu, hanutçuların çekim alanına da giriyor. Yanına yaklaşan kişi, yakınlık kurup bira içebileceği bir mekâna götürmeyi teklif ediyor, pavyon-bar karışımı mekâna oturduktan sonra biralar söyleniyor, hemen akabinde bir kadın masalarına oturuyor. Toplam 5 bira içildikten sonra Woodman’a gelen hesap bir hayli yüksek. Hesaba itiraz eden, kazıklandığını söyleyen Woodman’a mekânın sahibi tarafından, parayı ödemeye mecbur olduğu “uygun dille” anlatılıyor.