Güncelleme Tarihi:
İlkokul mezunu Mustafa Dede, emekli olduktan sonra ortaokulu, liseyi ve iki yıllık üniversiteyi bitirdi
Sen kalk 5 çocuk 11 torundan sonra liseyi dışardan bitir, üniversiteye gir, hem de birincilikle mezun ol. Sonra da diploma töreninde yüzlerce gencin arasında kepini havaya fırlat! Manisalı Mustafa Cemil Dede şimdi de yüksek lisansa hazırlanıyor...
Anadolu Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde 2 bin 799 genç artı bir de ‘‘ruhu genç’’ diplomalarını almanın gururu ve sevincini yaşadı geçenlerde. Tam 71 bahar devirmiş Mustafa Cemil Dede, torunu yaşındaki sınıf arkadaşlarının tebriklerini kabul etti. Ancak sadece yaşı ve sıradışı eğitim aşkı nedeniyle değil . Bölüm birincisi olarak da tebrikleri kabul etti.
BİLEĞİNİN HAKKIYLA
1982 yılında Manisa Maliyesi'nden emekli, 5 çocuk 11 torun sahibi Mustafa Cemil Kırdök, 2 bin kişi arasından AÖF Muhasebe Bölümü birinciliğini bileğinin hakkıyla aldığını söylüyor.
Çünkü sabahları saat 06.00'da kalkıp derslerini bakıyormuş. ‘‘Saat 10'a doğru torunlar uyanıyor, gürültü yapıyor. O yüzden sabahları çalışıyordum’’ diyor en mütevazı haliyle...
İLKOKUL MEZUNU
Ununu eleyip eleği duvara asmayı reddeden Mustafa Dede, Manisa'nın kenar mahallerinden birinde mustakil bir evde eşiyle yaşıyor.
En büyük zevki bahçesiyle, kuşları ve balıklarıyla uğraşmak. Çocukken ilkokuldan sonra okuyamamış.
Emekli olunca, önce ortaokulu ve liseyi dışarıdan bitirmiş. Üniversiteye gitmeye karar vermiş. Ve muhasebe bölümünü birincilikle bitirmiş.
Şimdi, ‘‘Muhasebe bölümü iki yıllıktı, amacım 4 yıllık bir yeri bitirmek'' diyor.
BABAMA SÖZ VERDİM
Mustafa Kırdök, zamanın Düyun-u Umumiye Baş Müfettişi, babasına okuyacağına dair söz vermiş, ancak 1940'lı yıllar, İkinci Dünya Savaşı, kıtlık, karneyi okuldan değil, fırından veriyorlar...
İlkokuldan sonra para kazanmak için terzi olmuş. 30 yıl bu mesleği sürdürmüş, evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış.
Ancak bir gün böbreklerinden rahatsızlanınca bu işin hiçbir sosyal güvenliğinin olmadığını düşünerek devlet memuru olmak istemiş.
Memur sınavlarına girmiş, 1959 yılında, en yüksek puanı almış.
FELSEFESİ FARKLI
Manisa'da veznedar olarak çalışmaya başlamış. 1960'lı yıllarda ortaokul sınavlarına girerek dışarından ortaokul diploması almış. Kendisine ‘‘Ne gerek var çalışmana, sana torpille sınavlara girmeden diploma verelim’’ diyenleri, hiç anlamamış. ‘‘Öyleyse okula gitmenin anlamı ne, bir şey öğrenmedikten sonra, diploma ne işe yarar’’ diyor hala. Onun felsefesi farklı, anlayışı farklı.
PLAKETLERLE DOLU HAYAT
1982 yılının Mart ayına kadar veznedar olarak çalışmış, Mustafa Kırdök. 23 yıllık çalışma hayatında sayısız başarı plaketleri ve sertifikalar almış.
Emekli olduktan sonra, 6 yıl yüncülük yapmış. Büyük oğlu mimarlığı bitirince dükkanını kapatmış, 4-5 yıl emekliliğin tadını çıkarmış.
Bulmacasını çözdüğü bir gazetede lise bitirme sınavları ilanını okuyunca, o gün başvurmuş. 1997 yılında da mezun olmuş. Aynı yıl üniversite sınavlarına girmiş ve AÖF Muhasebe Bölümü'nü kazanmış. İki yıllık okulu notlarını 70'in altına düşürmeden tamamlamış.
ZAMANI DEĞERLENDİRMEK
Mustafa Kırdök, birinciliğinin öyküsünü düzenli çalışmasının dışında başka bir faktöre de bağlıyor; ‘‘Herkes sınava girerken stres içinde oluyor. Benim ise kaybedecek bir şeyim yok. Bu yüzden stressiz rahatça sınavlara giriyordum. Okumak beni hayata bağlıyor. Amacım diploma alıp sergilemek değil, hayatta kaldığım süreyi iyi şeylerle değerlendirmek’’
SÜRPRİZ BİRİNCİLİK
İki yıl sonunda Anadolu Üniversitesi'nden bir yazı gelmiş:
‘‘Üniversiteyi ilk on içinde bitirme hakkı kazandınız. Mezuniyet törenine bekliyoruz.’’
Mustafa Dede ilk başta birinci olacağını tahmin edememiş. Birinciliğini Eskişehir'e gidince öğrenmiş. Diplomasını nasıl aldığını heyecanlanarak ve gözleri dolarak aktarıyor:
‘‘Binlerce kişi önünde diplomamı almak için kürsüye çıktığımda sanki bütün gözler bana bakıyordu. O anda hissettiklerim bir faninin yaşamı boyunca tadabileceği en büyük mutluluktu.’’
Bu yaşta böyle bir mutluluğu tatmasında Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç ile AÖF Dekanı Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul'un büyük katkıları olduğunu söyleyerek onlara teşekkür ettiğini de özellikle yazmamızı istiyor.
ÜNİVERSİTE MEZUNU AİLE
Kırdök ailesinde anne hariç tüm bireyler üniversite mezunu. 5 çocuktan İlhan Kırdök mimar, İlyas Kırdök mali müşavir, kızlarından Aygül Şah makine teknisyeni, Akide Elmaoğulları öğretmen ve Asuman Kaya maliyeden emekli.
En son olarak da baba Mustafa Kırdök üniversite diplomasını aldı. Ancak aile fertleri bu başarılarının sırlarının anneden kaynaklandığını söylüyorlar.
Mustafa Dede, ‘‘Bütün kahrımızı o çeker, diploması yok ama her şeyden hepimiz kadar anlar’’ diyor.
EŞİNE HEDİYE
Tören sırasında formalite olarak hazırlanan iki tane diploma almış. Birisi eşine hediye. Mustafa Dede'nin bu ince davranışı eşi Tevhide Hanım'ı çok duygulandırmış. Onun başarısıyla gurur duyduğunu söylüyor. Mustafa Dede de, ‘‘Bir evde huzur varsa başarı da vardır, evin huzuru da evin annesinden geçer’’ diyor.
GÖZÜ YÜKSEK LİSANSTA
Evde bu kadar üniversite mezunu olmasına rağmen Mustafa Dede, kimseden yardım almamış.
Hatta gelinlerinin içinde İngizce öğretmeni, damatlarının içinde matematik öğretmeni olmasına rağmen yardım istememiş.
Sadece düzenli çalışmış. Derse oturduğunda çalışacağı konuyu ilk önce gazete okur gibi okuyormuş, daha sonra altını çizerek dikkatle tekrar ediyormuş. En son basamak olarak da kendi kendine sorular sorup bunları cevaplayarak konuyu bitiriyormuş. 71 yaşındaki Mustafa Kırdök'ün son planı da üniversite sınavlarına hazırlanmak. Bu ay çalışmaya başlayacağını ifade eden Kırdök, 4 yıllık bir lisans programını tamamlayıp yükseğini de okumak istiyor.
MANİSA'YA KIRGIN
Mustafa Dede, yaşadığı ilden kimsenin onu tebrik etmemesine üzülmüş. Ancak fazla kafasına takmıyor ve ekliyor: ‘‘Benim başarım bunula bitmeyecek. Beklesinler, iki yıl sonra onlara yeni bir birincilik daha getireceğim.’’
Şimdiye kadar yaşadıklarından sadece bir olaya üzülmüş. Mezuniyet töreninde, hayatında unutamayacağı bu anına ailesinden kimse şahit olamamış. ‘‘Koskoca statta tek başımaydım’’ diyor, Mustafa Kırdök.
Kitabımı bilgisayarda yazacağım
Mustafa Kırdök'ün bir amacı da bilgisayar öğrenip kitap yazmak. ‘‘Bilgisayar öğrenmeyi kafaya taktım’’ diyor. Bilgisayar fiyatlarını araştırmış kendisine pahalı gelmiş. Ama ne yapıp edip bilgisayar almak ilk hedefi. Bilgisayar aldığında ise hayatını yazacakmış. ‘‘Artık hayaller bitti. Kerem ile Aslı benim annemlerin zamınında kaldı. İnsanları hayallerle avutamıyorsunuz, gerçekleri istiyorlar. Ben de benim gerçeklerimi yazacağım’’ diyor.
3.5 numara gözlük
İki yıl öncesine kadar 3.5 numara yakın gözlüğü kullanıyormuş, Mustafa Kırdök, ‘‘İnanın, şimdi gözlüğe ihtiyaç duymuyorum. İnsanın bir meşgalesi olunca tembelliğini üstünden atıyor. Demek ki benim göz bozukluğum gözümün tembel olmasından kaynaklanıyormuş’’ diyor.
Meşgalesinden kendini dinlemeye fırsat bulamadığını belirten Mustafa Dede'nin şiarı: ‘‘İnsan kendini ne zaman dinlemeye başlarsa tehlike sinyalleri çalıyor demektir. Kendini dinleyen insan kafa olarak yolun sonuna gelmiştir. Bu yüzden kendimi dinlememek için bu yolu seçtim, tek amacım yararlı şeyler yapmak.’’