7 üyesini kaybeden Medeniyetler Korosu Antakya’yı diriltecek
Güncelleme Tarihi:
Türkiye’yi sarsan deprem felaketleri ülkedeki en kıymetli hazineyi ortaya çıkardı: Dayanışma. Dünyada eşine az rastlanan bu dayanışma ruhu sadece sahada değil sahnede de sürüyor. “Müzik hepimize iyi gelir” diyerek yola çıkan bir grup sanatçı, önceki gün İstanbul’da gerçekleşen ‘Dayanışma Sahnesi’ndeydi. Depremlerde 7 üyesinin hayatını kaybettiği Antakya Medeniyetler Korosu sahne aldığında söyleyenler de ağladı, dinleyenler de... Konser sonrası kuliste görüştüğümüz koronun kurucusu ve şefi Özfırat, “Antakya’yı yeniden ayağa kaldıracağız” dedi.
Konser, oyun ya da festival için defalarca gittiğim Zorlu PSM’de bu kez başka bir ambiyans vardı. Seyirciler de sahne alan sanatçılar da büyük bir hedefe hizmet ettiklerinin bilincinde, eğlenmek için değil dayanışmak için bir araya geldiklerinin farkındaydı. Öncelik konser değil, depremdi. ‘Gün eğlenme günü değil’ dayanışma günüydü. Herkesin yüzünde hüzün, yas ve acıyla karışık bir arada olmanın verdiği sevinç, güç ve güven vardı. Konser öncesi bekleme alanında bazı seyirciler birbiriyle depremi ve sonraki süreci değerlendiriyordu.
SANATÇI-SEYİRCİ BİR ARADA
Sanatçılar ile seyirciler arasındaki transparan çizgi dikkat çekiciydi. 30’dan fazla sanatçının sahne aldığı, 40’a yakın ünlünün de sunuculuk yaptığı etkinlikte, sahne arkası bir hayli kalabalıktı. Zira her bir sanatçının orkestrası, etkinliğin teknik ve diğer ekipleri düşünüldüğünde 500’e yakın isim kulisteydi. Daha doğrusu, Zorlu PSM dev bir kulise dönüşmüştü. Dolayısıyla, sanatçılar ve sunucular seyircilerin arasında mekik dokuyor, tıpkı 23 Nisan’da müsamereye çıkacak çocuklar gibi büyük bir ciddiyet ve heyecanla çalışmalarını yürütüyorlardı. Seyirciler arada sanatçılara laf atıyor, sahne öncesi kendilerine moral veriyorlardı. Keza röportaj için girdiğimiz kuliste de sanatçılar, depremden etkilenen Antakya Medeniyetler Korosu üyelerine geçmiş olsun dileklerini iletiyordu.
BOĞAZLAR DÜĞÜM DÜĞÜM
Herkesin boğazındaki düğüm, Antakya Medeniyetler Korosu’nun sahneye çıkmasıyla çözüldü. Konserin açılışını yapan grup, etkinliğe, seyircilerin tüylerini diken diken eden ‘İnsan İnsan’ adlı parçayla başladı. Parçayı seslendirirken koroya, İhtiyaç Haritası’nın kurucusu Mert Fırat da eşlik etti. Bu parçayı depremden sonraki süreçte sıkça dinlemiş olsak da depremi birebir yaşayan ve 7 üyesini kaybeden koronun sahnedeki performansı oldukça etkileyiciydi.
AKUSTİK GECE
Sahne alan neredeyse tüm sanatçılar, gecenin ruhuna uygun olarak seçtikleri parçaları ve akustik performanslarıyla sahnedeydi. Türküden popa, rock’tan alternatife her tür müzik vardı.
Tüm şarkılar, seyircinin kalbini titretti. Kıbrıs asıllı Buray da ‘Mağusa Limanı’nı yoğun duygularla seslendirdi.
Harun Tekin ile Aylin Aslım’ın seslendirdiği ‘Senin Gibi’ adlı parça, Can Bonomo’nun “Hevesle yanan bir mum sönmez” sözleri, Koray Candemir’in “Renklerin içinde” performansı tüyleri diken diken etti. Gecenin sürprizi Antakyalı grup Mengene’ydi.
TİP Hatay milletvekili Barış Atay da grubuyla birlikte sahnede yer aldı. Gecenin finalinde ise Antakya Medeniyetler Korosu ile Boğaziçi Korosu, Masis Aram Gözbek’in şefliğinde, Mor ve Ötesi grubu ile birlikte “Bir derdim var” şarkısını söyledi.
KORONUN KURUCUSU VE ŞEFİ YILMAZ ÖZFIRAT: KÜLLERİMİZDEN DOĞACAĞIZ
Deprem felaketinden geriye kalan en güzel şeylerden biri hiç şüphesiz Antakya Medeniyetler Korosu oldu. 200 kişilik koro, depremde 7 üyesini kaybetti. Kolu kanadı kırılan ekip, zor da olsa yepyeni bir misyonla, bu kez ‘Hatay’ı küllerinden doğurmak için’ yola devam ediyor. Sahneden iner inmez, 8 saat enkaz altında kalan koronun kurucusu ve şefi Yılmaz Özfırat ile kuliste bir araya geldik.
‘YAŞAMAMIN BİR SEBEBİ VAR’
“Enkazdan çıkınca gördüğüm manzara karşısında yaşadığıma utandım” diyen Özfırat şöyle konuştu: “Düşünün, yaşadığım binadan 13 cenaze çıktı ve ben sağ kaldım. Ama artık yaşamamın bir sebebi olduğunu düşünüyorum. Koroyu hayata geçirirken hep bunu düşündüm. Çünkü birileri sizden umut olmanızı istiyor, umudunun sözcüsü olmanızı istiyor. Antakya şehri Antakya Medeniyetler Korosu ile birlikte yaşıyor. Şehir size isminizi verir. Ama artık biz bunun tersini yapmak zorundayız. Antakya Medeniyetler Korosu, Antakya şehrinin küllerinden yeniden doğabilmesi için mücadele verecek bir topluluk oldu.”