Güncelleme Tarihi:
Peki uluslararası kamuoyunun uğruna seferber olduğu Hader Adnan kim?
Hader Adnan, 34 yaşında bir Filistinli. Batı Şeria’nın Cenin şehrinin Arraba köyünde yaşayan Adnan evli ve iki çocuk babası. Hatta eşi üçüncü çocuğuna hamile.
Bir yandan fırıncılık yapan bir yandan da Birzeit Üniversitesi’nde ekonomi yüksek lisansı yapan Adnan geçen yıl Aralık’ta Filistinli örgütü İslami Cihad örgütünün sözcülüğü suçlamasıyla gözaltına alındı. Bunun dışında Adnan hakkında herhangi bir şiddet olayına karıştığına dair suçlama bulunmuyor.
Ancak İsrail, Adnan'ın terör suçlusu olduğunu savunuyor.
Daha önceden altı yıllık bir hapis cezası sabıkası olan Adnan hakkında, sorgusunun ardından dört aylık bir idari tutukluluk kararı çıkarıldı. Adnan’ın şu an Ramleh Cezaevi Hastanesi’nde devam eden tutukluluğunun 8 Mayıs 2012’ye kadar sürmesi bekleniyordu.
Ancak Adnan’ın yaşadıklarının bir insan hakları ve diplomasi kampanyasına dönüşmesinin asıl sebebi, gözaltına alındığı gün başlattığı ve serbest bırakılana ya da hayatını kaybedene kadar sürdürmeye kararlı olduğunu açıkladığı açlık grevi. 66 gün açlık grevi yapan ve neredeyse 30 kilo veren Adnan, açlık grevi protestosunu en uzun süre devam ettiren Filistinli tutuklu.
Adnan’ın yaşadıklarını dünyaya duyurmakta en etkili kurumlardan biri, Filistinli tutukluların koşullarının savunuculuğunu yapan saygın sivil toplum kuruluşu Addameer Mahkum Desteği ve İnsan Hakları Derneği oldu. Derneğin internet sitesine göre, Adnan’ın hikayesi 17 Aralık 2011 günü İsrail askerlerinin Cenin’de bulunan evine sabaha karşı 03.30’da düzenlediği bir baskınla başladı.
Adnan’ın babasını pazara götüren şoför Muhammed Mustafa’yı canlı kalkan olarak kullanan İsrail askerleri büyük bir gürültüyle Adnan ailesinin evine girdi. Askerlerce gözleri bağlanan ve plastik kelepçe takılan Adnan, yaka paça askeri araca bindirildi. 10 dakika mesafedeki Dutan yerleşimine götürülen Adnan’a bu sırada fiziksel şiddet uygulandı.
Araçtan indikten sonra sabah 08.30’a kadar kelepçeli tutulan ve daha sonra Megiddo Cezaevi’ne transfer edilen Adnan, tutuklanmasını protesto etmek için açlık grevine başladı. Ertesi gün El Calame sorgu merkezine götürülen Adnan, buradaki doktorlara yaralarından ve rahatsızlıklarından bahsetmesine rağmen tedavi edilmek yerine doğrudan sorguya alındı.
Avukatları ve destekçileri Adnan’ın bu sorgular sırasında hakaret ve aşağılamaya maruz kaldığını, buna rağmen kendisine sorulan genel sorulara yanıt verdiğini belirtti. Adnan ise ilk sorgusunun ardından kendisine edilen küfürler üzerine konuşmayı bıraktı. Pazartesileri hariç 10 gün boyunca devam eden sorgulamaların dördüncü gününde, Adnan’a açlık grevi yapmasına ceza olarak yedi günlük bir hapis cezası verildi, üç aylığına ziyaretçi kabul etmesi yasaklandı.
İnsan hakları örgütleri, mahkemeye çıkarılmamış bir kişi hakkında bu kadar uzun vadeli bir karar verilmiş olmasının, tutukluluk halinin uzun süreceğinin daha en baştan belli olduğu yönünde bir işaret olduğunu ifade etti. Öte yandan Adnan’ın sorguları devam etti.
Her gün iki kez üçer saatliğine sorgulanan Adnan, bu sırada ellerinin arkadan bağlandığını ve rahatsız bir şekilde oturtulduğunu, odada yalnız bırakıldığını ve şiddet içeren, küçültücü muamelelere maruz kaldığını anlattı.
Sağlık durumunun kötüleşmesiyle, 30 Aralık 2011’de Ramleh Cezaevi Hastanesi’ne gönderilen Adnan’ın avukatları, genç adamın burada da tecritte tutulduğunu, odasının çok soğuk olduğunu ve hamamböcekleriyle dolu olduğunu öne sürdü.
25 Aralık’tan beri tıbbi müdahaleyi reddeden Adnan’ın “inadını kırmak” için hapishane doktorları tarafından kendisine psikolojik baskı uygulandığı da iddia edildi
Adnan hakkında 8 Ocak 2012’de dört aylık bir idari tutukluluk kararı çıktı. İsrail’deki tüm idari tutukluluk kararları gibi, Adnan hakkındaki karar da İsrailli yetkililerin ele geçirdiği gizli bilgilere dayanıyor. Zanlıya verilmeyen bu bilgiler sadece askeri yargıca teslim ediliyor. Karar mahkeme tarafından sonsuz kez yenilenebiliyor.
İnsan hakları örgütleri, bu uygulamanın adil yargılanma ve zanlının kendini savunma hakkını engellediğini, dolayısıyla uluslararası hukuka aykırı olduğunu öne sürüyor.
Adnan’ın sorgu süreci tamamlandıktan sonra açlık grevi çeşitli sebeplerden ötürü devam etti. 7 Şubat’ta askeri mahkeme Adnan’ın idari tutukluluk kararını teyit ederken, Adnan’ın sağlık durumunun “kabul edilebilir” olduğuna ve tutukluluk halinin kısaltılması için bir sebep olmadığına hükmetti.
Geçtiğimiz hafta Adnan’ın avukatlarının temyiz başvurusu reddedildi ve tutukluluk halinin 8 Mayıs 2012’ye kadar sürmesine karar verildi. Adnan’ın Perşembe günü yapılması planlanan ancak bugüne çekilen Yüksek Mahkeme duruşmasında serbest bırakılmasına karar verildi.
Filistin yönetiminin tutuklularla ilgili bakanı İssa Karake, açlık grevine son veren Adnan'ın 17 Nisan'da salıverileceğini söyledi.
Adnan’ın tutukluluğu sırasında uluslararası kamuoyu da harekete geçti.
Çeşitli insan hakları örgütlerinin uyarıları ve çağrılarının yanı sıra, Birleşmiş Milletler (BM) Filistin İnsan Hakları Özel Raportörü Richard Falk, Adnan’ın durumundan duyduğu kaygıyı dile getirerek uluslararası kamuoyuna, onun adına çağrıda bulundu.
“Uluslararası kamuoyuna, özellikle de İsrail’le yakın ilişki içindeki devletleri, İsrail hükümetini uluslararası hukuktan doğan zorunluluklarını yerine getirmeye ikna etmeye çağırıyorum” diyen Falk, İsrail hükümetinden de 5 bine yakın tutuklu Filistinlinin koşullarıyla ilgili yasal zorunluluklarını yerine getirmesini istedi.
Filistin Yönetimi müzakerecisi Saib Erekat ise uluslararası kamuoyunun liderlerine, Adnan’ın serbest bırakılması için İsrail’e baskı yapmaları yönünde çağrı yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve AB Dış Politika Şefi Catherine Ashton’a birer mektup yazan, AB ve Çin temsilcileriyle de görüşen Erekat, Adnan’ın davasına müdahale etmelerini talep etti. Ancak İsrail tavrını değiştirmedi.
Son olarak Başbakan Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü Ofir Gendelman, dün Twitter'da yaptığı açıklamalarında, askeri yargıç ve askeri mahkemenin "Adnan'ın tehlikeli bir İslami Cihad teröristi olduğuna kanaat ettiğini" belirterek, "İsrail'e İslami Cihad teröristi olan, yani çocuklarımızı öldürebilecek olan, Hader Adnan'ın serbest bırakılması için çağrı yapanlar, Adnan'ı kendi çocuklarının yanında istemezdi" dedi.