65’inde fabrikasını kapattı fotoğrafçı oldu

Güncelleme Tarihi:

65’inde fabrikasını kapattı fotoğrafçı oldu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2012 20:29

Gilbert Garcin, kısaca ‘Bay G.’, ilginç biri. İşleri üzerine konuşmayı pek sevmediği gibi, röportaj vermeye de yanaşmıyor ki bizim teklifimizi de nazikçe reddetti. Bir düzine sorumuza karşılık kendisinden şöyle bir yanıt geldi: “Bilmiyorum...” Biz de onun yerine, yabancı basına verdiği çeşitli röportajlardan yola çıkarak, Bay G.’yi Türkiyeli sanat izleyicine daha yakından tanıtmaya koyulduk... Çünkü onun hikâyesi, aslında ibretlik bir cesaret ve tutku öyküsü...

Haberin Devamı

Gilbert Garcin hayatının büyük bir kısmını Fransa’nın Marsilya şehrindeki lamba fabrikasını yöneterek geçirdi. Ama 65 yaşındayken Arles’da katıldığı Pascal Dolemiux yönetimindeki bir haftalık fotoğraf atölyesini takiben fotoğrafçı olmaya karar verdi. İşte senelerini verdiği lamba fabrikasının kapısına zinciri böyle vurdu. Hayatının geri kalanını fotoğraf çekerek geçirmeye karar verdi. Şimdi, 83 yaşında. Yani, üzerinden tam 18 sene geçti. İşlerini halen aynı şevk ve tutkuyla üretmeye devam ediyor.
Bir röportajında fotoğraflarında yer verdiği kurgu karakterin, ki Gilbert Garcin’in ta kendisidir, elinde saatler tutması, labirent yahut çemberlerden müteşekkil ütopik mekânlarda adeta kendini arar gibi gösterilmesinden yola çıkılarak kendisine zaman ile kurduğu ilişki sorulmuş. Garcin şöyle yanıtlıyor: “Tam bir ıstırap... Zaman parmaklarının arasından akıp gider. Fotoğrafa başladığımda 65 yaşındaydım. Bazen dostlarım ve ailem çok aceleci olduğumu düşünür. Ama seçeneğim yok: Bir 50 yıl daha yaşamayacağım.”
‘MR. EVERYONE’ BAY G.’NİN TA KENDİSİ
Garcin, tekniğini geliştirmekte Pascal Dolemiux’un büyük etkisi olduğunu anlatıyor. Söylediğine göre, fotomontajla çalışma fikrini ondan almış. Bu teknikle neler yapabileceğini ondan öğrenmiş. Daha çok atık maddeleri farklı objelere dönüştürdüğü fotoğraflar üreten Dolemiux, sanatçıya da aynı şeyi yapabileceği, araya katacağı bir kurgusal karakterle farklı bir dünya yaratabileceği tavsiyesinde bulunmuş. Bay G. de kulak vermiş sanatçının sözlerine. Mizah yüklü ve sürreale yakın siyah beyaz fotoğraflarında gerçeklikle kurgu arasında ince bir çizgi var. Kurguladığı sahnelerde kum, taş, çamur ve ip gibi gerçek objeler kullanarak gerçek gölgeler oluşturuyor. Objelerin ölçekleriyle oynayarak, gerçekliğin yerini alan göz yanılsamaları yaratıyor. Kurguladığı sahnelerde başrolü üstlenen karaktere ise şu adı veriyor: ‘Mr Everyone’. Yani sizin gibi, bizim gibi, herkes gibi biri... Gilbert Garcin’e ‘Mr. Everyone’ kimdir diye sorduğumuzda bize “Mr. Everyone, Mr Everyone’dır, belki de Mr Anybody olabilir” yanıtını vermişti.
Bay G.’nin oldukça ilginç bir çalışma şekli var. Fransa’daki bir sahil kasabası olan La Ciotat’taki evinin küçük bir odasını atölyeye çevirmiş. Burada geçirdiği zamanları şöyle anlatıyor: “Önce görmek istediğim fotoğrafın çizimini yapıyorum. Sonra evin terasına çıkıp kendi kendime pozlar veriyorum. Komşularım ben bunu yaparken çok eğleniyor. 24x36 boyutlarında bir fotoğraf çekiyor ve 15 cm. uzunluğundaki kendi görüntümü fotoğraftan kesip ayırıyorum. Evin hemen yakınındaki sahilden kumları taşıyor, atölyemdeki masanın üzerine yayıyorum. Sonra bulutlar ve ip gibi diğer nesnelerle sanki bir film sahnesi kurguluyor, kendimi de sahnenin içine yerleştiriyorum. Geriye bir tek fotoğrafını çekmek kalıyor.”
Jacques Tati, Charlie Chaplin, Woody Allen ve Andy Warhol gibi işlerinde kendilerini kullanan nice sanatçıya çokça sorulmuş olmalıdır ki, Bay G. de aynı soruyla çok karşılaşmış: “Bu yaptığınız narsistik bir şey değil mi?” O ise şöyle yanıtlıyor: “Otobiyografileri veya kişisel günlüklerini yayımlayan insanlara bakın. Onlar kendilerini benden çok daha fazla teşhir ediyor. Ya da politikacılar! Bir ara işlerim bir kasabada sergileniyordu. O sırada büyük bir seçim kampanyası vardı. Her yerde posterler, afişler falan... Kasabanın belediye başkanı yanıma gelip şöyle sordu: ‘Fotoğraflarının herkes tarafından görünmesi seni rahatsız etmiyor mu?’ Şöyle cevapladım: “Her
yerde fotoğraflarının olması seni rahatsız ediyor mu?”
TOY BİR DELİKANLI OLSAYDIM VAZGEÇERDİM
Özgün tekniği oluşturduktan sonra, ilk adımı işlerinin düzinelerce fotokopisini çekip Fransa ve yurtdışındaki galeri, müze ve fotoğraf festivallerine yollamak olmuş. İlk geri dönüşler ağırlıklı olarak olumsuzmuş. Hatta bir müzenin direktörü ona şöyle demiş: “Bayım, fotoğraf çekmeye karar verdiğinizde, beni görmek için tekrar gelin.” Bunun gibi şeyler... Bay G. diyor ki “Eğer 18 yaşında toy bir delikanlı olsaydım, her şeyi orada bırakabilirdim. Ama insan 65’inde olunca, kendine pes etme hakkı tanımıyor.” Yani, sanat piyasasında yer edinmesi öyle pek de kolay olmamış.
Bir de bugüne bakalım...
Gilbert Garcin’in 18 yıla ulaşan ve hâlâ devam eden kariyeri boyunca çalışmaları Fransa, İsviçre, Hollanda, Almanya, Kanada, İspanya, Rusya, Polonya, İngiltere, Belçika, Küba, Brezilya, Amerika ve Slovakya da dahil olmak üzere çeşitli sergilerde yer aldı. Kişisel sergilerinden bazıları; Londra’daki Hoopers Galeri, Paris’de Filles du Calvaire, Brezilya San Paulo’da Museu Brasileiro da Escultura ve Australya Fotoğraf Merkezi’nde oldu. Garcin’in eserleri ulusal ve uluslararası birçok özel ve genel koleksiyonda da yer alıyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!