Güncelleme Tarihi:
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında şikâyetçi olan ve takipsizlik kararına itiraz hakkına sahip tek kişi olan eski Emniyet Müdürü Orhan İnce, avukatı aracılığıyla İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne dilekçe vererek itirazda bulundu.
KAMU VİCDANINA AYKIRI
Reza Zarrab ile eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan’ın da arasında bulunduğu 53 kişi hakkında verilen 63 sayfalık takipsizlik kararına, 64 sayfalık dilekçe ile itiraz eden İnce, kararın kaldırılarak dava açılmasını istedi. Dilekçede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca verilen takipsizlik kararının kanunlara, Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, uluslararası sözleşmelere, hukukun genel normlarına ve kamu vicdanına aykırı olduğu savunuldu. İnce’nin bu süreçte en fazla mağdur edilen kişi olduğu öne sürülen dilekçede, takipsizlik kararının ardından talep edilmesine karşın, dosyanın kendilerine fiziken iletilmemesi nedeniyle İnce’nin itiraz hakkının da engellendiği iddia edildi.
RÜŞVET KARŞILIĞI MESLEKTEN ATILDI
Dilekçede şöyle denildi: “Orhan İnce’nin mali şubedeki ifadesi dahi tek başına okunduğunda müvekkilimiz hakkında ittihaz (karar almak) olunan meslekten çıkarma cezasının, adı geçen şüpheliler tarafından rüşvet alınması karşılığında aylar öncesinden planlandığı, organize edildiği ve adeta bir komplo düzenlenerek müvekkilimizin meslek hayatına son verildiği açıkça anlaşılmaktadır. Soruşturma dosyasında sabit olmakla birlikte onlarca basında yer alan haberlere göre, şüpheli Reza Zarrab ile Muammer Güler müvekkilimizin sürgüne gönderilmesi için 400 bin USD, meslekten çıkarılması için 3 milyon USD karşılığında rüşvet anlaşmasında mutabık kalmış bulunmaktadırlar. Önemli diğer bir husus ise hukuka aykırı toplandığı iddia olunan delillerin hukuka aykırı/ uygun olduklarının ancak mahkeme sayın hâkimliği/ başkanlığı tarafından değerlendirilmesi gerektiği yönündeki baskın görüştür.
HÂKİMLER TARAFSIZ OLAMAYACAK
Kanun değişikliği ile tüm Türkiye’de 111 adet Sulh Ceza Hâkimi, İstanbul Merkez Adliyesi’nde ise 6 adet Sulh Ceza Hâkimi atanmış bulunmaktadır. İstanbul Merkez Adliyesi’nde görev yapan 6 Sulh Hâkimi’nin de daha evvel soruşturma dosyasına ilişkin karar verdikleri açıkça anlaşılmıştır. Özellikle şüphelilerin tahliye edilmelerinin de yeni kurulan Sulh Ceza Hâkimleri tarafından temin edilmiş olması, adı geçen hâkimlerin soruşturma dosyasına karşı bağımsız ve tarafsız olamayacakları yönündeki iddiayı kuvvetlendirir niteliktedir. 6545 numaralı kanun değişikliğinin ilgili kısımlarının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne müracaat edilmesinde zaruret bulunmaktadır.”