OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 15, 2001 00:00
HÜRRİYET28 Şubat, hala tartışılmaya devam ediyor. Bu kez de dönemin Donanma Komutanı Salim Dervişoğlu ve Genelkurmay Genel Sekreteri Em. Tümg. Erol Özkasnak, Hulki Cevizoğlu'nun sunduğu Ceviz Kabuğu adlı programda tartışmışlar bu konuyu.Özkasnak, bu girişimin post-modern bir darbe olduğunu iddia ederken, dönemin Donanma Komutanı Salim Dervişoğlu ise 28 Şubat'ın anayasal çerçevesi olduğunu ve asla darbe olarak nitelenemeyeceğini söylüyormuş. Ankara kulislerinde yine fısıltı gazetesi şeklinde bazı iddialar konuşuluyormuş. Bu kez başrolde Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz bulunuyormuş. İddialar muhtelif. İlki, Kuzey Irak'tan gelen petrolün dağıtımı, ardından da nükleer enerji ile ilgili bir firmayı kayırdığı iddiası ile devam etmiş. Hatta bir İslamcı gazete, Turgut Bey'in gözaltına alınmasını, ağabeyi Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın engellediği iddiasını ortaya atmış. Ancak Sadettin Tantan yalanlamış bunu. Turgut Yılmaz, "Ben ne elektrik, ne de nükleer santral işinden anlarım. Benim enerji ile ilgim elektrik düğmesini açıp kapamaktan da öteye gitmez. Eğer beni bu işlere bulaştırmak için uğraşanlar varsa, cami duvarına yaparlar. Bıkmadan, usanmadan bu tür pisliklerin üzerine gittiğimi ve gideceğimi de herkes bilir" diye konuşmuş. Doğruyol Partisi Lideri Tansu Çiller, hükümetin her koşulda biteceğini iddia etmiş. Çiller, hükümeti yolsuzluk yapanlarla işbirliği cephesi kurmakla suçlayarak, DYP'ye yolsuzluk dosyaları yağdığını söylemiş. Çiller, "6 ay içinde ülkeyi düzlüğe çıkarırım" diyormuş. Sedat Ergin ve Muharrem Sarıkaya ile konuşan Çiller, "Bir deponun önünde Sayın Ecevit çok güzel dürüst bekçilik yapıyor. Ama deponun arka kapısı ağzına kadar açılmış oradan boşaltıyorlar" diyormuş. Devlet Bahçeli de, milliyetçiliği katlediyormuş Çiller'e göre. Geçen
seçim öncesi kendisi ve eşi hakkında ortaya atılan iddiaların da, hepsinin ortada kaldığı söylüyor. Tabii seçim istiyor. Fiorentina'yı başarıya taşıyan, son olarak da yıldızlar topluluğu Milan'ı yenen Fatih Terim, İtalyan basınında yine manşetlere çıkmış. Bu ülkede yayın yapan gazeteler, bir haftadır süren Terim-Zaccheroni çekişmesinin Türk teknik direktörün zaferiyle sonuçlandığını yazarken, "Sultan Terim, İtalya Ligi'nin hükümdarı" demişler. MİLLİYETGenelkurmay eski Genel Sekreteri Erol Özkasnak, bu gazetenin de manşetinde. Dün Milliyet Gazetesi'nde bir röportajı yayınlanmış. 28 Şubat dönemi için, "...generallere yaranmak için herkesi ihbar edenler şimdi
aslan kesildi" diyormuş. Basında yeni bir tartışma yaratmış bu sözler. Şimdi herkes arkadaşlarını 'satan' bu gazetecileri merak ediyormuş. Sedat Ergin, o dönemde Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'ya dayanarak askerin bu kez silahsız kuvvetlerden çözüm beklediğini yazmış. Tabii kaynak belirtmeden. Özkasnak, Ergin'e ısrarla bu komutanın kimliğini sormuş. O da kaynağı açıklamamış. Hiç olmazsa üniformasının beyaz mı mavi mi olduğunu söylemesini isteyince o da "morlu" yanıtını verdiğini söylüyor. Özkasnak, Ergin'in bu yanıtı vermeye cesaret edemeyeceğini iddia ediyor. Ergin ise cesaret ettiğini ama emekli paşanın hatırlamadığını söylemiş. Özkasnak'ın bu dönemi, Hulki Cevizoğlu'nun programında post modern bir darbe olarak nitelemesi, dönemin mağduru olan gazeteciler tarafından, yaptıklarının kabulü olarak nitelenmiş. Mehmet Ali Birand, paşanın evinde oturmasını ve susmasını istiyor. Andıçı hazırladığını hatırlatıyor. Cengiz Çandar ve Mehmet Altan da, benzer görüşleri dile getirmişler. Çandar, bu güne kadar hep askerin suçlandığını ama Özkasnak'ın bu açıklamasıyla medyada baskı altında falan değil gönüllü olarak yalakalık yapıp kendi arkadaşlarını ihbar edenler olduğundan söz edildiğini ve bu kişilerin şu anda basında önemli konumlarda olduğunu söylemiş. Mehmet Altan da anayasal bir suç işlendiği kanısında. Fikret Bila da, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'le konuşmuş. Bakan istifa etmeyi düşünmüyormuş. Kendisine komplo kurulduğunu iddia ediyor. Bakanlık bürokratlarının dinlenen telefonlarından da bunun açıkça görüldüğünü düşünüyormuş.Marmara bölgesi için şiddetli fırtına uyarısı varmış
meteoroloji yetkililerinden. Uzmanlar bu fırtına geçene kadar sobaların söndürülmeden uyunmaması gerektiÄŸini söylemiÅŸler. Devlet Tiyatroları'nda üç gündür sürdürülen sahte fatura vurgunu Bursa'dan Ankara'ya uzanmış. Trilyonluk sahtekarlıkla ilgili soruÅŸturma kapsamında Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Rahmi Dilligil açığa alınmış. SABAHBu gazetenin manÅŸetinde de, savcıların kapışması var. Savcı Talat Åžalk'ın SABAH'a "Operasyon için düğmeye ben bastım" demesine çok kızan BaÅŸsavcı Cevdet Volkan misilleme önlemleri almış. Åžalk'a konuÅŸma yasağı getirilmiÅŸ, "YasaÄŸa uymayan sonuçlarına katlanır" tehdidinde de bulunan Volkan, gazetecilerin DGM'ye giriÅŸini yasaklamış. Volkan, bu önlemlerin çekememezlik olmadığını söylüyormuÅŸ. Düğmeye Åžalk'ın basamayacağını, bu emri BaÅŸsavcı olarak kendisinin verdiÄŸini açıklamış. Hakkındaki laik devleti yıkarak ÅŸeriat düzeni kurmak için çalıştığı iddiaları ve medyada yayınlanan kasetlerden sonra Amerika'ya kaçan Fethullah Hoca, buradan da Türkiye'yi karıştırmaya devam ediyormuÅŸ. Gülen'e yakın çevrelerden alınan bilgiye göre Ä°stanbul Memorial Hastanesi kısa bir süre içersinde Fatih Ãœniversitesi'ne baÄŸlı tıp fakültesi haline getirilecekmiÅŸ. Hastanenin Genel Direktörü Prof. Dr. Tayyar SarıoÄŸlu ise, Gülen'in direktifi doÄŸrultusunda fakülte yapılacağı iddiasını reddederek, "Bizim Fethullah Gülen ile hiçbir ilgimiz yok" demiÅŸ. Bu iddiaların ortakları arasında Ä°hsan Kalkavan'ın da bulunmasından kaynaklandığını belirten SarıoÄŸlu, "Bu söylentileri rakiplerimiz çıkartıyor. Ancak bu söylentiler belki bize avantaj saÄŸlayabilir. Çünkü 'Bu da bizim gruptanmış' diyen kiÅŸiler hastanemize gelebilir. Bu noktada bu söylentiler avantaj mı dezavantaj mı bilinmez" diye konuÅŸmuÅŸ. Beyaz Enerji Operasyonu'yla tutuklanarak cezaevine konan Devlet eski Bakanı ve TEAÅž eski Yönetim Kurulu Ãœyesi Birsel Sönmez, elinde çok geniÅŸ kapsamlı "yolsuzluk dosyası" olduÄŸunu açıklamış. Sönmez'in açıklandığı zaman çok kiÅŸinin canının yanacağını anlattığı dosyayı, gözaltına alındığı gün ANAP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Cengiz Altınkaya'ya vermeyi planladığı ancak bir gün önce aldığı randevunun gözaltı nedeniyle gerçekleÅŸemediÄŸi ortaya çıkmış. Balkanlardan gelen soÄŸuk hava, kuzey batıdan baÅŸlayarak kar yağışlarına neden olmuÅŸ. Bu durum bir hafta boyunca sürecekmiÅŸ yapılan açıklamalara göre. Fatih Terim sayesinde Ä°talyan olduÄŸumuz yazılıyor bir baÅŸka haberde de. Futbolseverler artık Terim'in takımının maçlarını da kahvelerde seyretmeye baÅŸlamışlar. RADÄ°KALÖzkasnak PaÅŸa'nın 28 Åžubat hakkında yaptığı, post-modern darbe tanımı, bu gazetenin de manÅŸetinde. Haberde bir komutanın ilk kez bu dönem için 'darbe' tanımını kullandığına dikkat çekiliyor. 'Ceviz KabuÄŸu' adlı televizyon programına telefonla katılan, eski Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, 28 Åžubat'a 'postmodern darbe' yakıştırması yapıldığının hatırlatılması üzerine şöyle konuÅŸmuÅŸ. "Postmodern darbe demiÅŸler. Bu ismi kim koymuÅŸsa gerçekten zekâ ürünü. Postmodern darbe, bence bu sürece yakıştırılan en iyi isimdir" Özkasnak, CevizoÄŸlu'nun, "Darbeler demokratik rejime ve Anayasa'ya aykırı deÄŸil mi?" sorusuna, "Asıl o dönemde ülkenin meÅŸru hükümetinin yaptığı irticai faaliyetler Anayasa'ya aykırıydı" ÅŸeklinde yanıt vermiÅŸ. TSK'nın üst düzey kademesinden yapılan açıklamalar ve çeÅŸitli toplantılarda dile getirilen görüşler, askerin AB'ye yaklaşımı hakkında soru iÅŸareti yaratıyormuÅŸ. Harp Akademileri Komutanı Nahit ÅženoÄŸul, "Avrupa bizi bir tercih durumunda bırakırsa, hiç kuÅŸkusuz tercihimiz vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüdür. AB'ye üye olan hiçbir ülke bölünmemiÅŸtir ama bazı ülkeler bölündükten sonra aday üye olabilmiÅŸlerdir" diye konuÅŸmuÅŸ bu konuda. Genelkurmay BaÅŸkanlığı tarafından yapılan bir açıklamada ise, "Terör örgütünü en çok cesaretlendiren geliÅŸmeler Türkiye'nin AB'ye giriÅŸ sürecinde yaÅŸanmaktadır. TSK, Türkiye'nin AB'ye giriÅŸine karşı olmadığını en yetkili ağızlardan pek çok kere tekrarlamıştır" deniyormuÅŸ. Ä°ÅŸte bu açıklamaların kafaları karıştırdığı belirtilmiÅŸ haberde. Ani bastıran soÄŸuk ve kar, "Karla karışık fırtına" baÅŸlığı ile veriliyor. Trakya'dan sonra bugün de Marmara, Karadeniz, İç ve DoÄŸu Anadolu'da kar bekleniyormuÅŸ. Ä°stanbul'da valilik kar yağışının yanı sıra iki gün boyunca ÅŸiddetli fırtına da yaÅŸanacağını belirtip vatandaÅŸları lodos zehirlenmelerine karşı uyarmış. Önümüzdeki hafta sonu da yurdun batısı ve güneyi dışındaki tüm bölgelerde kar yağışı varmış. NeÅŸe Düzel bu hafta FP milletvekili Mehmet BekaroÄŸlu ile görüşmüş. "Müslüman olarak referanslarımı evrensel demokrasiye oturtabiliyorum" diyen BekaroÄŸlu'na göre partisi, siyasal Ä°slam'ı bırakıyormuÅŸ. BekaroÄŸlu, "Susurluk türbandan önemli" diye düşünüyormuÅŸ. CUMHURÄ°YETManÅŸetteki haberde, "Mavi çeliÅŸkiler" denmiÅŸ. 'Mavi Akım' projesinin, Türkiye'nin çıkarlarına aykırı hükümler içerdiÄŸi belirtilmiÅŸ. Rus konsorsiyum ANAP'a yakın ÅŸirketleri ortak olarak seçmiÅŸ, avans ödemesi tartışmalıymış. 200 milyon dolar olarak hedeflenen boru hattı döşeme maliyeti ise, iÅŸin henüz yarısı tamamlandığında 260 milyon doları bulmuÅŸ. Aslında Türkiye'nin Mavi Akım projesi kapsamında daha geçen yıl 500 milyon, bu yıl da 4 milyar metreküp doÄŸalgaz alması gerekiyormuÅŸ. En ÅŸaşırtıcı maddeye göre ise, sözleÅŸme, alınması taahhüt edilen gazın alınmaması durumunda bedelin ödenmesini öngörüyormuÅŸ. Bu arada, anlaÅŸmazlıkların çözüm yeri de Ä°sveç, yöntemi tahkim, uygulanacak hukuk sistemi ise Ä°sviçre olarak yazılıymış. DYP, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer hakkında gensoru önergesi vermeye hazırlanıyormuÅŸ. Bu partinin iddialarına göre, rüşvetin miktarı 50 milyon dolarmış. Yusufeli Barajı'nda 200 milyon dolarlık haksız kazanç varmış. Mesut Yılmaz, tutuklanan iÅŸadamı Karadeniz'in uçağından inmezmiÅŸ. YeÅŸilbarış Akdeniz Ofisi enerji kampanyası sorumlusu Melda Keskin, enerjinin olduÄŸu her yerde ''kirli ve kanlı siyaset''in de olduÄŸunu söylemiÅŸ. Melda Keskin, insanların yıllarca petrol aramak için askeri güç kullanarak yerli halkları yok ettiÄŸini de vurgulamış yaptığı açıklamada. CHP lideri Baykal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'i istifaya çağırmış. Beyaz Enerji operasyonunda gözaltına alınanların eylemini, ''Orada ihale ayarlamışlar. Birisi tutmuÅŸ, öbürü tecavüz etmiÅŸ'' diye tanımlayan Baykal, ''Bakanın atadığı adamlar suçlanıyor, kendisi yerinde duruyor. Böyle ÅŸey olmaz'' diye konuÅŸmuÅŸ. YataÄŸanlıları kalıtsal hastalık korkusu sarmış. Tes-Ä°ÅŸ YataÄŸan Åžube BaÅŸkanı Erol SoÄŸancı desülfürizasyon sistemi parçalarının 1.5 yıldır gümrükte bekletildiÄŸini ileri sürüyormuÅŸ. ''Bu geçen süre içerisinde meydana gelen hastalıklar ve tedirginliklerin sorumluları bir açıklama yapmak zorundadır. Bölgede süreç içerisinde olası kalıtsal hastalıkların sorumluları kim olacak'' diye sormuÅŸ. NATO'nun kullandığı seyreltilmiÅŸ uranyumlu silahların etkisi bir bir ortaya çıkıyormuÅŸ. Ä°ngiliz The Independent gazetesi, NATO uçaklarından atılan uranyumlu bombaları kendisine oyuncak yapan 12 yaşındaki küçük bir Sırp kızla yapılan röportaja yer vermiÅŸ. Bombardıman sırasında 6 yaşında olan Sladyana Sarenaç, radyasyonun etkisiyle bütün tırnaklarını kaybetmiÅŸ, sürekli kusuyor ve iç kanama geçiriyormuÅŸ. Gelecek yıl UNESCO'nun, 100. doÄŸum yılı nedeniyle 2002'yi dünyada Nâzım Hikmet Yılı ilan etmesi bekleniyormuÅŸ. Ancak kutlamalar 2000'de baÅŸlamış. ÇeÅŸitli kuruluÅŸların programlarında Nâzım Hikmet'le ilgili etkinliklere baÅŸ yeri ayırdığı belirtilmiÅŸ haberde. Ä°yi haftalar. Asuman ALPASLAN - 15 Ocak 2001, Pazartesi Â
button