Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2000 00:00
HÜRRİYETİBAR tarafından 16. kez yayınlanan "Türkiye'de Bankalar ve Bankacılık Sistemi" adlı raporda bu yıl ilk defa enflasyondan arındırılmış bilanço yayınlanmak istenmiş. Bu rapor 81 bankadan istenmiş, ancak 36 tanesi olumlu yanıt vermiş bu isteğe. İşte bu bankalar için "36 cesur banka" başlığı kullanılıyor. İBAR'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı, Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Abaç yapıyormuş. Abaç yaptığı açıklamada, bu 36 bankanın normalde karlı olduğunu, ancak enflasyondan arındırılmış şeffaf bilançoda zararda göründüğünü söylüyor. Buna rağmen bu uygulamadan korkmamışlar. Zarara rağmen yapılan bu açıklamanın, bankaları spekülasyonlardan koruyacağını, kamuoyu önünde de, itibarını artıracağını düşünüyormuş Selçuk Bey. Baba, barış için kolları sıvamış. Süleyman Demirel'in İsrail ve Filistin arasındaki şiddet olaylarını araştıracak komiteye seçildiği, ABD Başkanı Clinton tarafından resmen ilan edilmiş. Komite ilk toplantısını 25 Kasım'da yapacakmış. bu toplantıya katılmak için THY uçağı ile gidecekmiş ABD'ye Demirel. Dışişleri Bakanı İsmail Cem, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ı Kıbrıs konusunda uyarmış. "Kıbrıs'ı da Kosova ve Bosna'ya çevirirsiniz" diyormuş uyarısında. Katar'da yapılan İslam Konferansı Örgütü zirvesinde yapmış bu uyarıyı Cem. Katar'da bulunan Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer başkanlığındaki Türk tarafı, çok gizli bir barışçı planı devreye sokmuş. Görüşmeler sürerken, bu plan hakkında kimse açıklama yapmak istememiş. F tipi cezaevleri, Nuriş'i bekliyormuş. Bu cezaevlerinin ilki İzmir'de tamamlanmış. 175 personel görevlendirilmiş burada. Şu anda eğitimleri sürüyormuş. Buranın ilk konuklarının, Uşak Cezaevi'ni kan gölüne çeviren Nuri ve Vedat Ergin kardeşler olacağı yazılmış haberde. MİLLİYETBir hacker var manşette bugün. "Pijamalı efsane" olarak adlandırılmış Tamer Şahin. Lise mezunu olan Şahin, akşamları pijamasını giyip bilgisayarının başına geçiyormuş. Dev şirketlerin milyonlarca dolarlık sistemlerini çökertmekmiş işi. Bu ismi Türkiye ilk olarak Osmanlı Bankası'nın güvenlik sistemine girerek çökerttiği zaman duymuş. Her girdiği sisteme Zorro gibi imzasını da bırakıyormuş Şahin. İşte bu bilgisayar dehası ile yapılan söyleşi yer alıyor Milliyet Gazetesi'nde. Bilgisayarla 12 yaşında tanışmış. Şu anda da 19 yaşında zaten. Okulla arası hiç iyi olmamış. Superonline, o zamanlar Türkiye'nin en büyüğü olduğu için onunla uğraşmaya başlamış. Ve kullanıcı şifrelerini almış. Bu arada dayanamayıp imzasını da bırakmış. Bu da yakalanmasına neden olmuş tabii ki. Sonunda büyük firmalar adına çalışmaya başlamış. Güvenlik sistemlerini araştırıyormuş bunların ve iş başına 3500 dolar alıyormuş. Şimdi de Amerika'dan teklif almış. Buraya taşınacakmış. Çok yüksek maaşlar alarak saat 9 -17 arası bilgisayar işiyle uğraşanlara çok kızıyor. Bu işin bir sanat olduğunu ve aşkla yapılması gerektiğini söylemiş. Sosyal ilişkiler konusunda da pek başarılı değilmiş doğal olarak. Ortadoğu barışı için Türkiye'nin gizli bir planı olduğu haberi de yer alıyor ilk sayfada. İslam Konferansı'nın gündemi olan İsrail-Filistin olayları konusundaymış bu plan ve kimse ayrıntı vermiyormuş. Adı üstünde zaten, 'gizli plan'. Filistin Dışişleri Bakanı da doğrulamış bu haberi ve ayrıntı veremeyeceğini söylemiş. Katar'da yapılan zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Sezer, iki tarafa da sağduyu çağrısı yapmış. BM Genel Sekreteri Kofi Annan da, "Barışı çocuklarımıza nefreti öğreterek kuramayız" uyarısında bulunmuş. Enflasyonla mücadele kapsamında geçen yıl çıkarılan, bu yıl ki kira artışlarının yüzde 10'un üzerine çıkamayacağını öngören yasanın iptali gündeme gelmiş. "Kiracıya kötü
haber" başlığı ile verilen habere göre, bu yasanın Anayasa Mahkemesi'nde görüşülüp karara bağlanması bu hafta bitebilirmiş. Dava raporuna göre, "Sözleşme özgürlüğüne aykırı" görüldüğü için iptal olasılığının yüksek olduğu belirtiliyor. SABAHİş vaadiyle Moldova'dan İstanbul'a getirilip, burada böbreklerini kaybeden insanların öyküsü var bugün manşette. Köylü Nicolae, yoksul bir hayat yaşadığı evlerine bir gün bir kadının gelerek kendilerine iş vaad ettiğini anlatmış. Sonrası bildik hikaye. İstanbul'da bir eve yerleştirilmişler. Ertesi gün de, iş olmadığı, böbreklerini vermelerini gerektiği söylenmiş Nicolai ve onunla aynı durumda olan 13 kişiye. Kabul etmemişler tabii önce. Ancak silahla tehdit edilmişler. Böbreklerini vermezlerse ölecekleri söylenmiş. Birkaç gün kaldıkları yere gelerek tahlillerini yapmışlar. Ardından da adını bilmedikleri bir yere götürülüp ameliyat edilmişler. Haberi yazan, anlattıklarından yola çıkarak burasının Ayvalık olduğunu tahmin ediyormuş. 5 gün yattıktan sonra 3000 dolar verilerek ülkelerine yollanmışlar. Tabii bu işi yapanların kazançları binlerce dolarmış. Adamcağız için bu para da iyi. Bir ev almış. Oğluna da istediği bisikleti. Ameliyattan önce ayda 10 dolara çalıştığını söylemiş. Şimdi çok pişman. Eğer yardımcı olunursa, Türkiye'ye gelip şikayetçi olabileceğini söylüyor. Türkiye üzerinden Avrupa ve Kuzey Amerika'ya gitmeye çalışan İran, Irak ve Afganistan kaçakları, Van'da bekletiliyormuş. "Kimliksiz misafirler" olarak adlandırılan bu insanların sayıları, resmi verilere göre 2350. Süveyş Kanalı'ndan Akdeniz'e yayılan terörist yosun, şimdi de Ege'ye gelmiş. Bu yosunu durdurmak için harekete geçen Çevre Bakanlığı, Bodrum Yalıkavak çevresinde çalışıyormuş. Bu yosunla mücadelenin iki yolu varmış. Üzüm salkımını andıran bu yosunlar ya yolunmalı, ya da üzeri koyu renk naylonla kapatılmalıymış. Sağlık Bakanı Osman Durmuş, ABD'de beyin kanamasına yol açtığı gerekçesi ile yasaklanması gündeme gelen ilaçlarla ilgili kendilerinin de çalışma yapacaklarını söylemiş. Bu sırada yasaklamayı düşünmüyorlarmış. "Zaten 30 yıl boyunca kullanmışız. 30 ay daha alsak ne olur" diye konuşmuş bu konuda. RADİKALManşette, bir zamanlar trilyonlara hükmederken şu anda hapiste gün sayanlar var bugün. Kimi sahibi olduğu bankanın içini boşaltan, kimi hayali ihracat yapan kimi de 'çarkın' içine dahil olarak yolsuzluk yapanlar. Murat Demirel, çete kurarak sahibi olduğu bankanın içini boşaltmak suçundan içerde. Ayşenur Esenler de bu çetenin elemanı olmaktan. İkisi de Ankara Ulucanlar Cezaevi'de şu anda. Burada evlendiler. Cenajans'ın sahibi Nail Keçili de var haberde. O da Egebank'ın soyulduğu gece bankanın güvenlik kameralarına yakalamıştı. "Dostluğum yok" dediği Demirel'le aynı koğuşta kaldığı hatırlatılmış. El konan eski Sümerbank'ın sahibi Hayyam Gariboğlu ve Eze Zeytinleri'nin sahibi Erol Evcil de, cezaevinde gün sayanların arasında sıralamış. Bu iki isim de Kartal Cezaevi'nin konukları arasında. Bir de Altınbaş Holding'in sahibi Yasin Altınbaş var. Hayali ihracat suçundan yatıyor. İsmet Berkan, "Cezaevlerinde o kadar çok bankacı, işadamı ve sanayici oldu ki, gerçekten içeride bir 'Cezaevi Sanayici ve İşadamları Derneği' kursalar yeridir" diye yazıyor bugün. "Durmuş 'hapçı' çıktı" deniyor bir başka ilk sayfa haberinin başlığında. Konu ABD'de ortaya çıkan PPA içeren ilaçların beyin kanaması yol açtığı iddiası. İlaç sanayicileri bu ilaçlarda formül değişikliğine hazır olduklarını açıklamışlar. Ancak Durmuş, "30 yıldır kullanıyorum, bir mahsuru yok" diye konuşmuş bu konuda. İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenler Sendikası, bu ilaçların incelemeye alındığını, Sağlık Bakanlığı'nın istemesi halinde gereken formül değişikliğini hemen yapabileceklerini açıklamış. Osman Durmuş, ilaç sanayicilerinin bu tip açıklamaları, daha pahalı ve fazla kar getiren ilaçları satabilmek için yaptıklarını düşünüyormuş. Öyle biri bir şey söyledi diye hemen onu yapacak değillermiş. Katar'da yapılan İKÖ zirvesinin haberi de yer almış ilk sayfada. Zirve Kuran'dan ayetler okunarak açılmış. Haberin başlığında da, "Filistin'e el fatiha" deniyor. CUMHURİYET12 Kasım Kaynaşlı depreminin birinci yıldönümüydü dün. Geçen yıl depremin meydana geldiği saat 18.58'de binlerce kişi, "Unutmayacağız, unutturmayacağız" diye haykırmış Bolu ve Düzce'de. Bu toplantılarda Ankara'nın seslerini duymasını istemişler. Beş katrilyon deprem yardımının nasıl kullanıldığını soran depremzedeler, "Bankalara var, bize yok" diyorlarmış. Kredi borçlarının ertelenmesini, öğretmen eksiklerinin giderilmesini ve Bolu'ya özel statü verilmesini de talep ediyorlarmış. Akşam saatlerinde de Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara 'deprem' konulu bir konferans vermiş. Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Kıbrıs'ta Türklerin azınlık yapılmak istendiğini söylemiş. "BM Genel Sekreteri'nin misyonu, bir arabuluculuk misyonu değildir" diye konuşan Gürel, Kofi Annan'ın bir çerçeve oluşturarak Türk tarafına adeta "Ben sizin düşüncelerinizi kale almam" demek istediğini, bunun da onun haddi olmadığını açıklamış. İlk sayfada yer alan bir başka başlıkta da, "MHP usulü kültür hizmeti" deniyor. MHP'li Kastamonu Belediyesi'nin yayınladığı "Mehmet Feyzi Efendi" adlı kitapta, afetlerin durup dururken olmadığı yazılıyormuş. Kastamonu'da da hissedilen Çorum depremi, Bediüzzaman Said-i Nursi gibi din adamlarına yapılan baskılar sonucu meydana gelmiş. Bu kitapta Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu da önsöz yazmış. Kitapta,
Atatürk döneminde çıkarılan yasaların uygulanması için de baskılar yapıldığı iddia ediliyormuÅŸ. Haberde, Atatürk'ün 1925 yılında Åžapka Devrimi'ni baÅŸlattığı yer olan Kastamonu'nun MHP'li belediye baÅŸkanı tarafından 'kültür hizmeti' olarak sunulan kitapta, ÅŸeriata duyulan özlemin açıkça ortaya konduÄŸu anlatılıyor. BaÅŸbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Katılım Ortaklığı Belgesi'nin, Kıbrıs'la ilgili maddenin varlığına raÄŸmen kabul edilebilir olduÄŸunu söylemiÅŸ. "Bizim açımızdan AB'ye üyelik konusunda tereddüt devri sona ermiÅŸtir. Artık iÅŸ yapma zamanıdır" diyor Yılmaz. Osman DurmuÅŸ'un, hakkında beyin kanamasına neden olduÄŸu ilaçlarla ilgili sözleri, bu gazetede de ilk sayfada yer alıyor. "Bu ilaçları 30 ay daha kullanabilirim" sözleri taşınmış haberin baÅŸlığına. Ä°yi haftalar. Asuman ALPASLAN - 13 Kasım 2000, Pazartesi Â
button