Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2000 00:00
HÜRRİYETAtatürk'ün ölümünün 62.yıldönümü bugün. "Milenyum lideri" deniyor manşette. Çağındaki liderler silinip giderken,
Atatürk fikirleri ve eserleriyle yeni binyılda da güneş gibi parlayacak denmiş. Cumhuriyetin ilk kadın öğretmenlerinden Refet Angın, "10 Kasım'ları Ata'yı anma değil, O'na hesap verme günü olarak kutlayalım" önerisini getirmiş. Cemal Kutay da, "O bugün yaşasaydı, Samsun'a bir daha çıkardı. Ümmetçiliğe ve kadın haklarını inkar edenlere karşı çıkardı" diye konuşmuş. Cumhurbaşkanı Sezer, "O bir demokrattı" demiş Atatürk için. 10 Kasım dolayısıyla yaptığı açıklamada, O'nun insanlık tarihinin yetiştirdiği en büyük liderlerden biri olduğunu söylemiş. Günün haberinde de, "Saltanatın fotoğrafı" deniyor. Nuriş çetesinin, 5 kişiyi katlettikleri Uşak Cezaevi'nde çekilmiş fotoğrafları var. Halılarla döşeli lüks koğuşta Vedat Ergin, Nuri Ergin'in oğlu Nurettin ve tahta benzeyen bir yatakta cep telefonu ile konuşan iki çocuğun bir fotoğrafı bu. Bu fotoğrafın, cezaevinde devletin değil, çetenin hakim olduğunun belgesi olduğu belirtilmiş. ABD başkanlık seçimleri için de, "Karakolda bitecek" başlığı kullanılıyor. Bu skandalın ardından Amerikan efsanesinin bittiği yazılmış. Seçimlere hile karıştırıldığı kuşkusu belirmiş halkın kafasında. Hortumlanan bankaların üst yönetimlerindeki isim olan Şükrü Karahasanoğlu için 'kırmızı bülten' çıkarılmış. Sümerbank soruşturması kapsamında hakkında tutuklama kararı olan Şükrü Bey'in yurtdışında olduğu sanılıyormuş. Dışişleri Bakanı İsmail Cem, AB Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer alan Kıbrıs konusunun, tartışmalı olduğunu belirtmiş. "Kıbrıs maddesi gol değil ofsayttır ve hükümsüzdür" diye konuşmuş. MİLLİYET"İşte Nuriş Müdür" deniyor manşetteki haberde. Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin Uşak Cezaevi Müdürü'nün odasında çekilmiş bir fotoğrafları yayınlanmış. Bu resmin, devletin aczinin kanıtı olduğu belirtilmiş. Fotoğrafın yeri belli ancak tarihi belli değilmiş. Ama eski olmadığı da kesin. Müdür koltuğunda bir arkadaşları oturuyormuş. Masada tıraş makinesi, teyp ve sigara dikkat çekiyormuş. Çıkan olayların ardından cezaevinde yapılan aramalar sırasında ortaya çıkmış bu resim. Skandal yaratacak daha bir çok fotoğraf varmış buna benzer. Bir tanesinde, Ergin kardeşlerin lüks koğuşlarında elinde cep telefonu bulunan iki çocuğun da resmi varmış. Bu resim Hürriyet Gazetesi'nde yer alıyordu. Açık görüşlerde bile ziyaretçilerin koğuşlara alınmadığı cezaevinde çekilen bu fotoğraf, yetkilileri de şaşırtmış. Bugünün 10 Kasım olduğu ve aramızdan ayrılmasının üzerinden 62 yıl geçmesine rağmen Atatürk'ü çok özlediğimiz yazılmış bir başka başlıkta da. Bütün Türkiye'nin bugün O'nu anacağı belirtilmiş. Manevi kızı Ülkü, "Yaşasaydı bambaşka bir Türkiye olurdu" sözleriyle dile getirmiş ona duyulan özlemi. ABD ilk kez
seçim yolsuzluğu ile tanışmış. Florida Eyaleti'nde ortaya atılan iddialar üzerine yüzlerce seçmen mahkemelere başvurmuş. Al Gore tarafından elle sayım istendiği için, sonuçların belli olmasının 17 Kasım'a sarkabileceği yazılıyor haberde. Bu eyalette bazı sandıklar hiç açılmamış. 19 bin oy da yanlış kullanılmış. Mükerrer oy kullanımı ve sandık kaçırma olayları da yaşandı mı acaba? Merak ettim. Hani her konuda bizden ilerideler ya! Ama bu konuda bizi geçebileceklerini sanmam. SABAH"Bufalo operasyonu" manşette. İki ünlü işadamı, adları 500 trilyonluk kaçak et vurgununa karıştığı için sorgudaymış. DTP'li Orhan Keçeli'nin oğlu Engin Keçeli ve Musevi işadamı İshak Romano imiş bu ünlüler. Sorguda toplam 24 kişi varmış. Konu bu kez bufalo eti. Amerika'dan, "işleyip Azerbaycan'a satacağız" denilerek getirilmiş. Ancak Mersin ve Mardin serbest bölge depolarında saklanmış. Sahte belgelerle market ve fabrikalara satmışlar bu etleri. Bizler de afiyetle yedik sanırım. 5 yılda 500 trilyon lira kazanç elde ettikleri yazılıyor haberde. Soruşturmayı yine DGM Savcısı Talat Şalk yönetiyormuş. Tam 3 aydır telefonları dinleniyormuş bu şebeke üyelerinin. Yurtdışına kaçma hazırlıkları yaparken yakalanmışlar. Yavuz Donat, 10 Kasım dolayısıyla Atatürk'ü anmış bugünkü yazısında. 1936 yılında bir Yunanlı yazarın onun hakkında yazdığı bir kitabı tanıtmış. Yazar, Thomas A. Vaidis. Kitabında, savaşın daha çok taze olduğunu, bu nedenle bir Yunanlı gözüyle ırksal nefret ya da olmuş bitmiş şeyler dolayısıyla nefret duygularını yenemeden geçmişin acısıyla kirletmekten çekindiğini belirtmiş bu kitabı. Ancak bunu mümkün olduğu kadar bir Yunanlı değil de bir Avrupalı gözüyle yazmaya çalışacağını belirtmiş. Ve sanırım başarmış da. Böylesine bir yıkıntının ardından böylesine bir kuruluşun, sadece Mustafa Kemal'in Türkiye'sinde görüldüğünü anlatmış. Ve onun yaptıklarını hala kabullenemeyenlerin varlığını. "Türkiye Avrupa topluluğu içinde başta gelen yerlerden birini almış bulunuyor" satırlarının da altını çizmiş Donat. Yazıyı Atatürk'ü saygı ve minnetle andığımızı belirterek bitiriyor. Etyen Mahçupyan'ın kanserin aşı ile tedavi edildiği yönündeki yazıları, doktorları kızdırmış. Bu konuda açıklama yapan 17 bilim adamı, bu tür iddiaların şarlatanlık olduğunu düşünüyorlarmış. Bu yazıların ardından 1500 kadar kanser hastasının tedaviyi bıraktığını söylemişler. Mahçupyan ise, doktorların hassasiyetini anladığını söylüyor. Kanser hastasının, doktora sormadan bir tedaviye başlamasını doğru bulmuyormuş. Bu konuda yazmasının tek nedeninin, yurtdışında yaşanan tartışmaların Türkiye'de de yaşanmasını sağlamakmış. RADİKALAnkara, Kıbrıs konusunda yapılan
son dakika deÄŸiÅŸikliÄŸi dışında genelde olumlu bulmuÅŸ dün açıklanan Katılım Ortaklığı Belgesi'ni. Hükümet de bu konudaki düşüncelerini açıklamış dün. Kıbrıs konusunun öncelikle adadaki iki tarafı ilgilendirdiÄŸini söylüyorlarmış. AB adaylığımızın bu konuyla ilgisi olmadığını söylemiÅŸler. Bu konuda, Helsinki bildirisini esas alıyormuÅŸ hükümet. Bu belgede bir çok konuda da Helsinki bildirisine sadık kalındığı, siyasi diyalogun teyid edildiÄŸi düşünülüyormuÅŸ. Hükümet adına yapılan açıklamanın sonunda, "Ãœyelik sürecinde varmış olduÄŸumuz bu yeni ve olumlu aÅŸama, milletimize hayırlı olsun" deniyormuÅŸ. Canan Gedik ve Adnan Keskin, Türkiye'nin Katılım Ortaklığı Belgesi çerçevesinde 25 anayasa maddesi ve 50 yasa konusunda kapsamlı bir çalışma yapması gerektiÄŸini belirtmiÅŸler bugünkü yazılarında. Bu da, önümüzdeki yılı AB'ye çalışarak geçirmeleri demekmiÅŸ. Ä°fade özgürlüğü, vergi adaleti, yolsuzlukla mücadele bu yasaların konularından bazıları olarak sıralanmış. DGM ve MGK'nın yapısı konusunda da Anayasal deÄŸiÅŸiklik gerekiyormuÅŸ. ABD'nin baÅŸkanlık seçimleri sırasında sonuçların kilitlendiÄŸi Florida Eyaleti'nde hile yapıldığı iddiaları varmış. Bu da iÅŸi iyice karıştırmış. EÄŸer bu konu yargıya gidecek olursa ne olacağını kimse bilmiyormuÅŸ. Amerikalılar, daha önce ideal olduÄŸunu düşündükleri seçim sistemini tartışmaya baÅŸlamışlar bu yaÅŸananların ardından. "300 milyonluk ülkede baÅŸkan birkaç yüz oy farkıyla belirlenebiliyorsa, üstelik çok oy alan seçilemeyebiliyorsa, ulusal irade gerçekleÅŸebilir mi?" iÅŸte bunun yanıtını arıyormuÅŸ Amerikalılar. Gelsinler Türkiye'ye. Nasıl olabildiÄŸini anlarlar. Atatürk'ün ölüm yıldönümünde saygıyla anıldığı haberi de yer alıyor ilk sayfada. Kullandığımız anti gribal ilaçlar konusunda da midemiz bulandı son günlerde. PPA içeren bu ilaçları, bakanlığın açıklaması gelmeden kullanmamamızı önermiÅŸ uzmanlar. CUMHURÄ°YETAtatürk'ün 10 Kasım'da, ilke ve devrimlerinin hatırlandığı törenlerle anılacağı yazılıyor yayınlanan büyük bir resmin altında. Bugün tüm resmi kuruluÅŸlarda bayrakların yarıya indirileceÄŸi belirtilmiÅŸ. Devlet protokolü de, saat 8.45'de Anıtkabir'e gidecekmiÅŸ. Atatürkçü Düşünce DerneÄŸi de bu gün kapsamında etkinlikler düzenlemiÅŸ. Atatürk Haftası olarak kutlanan bu haftada ilk etkinlikleri, Ankara Ãœniversitesi Dil Tarih CoÄŸrafya Fakültesi'nde olacakmış bugün. Dün açıklanan Katılım Ortaklığı Belgesi konusunda açıklama yapan muhalefet, bu konuda umutsuzmuÅŸ. DYP, belge ile yaptığı açıklama, "Bu yükün altından kalkılamaz" diyormuÅŸ. Fazilet Partisi ise, "Bu hükümetle Avrupa BirliÄŸi zor görünüyor" açıklamasını yapmış. DışiÅŸleri Bakanı Ä°smail Cem, belgede yer alan Kıbrıs konusunun, hukuken tartışmalı olduÄŸunu açıklamış. Bu madde, AB üyesi bir ülkenin gönlünü almak için son dakikada eklenmiÅŸ Cem'e göre. Mustafa Balbay, "Rahat Uyu(yoruz) Atam!" diyor bugünkü yazısının baÅŸlığında. Atatürk'e anlatmış ülkenin durumunu. Önce de Avrupa'dan baÅŸlamış günün konusu olduÄŸu için. Avrupa'nın uzun yol aldığı son 50 yıl da bizimde çok çaba harcadığımızı belirtmiÅŸ. "Önce senin miraslarını, 'halkın benimsedikleri-benimsemedikleri' diye ikiye ayırdık, sonra da tümünü erozyona bıraktık" diyor. Politikacıların Atatürk döneminde yapılanlar hatırlatılınca, "O dönem bitti. Bırakın artık geçmiÅŸi geleceÄŸe bakalım" dedikten sonra topluma bir ÅŸey kabul ettirmek istedikleri zaman, "Atatürk de böyle düşünürdü" diye konuÅŸtuklarını da hatırlatmış. Yazısını, "Bankaların içi boÅŸ... Ama sana gelenlerin, seni duyumsayanların içi dolu" diyerek bitirmiÅŸ. Ä°yi tatiller. Asuman ALPASLAN - 10 Kasım 2000, Cuma Â
button