Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2000 00:00
HÜRRİYET"Kıyasıya yarış devam ediyor" manşetiyle çıkmış gazete. ABD'de yapılan başkanlık seçimleri anlatılıyor. Yardımcısı olan Al Gore'u destekleyen Clinton, tüm gücüyle devredeymiş. Aslında Gore Clinton'ın adayı olmadığını vurgulamış ilk başlarda. Monica skandalının gölgesinde kalmak istememiş. Ancak yine de ihtiyacı olmuş Bill Clinton'ın desteğine. Cumhuriyetçilerin adayı George Bush'un peşini, alkolle olan geçmişi bırakmıyormuş. Demokratların bastırması sonucu geçmişte alkollü araç kullanmaktan ceza yediğini de itiraf etmek zorunda kalmış. Bir aday daha var seçimlerde. Yeşiller Partisi Başkanı Ralph Nader. Basında adını bile duymamıştık neredeyse. Bush'un birkaç puan gerisinde kalan Al Gore, son günlerde kendi oylarını çaldığını iddia ettiği Nader'a da saldırmaya başlamış. Gore'un kampanyasını yürütenler, Nader'ın yanında hiç kadın görmediklerini söyleyerek, onun eşcinsel olduğu imasını yapmışlar. Kampanyasında eşcinsellere destek veren Al Gore'un bu tavrı, şaşkınlık yaratmış.
Galatasaray, dün akşam S. Graz ile 2-2 berabere kalarak ikinci tura yükselmiş. Önce penaltı golü ile öne geçmiş Cimbom. Durum 1-1 olunca yine bastırmış ve bu kez Jardel atmış golü. Ardından Hakan da bir gol atmış ama kendi kalesine. Bu arada gruptaki diğer maçın berabere olduğu haberini de alan futbolcular, al gülüm ver gülüm şeklinde bitirmişler maçı. Çünkü 2-2'lik sonuç, her iki takımın da ikinci tura çıkmasına yarıyormuş. Emre ise maçın son dakikasında kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bırakmış. Adler'in mücevher koleksiyonunun tanıtımı için İstanbul'a gelen Catherine Deneuve, kente hayran kalmış ve 'büyüleyici' olarak tanımlamış. Paris'ten sonra yaşayabileceği ikinci kent burası olabilirmiş. Hülya Avşar da şarkı söylemiş bu gecede. Deneuve'un ünlü bir modacı olan erkek arkadaşı, Avşar'ı daha iyi görmek için gözlüklerini takınca, ünlü yıldız biraz bozulmuş haberden anlayabildiğim kadarıyla. Avşar da Denevue'e bol bol iltifat etmiş İngilizce olarak. MİLLİYETFikret Bila dün, cezaevinde çıkan olaylarda savcıların suçu olmadığını söyleyip jandarmaya yüklenen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün görüşlerini yazmıştı. Bugün de işin jandarma tarafına söz vermiş. Onların görüşlerini aktarıyor. Cezaevlerinin sadece dış güvenliğinden sorumlu olan jandarmanın suçlanmasının haksızlık ve insafsızlık olduğunu söylemiş jandarma yetkilileri. Cezaevi müdürleri, avukatlar ve infaz memurlarını arama konusunda tam yetkileri yokmuş. Ancak buna rağmen kontrollerini sürdürüyorlarmış. Bu sırada 72 cezaevi personeli ve 13 avukat, cezaevine silah sokarken yakalanmış. Jandarma Genel Komutanlığı, Ergin kardeşlerin Uşak Cezaevinde çıkan olayların ardından sevk edilirlerken ellerinde silah bulunması olayının sorumluları hakkında soruşturma başlattıklarını açıklamış. En kısa zamanda sonuç alacaklarmış. Suç örgütlerinin kontrolü altında bulunan Çanakkale, Bursa ve Bayrampaşa cezaevlerinde 10 yıldır arama yapamıyormuş jandarma. Bu konuda bir davet de gelmemiş devletten bunca yıldır. İşte bu gerçeklerin bilinmesini istemişler. Bila da, bu önemli sorunun çözülebilmesi için bu iki kurumun bir an önce uyumlu bir ortak çalışmaya geçmesi gerektiğini belirterek bitirmiş yazısını. AB'nin İlerleme Raporu'na göre ülkemizin demokrasi adımları yetersizmiş. Katılım ortaklığı belgesi ile birlikte bugün açıklanması beklenen iki belgeden biri bu. Diğeri de Genişleme Raporu. İlerleme Raporu'nda Avrupa, idam cezası ve askerlerin siyasetteki rolü konusunda çekince koymuş. Genişleme Raporu'nda ise, insan hakları konusunda sicili bozuk olan tek ülke olan Türkiye'nin ekonomisi geçer not almış. Galatasaray'ın dün akşam oynadığı maç, "Ne şiş yandı ne kebap" değerlendirilmesi ile verilmiş. 2-2 sonucu ile maçın sonucunda iki takım da bir üst tura çıkınca yapılmış bu değerlendirme. Murat Demirel cezaevinde çamaşır, bulaşık derken yuvarlanıp gidiyormuş. Sabah erken kalkan Demirel, spor yapmayı ihmal etmiyor, bol bol da okuyormuş. Özellikle Türk Ceza Kanunu düşmüyormuş elinden. SABAH"Kolları sıvayalım" deniyor manşette. AB, Türkiye'ye yol haritasını bugün veriyormuş. Bu yeni dönemi Mesut Yılmaz yorumlamış ve manşette yer alan sözleri söylemiş. Yılmaz, AB'den beklentilerimize uygun bir belge gelmeme olasılığının da bulunduğunu belirtmiş. Bu durumda konu, 17 Kasım'da Bakanlar Konseyi'ne gidecekmiş. "Bizim o zamana kadar hükümetler nezdinde bu işin üstüne gitmemiz gerekir" diye konuşmuş. Yavuz Donat'ın yazdığına göre Yılmaz reformların batı için yapıldığı izleniminin doğduğunu doğruluyormuş. Bunun nedeninin, kendilerinin insiyatifi zamanında almamaları olduğunu düşünüyormuş. Türkiye'nin AB'ye hazır olup olmadığı yönündeki soruya da, "Uyum dışında kalan hiçbir alan yok. Kolları hemen sıvamalıyız" cevabını vermiş. Sümerbank'ın eski patronu Hayyam Gariboğlu, itiraf etmiş. Off-shore hesaplardan kendi hesaplarına 52 milyon doları aktarmış. Aralık 1999 tarihinde bankasına el konmasının ardından, "Bankamı geri verin" diye dava açmış Danıştay'a Gariboğlu. Haberde, bundan tam 11 ay sonra suçunu itiraf ettiği yazılıyor banka patronunun. Dün Ankara Adliyesi'ne getirilen Murat Demirel, öncekinin aksine daha şıkmış. Bıyık da bırakmış. İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, vali ve kaymakamlara, "Yolsuzlukla mücadele genelgesi" yayınlamış. Bu genelgede 13 emir yer alıyormuş. İl ve ilçelerde yolsuzluk haritalarının çıkarılmasını isteyen Tantan, vali ve kaymakamlara, "Terfinizde ilk ölçü, yolsuzlukla mücadelede başarı olacaktır" diyormuş. Egeli işadamları, Dinç Bilgin'e sahip çıkmışlar. Bilgin'in dürüst, başarılı, şerefli, devlete ve yasalara saygılı bir hemşerileri olduğunu düşünüyorlarmış. Normal ticari yaşamına dönmesi için gereken olanakların sağlanmasını talep etmişler. ABD'nin Miami bölge mahkemesi, 4 sigara üreticisini 145 milyar dolar tazminata mahkum etmiş. RADİKALBugün açıklanacak katılım ortaklığı belgesinin içeriği manşet olmuş bu gazetede. Tam üyelik için AB komisyonu tarafından Türkiye'ye tam 112 ev ödevi veriliyormuş. Kısa vadede, yani 2001 yılının sonuna kadar 52, uzun vade olarak gösterilen 2004 yılı başına kadar da 60 ayrı ödevimiz varmış bitirmemiz gereken. Düşünce özgürlüğünün güvencelerinin güçlendirilmesi ve bu konu yüzünden hapiste bulunanların durumlarının ele alınması, kısa vadede yapmamız gereken ilk ödev. İşkenceye karşı yasal ve fiziki önlemler ve gözaltı prosedürünün AB standartlarına getirilmesi konusu da hemen ardından sıralanmış. DGM'ler uluslararası standarda çıkarılacak, bunun yanı sıra yargının güçlenmesi de sağlanacakmış. İdam cezasında uygulanan moratoryum da devam edecekmiş. Anadilde radyo ve televizyon konusu da unutulmamış. Enflasyonla mücadeleden, telif hakları yasasına kadar hemen her konu var kısa vadeli çözümler arasında. Hayvan kimliği ve bitki pasaportu konuları da dahil. Uzun vadeli çözümlerin başında yine insan hakları var. Bu konuda yapılması istenen Anayasa ve yasa değişiklikleri, idam cezasının yasalardan tamamen kaldırılması, MGK'nın anayasal durumu, üstünde durdukları en önemli konular. Olağanüstü halin bütünüyle kaldırılmasını da istiyorlarmış uzun vadede. Ekonomik önlemlerin arasında da, Merkez Bankası yasasının Avrupa Merkez bankaları ile uyumlu hale getirilmesi, malların serbest dolaşımında ve şirketler hukukunda vergi korunması gibi konular sıralanmış. Bugün aynı zamanda yıllık İlerleme Raporu'nun da açıklanacağı belirtilmiş ilk sayfada yer alan diğer bir haberde. Bu raporun taslağının yorumlandığı haberde, 1998 ve 99 yıllarında yayınlanana oranla daha ılımlı olduğu belirtilmiş. Ancak bazı sert ifadelerin de girebileceği düşünülüyormuş. Raporda ilk kez Türkiye'nin konumuna yer veriliyormuş. "Siyasi diyalog gelişti. Gümrük Birliği rayında gidiyor" ifadeleri de yer alıyormuş. İsmet Berkan, Katılım Ortaklığı Belgesi'nin içeriğini Temmuz ayında yayınladıklarını, o zaman yalan
haber yayan AB düşmanlarının ÅŸimdi üzgün olduÄŸunu yazmış. Çünkü Avrupa BirliÄŸi kapısının aralandığını düşünüyor. ANAP Genel BaÅŸkanı Mesut Yılmaz, statükocuların ANAP'a karşı MHP'yi kullandıklarını söylemiÅŸ. Merkezde olamayacak siyasi yapıları merkezde gösterme gayreti içindeymiÅŸ bu kesim. Ancak mevcut durum mutlaka deÄŸiÅŸecekmiÅŸ. "Bu yapıların merkeze yaklaÅŸmak için kullandıkları her argüman, hep yanlış konumda olduklarının itirafıdır. Türkiye'de merkezin tek sahibi ANAP'tır" diye bitirmiÅŸ konuÅŸmasını. Ä°ktidar, batan bankalarla ilgili Meclis'te genel görüşme açılması istemini engellemiÅŸ. Haberin baÅŸlığında, "Skandalı konuÅŸmak istemediler" denmiÅŸ. CUMHURÄ°YETBu gazetede de, AB katılım ortaklığı belgesi manÅŸette. Belgede, "Kürt" yokmuÅŸ ama, "kültürel haklar" mevcutmuÅŸ. "Türkiye'ye zor ev ödevi" deniyor haberin baÅŸlığında. Haberde, kısa ve orta vadede yapılması gerekenler sıralanıyor. AB Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Vural, ulusal program hazırlıklarının iyi bir aÅŸamaya geldiÄŸini, amaçlarının yıl sonuna kadar bitirmek olduÄŸunu söylemiÅŸ. DışiÅŸleri Bakanı Ä°smail Cem de, Helsinki'nin bir kilometre taşı olduÄŸunu açıklamış. Bu aÅŸamadan sonrasını planlamaya çalışıyorlarmış artık. Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun da olumlu buluyormuÅŸ katılım ortaklığı belgesini. "9 Kasım sabahı, Türk politikacılar gereksiz heyecandan uzak dursunlar" önerisini dile getirmiÅŸ. Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam GariboÄŸlu, bankasına karşı düzenlenen operasyonu önceden haber alıp, paraları hesabına aktardığını kabul etmiÅŸ. Murat Demirel de dün yine sorgulanmış. Bu kez konu, icra konulan mallarını satmak ve bir firmayı sahte belge ile dolandırmak. Zulüm ve baskı gördüğünü söylemiÅŸ gazetecilere mahkemeye giderken. Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Bernard Garcia, sözde Ermeni Yasa Tasarısı'nın gerçekte önemsiz olduÄŸunu ve pratikte hiçbir etkisinin olmadığını iddia etmiÅŸ. Bu konuda gösterilen tepkilerde de dikkatli olunmasını istemiÅŸ. "Tehditle bir ÅŸey elde edilemez" diyormuÅŸ. İçiÅŸleri Bakanı Saadettin Tantan tarafından valilere gönderilen yolsuzluk genelgesi, bu gazete de yer almış. Valilerin yolsuzluÄŸun boyutunu tam olarak kavrayamadıkları ve bu konuda yeterince etkin olamadıklarını düşünüyormuÅŸ bakanımız. Ä°yi günler. Asuman ALPASLAN - 8 Kasım 2000, ÇarÅŸamba Â
button