OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 31, 2000 00:00
HÜRRİYETBoğaziçi Üniversitesi'nde yapılan Yolsuzluk Konferansı'nda konuşan İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, yolsuzluk ekonomisinin mimarları önünde yıllardır ceket iliklendiğini, bunların saygın insanlar olarak lanse edildiklerini söylemiş. Halkımızdan ve medyadan, bunların gündemi değiştirmesine fırsat vermemelerini istiyor. Organize suçlar, yolsuzluğun en önemli silahı haline geldi Tantan'a göre. Eğer büyük çıkarlar söz konusuysa, yolsuzluk olaylar tehdit, şiddet, sindirme boyutları da olan uluslararası organize eylemler olarak çıkıyormuş karşımıza. Güçlü ve etkin olan bu insanlar, çeşitli sivil toplum örgütleri içinde de etkinleşmişler doğal olarak ve gündemi belirlemeye çalışıyorlarmış. İşte bu sahte gündemin de, toplumda sivil toplum bilincinin gelişememesinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu söylemiş Bakanımız. Ancak hükümet yolsuzlukla mücadelede kararlıymış. Geçen yıl çıkarılan 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası olmasa, bu konuda bu kadar ileri gidemezlermiş. Tantan, bu yasayı hala tam olarak uygulamayan cumhuriyet savcıları olduğunu da belirtmiş. Sivil toplum hareketi de bu mücadeleye katılmalı, üniversite hocaları artık sokağa karışarak halkı bilinçlendirmelilermiş. Onları sokağa karışmamaları için yıllardır baskı altında tutanlar kimlerdi acaba? Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, el konulan Etibank ve Bank Kapital'in eski sahipleri, bazı yakınları ve yönetim kurulu üyelerinin tüm varlıklarına tedbir koymuş. Bu isimler arasında Mahmut Ceylan, Dinç Bilgin, Esra Bilgin, Zafer Mutlu ve Ercan Arıklı da varmış. Ceylan ve Bilgin'in, mal varlıklarının yanı sıra şirketlerine gelmiş aynı karar. Borsada Sabah Yayıncılık ve Sabah Pazarlamanın işlemleri de durdurulmuş dün için. Şirket yönetimlerinden açıklama yapılana kadar kapalı kalacakmış işleme bu hisseler. Dinç Bilgin, dün bir açıklama yaparak Etibank'a olan grup borçlarını bir plan dahilinde ödeyeceklerini söylemiş. Bu açıklama, hisse senetlerinin borsada işlem görmek üzere açılmasını kolaylaştırabilirmiş. Arabasıyla çarptığı bir yayanın ölümüne yol açan Galatasaraylı Emre, dün bir basın açıklaması yapmış. Ölen Kadir Çetin'in ailesinin, artık kendisini de bir evlatları gibi görmesini istiyormuş. MİLLİYET"Servet Harekatı" deniyor manşetteki haberde. Dinç Bilgin, eşi, oğlu, kızı, damadı, Zafer Mutlu, Ercan Arıklı, Şükrü Karahasanoğlu ve Mahmut Ceylan'ın mal varlıklarına ihtiyati tedbir konmuş. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Etibank ve Bank Kapital yöneticilerinin mal varlıkları için mahkemeye başvurmuş. Karar çok hızlı çıkmış. Gerekçesi, 'gecikmesi halinde telafisi mümkün olmayan zararlar olabilir' endişesiymiş. Adı geçen insanların taşınır, taşınmaz tüm mal varlıkları ile ilgiliymiş karar. Bu mal varlığı ile alım-satım işlemi yapılamayacakmış. Karar kapsamına, bu bankalara bağlı şirketler de dahil edilmiş. Bankacılık Üst Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel, el konulan bankalara ilişkin 'eylem raporu'nu gelecek hafta açıklıyormuş. Planda 7 tane önlem varmış. Önce zarar tespiti yapılacakmış, ardından kötü aktif ve alacaklar ayıklanacakmış. Üçüncü aşamada bankanın değeri saptanacak, bir sonrakinde de batırılan krediler kurtarılmaya çalışılacakmış. Kişisel mal varlıkları da dahil, en yüksek tahsilat yapılmaya çalışılacakmış bu aşamada. Hazineden alınacak 6.1 milyar dolarlık kağıtlarla bankaların aktifleri güçlendirildikten sonra da, banka sahibi olabilmenin yeni koşulları belirlenecekmiş. Son aşamada, bu koşulları yerine getirenlere satılacakmış bu bankalar. Şişli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde bir tutuklama kararı daha bulunan Yahya Murat Demirel, dün bu mahkemeye çıkarılmış. Haberde Demirel'in mahkemede terör estirdiği yazılıyor. Hakime adını bile söylemek istememiş. "Burası Muz Cumhuriyeti mi? Bir davadan iki tutuklama olur mu?" diye bağırmış. Duruşma çıkışında da, kendisini bir daha buraya kimsenin getiremeyeceğini söylüyormuş. SABAHİstanbul Ümraniye'de yaşanan bir olay var manşette bugün. 15 yaşındaki Şükrü Sarıtaş, arkadaşlarıyla birlikte mahalleden geçen üç hilal ve kurt amblemi bulunan bir arabaya taş atmışlar. Haberde 15 yaşın elverdiği kadarıyla inandıkları 'fikrin' ateşlemesiyle verdikleri yazılmış bu eylem kararını. Arabanın camı kırılmış. İşte bu sırada olan olmuş. Ruzi Temiz adlı sürücü, (onun yaşı yazılmamış, ancak arabada oğlu ve gelini de olduğuna göre 15 yaşın epey üstünde olduğu anlaşılıyor), sinirlenerek silahına sarılmış. Kaçan çocuklara ateş etmiş ve Şükrü Sarıtaş'ı öldürmüş. Şükrü Sarıtaş, daha önce de DHKP-C adına pankart asma, taş ve molotofkokteyli atma suçlaması ile yargılanmış. Yaşı küçük olduğu hapse girmekten kurtulduğu yazılıyor haberde. Ancak yaşı onu ölmekten kurtaramamış. Yahya Murat Demirel'in ikinci tutukluluğuna gösterdiği tepki, bu gazetenin de ilk sayfasında yer almış. Cumhuriyet Bayramı nedeniyle cezaevinde yapılan açık görüşten, Nuriş kardeşler de yararlanmış. Uşak E-Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Nuri ve Vedat Ergin'in yakınları gitmiş ziyaretlerine. Kardeşler, orada ziyarete gelen mahkum ailelerinin de bayramlarını kutlamışlar. İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, yolsuzlukla mücadele konusunda etkin bir devlet yönetimi gerektiğini söylemiş. Bu mücadeleye sivil toplum örgütleri ve yurttaşların da destek olmasını istemiş. Cumhurbaşkanı Sezer'in Cumhuriyet Bayramı resepsiyonun da söylediği sözlere liderlerden tepki gelmiş. Demokrasinin partilerden başlaması gerektiğini söylemişti ya. Recai Kutan hiç üzerine alınmamış bu sözleri. Herhalde vekillerin seçilmesine kendisi değil de Erbakan karar verdiği için olsa gerek. Mesut Yılmaz, bu sözlerin yerinin o resepsiyon olmadığını düşünüyormuş. Bir basın toplantısı yaparak açıklamalıymış Sezer bu görüşlerini. Sezer'e tek destek Tansu Çiller'den gelmiş. Kısmen doğru bir yaklaşım ortaya koyduğunu düşünüyormuş Cumhurbaşkanı'nın. RADİKALSür manşette "Malları da gitti" deniyor. Etibank ve Bank Kapital'in sahibi ve yöneticilerinin mal varlığı hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının haberi bu. Bankalara bağlı şirketlerin de aynı kapsamda olduğu yazılıyor. Manşetteki haberde de, İçişleri Bakanlığı ile TESEV'in yolsuzluğa karşı ortak mücadele başlattıkları yazılıyor. Yolsuzluğun çerçevesi çizilerek, somut bir hale getirilmesine karar verilmiş. Devlet ilk kez sivil toplumla birlikte bir yolsuzluk haritası çıkaracakmış. Yapılacak araştırmada, 3 bin vatandaş, 2 bin 400 bürokrat ve bin 200 işadamı ile görüşülecekmiş. Ne çeşit yolsuzluklar olduğu, bu işlerin nerelerde yoğunlaştığı saptanmaya çalışılacakmış. 8 ila 10 ay sürmesi bekleniyormuş bu araştırmanın. Proje için Dünya Bankası 100 dolar ödenek verecekmiş. Ancak araştırmanın toplam maliyetinin 600 bin doları bulacağı yazılmış haberde. Umarım bu araştırma sırasında da yolsuzluk yapılmaz! Yahya Murat Demirel'in ikinci kez, dolandırıcılık suçundan tutuklandığı haberi de ilk sayfada yer almış. Mahkeme çıkışında kelepçeli ellerini havaya kaldıran Demirel, "Bu devletin ayıbı" diye bağırmış. "Hükümet dumanlı" deniyor bir başka
haber başlığında da. Mavi Akım, TBMM Başkanlığı seçimi ve AB'ye uyum, Yılmaz ve Özkan'ın arasını bozmuş. ANAP, dışlandığını düşünüyormuş. Bu yüzden sert çıkışlar yaptığı konuşuluyormuş kulislerde. Mesut Yılmaz Köşk'e de çıkışmış. Cumhurbaşkanı'nın resepsiyonda yaptığı konuşmaları, bir basın toplantısı yaparak söylemesi gerektiğini düşünüyormuş Yılmaz. Cottarelli başkanlığındaki IMF heyeti, 2001 yılı için temaslarına başlamış dün. IMF yetkilileri, Cottarelli'yi çok konuşmaması için uyarmışlar. O da ortalıklarda görünmüyormuş. Aslında biz onu Televole programlarında görmeye alışmıştık. Kosova'da yerel seçimleri, ılımlı Rugova liderliğindeki LDK kazanmış. Belgrad ise
seçim sonuçlarını tanımayacağını açıklamış. CUMHURÄ°YETBatık bankalar manÅŸette bu gazetede. "Batığın boyutu büyük" denmiÅŸ. Bundan sonra batıkların tahsilinde malları gizleme, hileli devir iÅŸe yaramayacakmış. Devletin el koyduÄŸu 10 bankanın 11.5 milyar dolar düzeyindeki batık yükü, Türkiye'nin 1985 yılından beri yaptığı özelleÅŸtirme geliri olan 7.3 milyar dolarlık bedeli tümüyle yok etmiÅŸ. Ayrıca bu bankaların devlete yükü bununla sınırlı kalmıyormuÅŸ. Bu bankalar yıllardır devlete yüksek faizle borç veriyor ve tatlı karla geçiniyorlarmış. İçiÅŸleri Bakanlığı ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı(TESEV) ortaklaÅŸa bir proje yürütüyorlarmış. Bu projenin ilk sonuçları tartışılmış dün. Tantan, burada yaptığı konuÅŸmada, kamunun ve milletimizin soyulmasını bir filozofun sözleriyle özdeÅŸleÅŸtirmiÅŸ. "Yolsuzluk fahiÅŸelikten kötüdür" Hazal AteÅŸ Çakır'ın haberinde de, satılan kamu bankalarının içi boÅŸaltılmış olarak devlete geri döndüğü yazılıyor. Fondaki bankaların devlete olan maliyetinin, 11 milyar doları geçeceÄŸi sanılıyormuÅŸ. Bankalar Yeminli Murakıpları DerneÄŸi BaÅŸkanı Mehmet Çekinmez, kamu bankalarını en çok parayı verene satan ve önüne gelene banka kurma izni verenlerden hesap sorulması gerektiÄŸini söylemiÅŸ. Sydney Olimpiyatları'nda ay yıldızsız mayo giyen ve son maçında da mindere çıkmayan güreşçimiz Harun DoÄŸan'a 2 yıl mahrumiyet cezası verilmiÅŸ. DoÄŸan'ın Ä°slami örgütlerle iliÅŸkisi olup olmadığı da araÅŸtırılıyormuÅŸ. Milli EÄŸitim Bakanı Metin BostancıoÄŸlu, 12 yıllık eÄŸitimle ilgili çalışmaların yıl sonuna kadar tamamlanacağını belirtmiÅŸ. Gelecek yıl uygulamaya geçilebilecekmiÅŸ. Ä°yi günler. Asuman ALPASLAN - 31 Ekim 2000, Salı Â
button